1 |
drinking |
içme |
n. |
|
- One of the most serious problems continues to be the lack of water for both drinking and other purposes.
- En ciddi sorunlardan biri, hem içmeye hem de diğer amaçlara yönelik su kıtlığı olmaya devam ediyor.
- One of the most serious problems continues to be the lack of water for both drinking and other purposes.
- En ciddi sorunlardan biri hem içme hem de diğer amaçlar için su eksikliği olmaya devam ediyor.
- Drinking a full glass of water may help break down the medicine much more efficiently.
- Bir bardak dolusu su içmek ilacın çok daha etkili bir şekilde parçalanmasına yardımcı olabilir.
- Drinking sufficient water boosts your metabolism and helps the body properly break down the food.
- Yeterli su içmek metabolizmanızı hızlandırır ve vücudun yiyecekleri düzgün bir şekilde parçalamasına yardımcı olur.
- Eating and drinking makes the doctor rich.
- Yemek ve içmek doktoru zengin yapar.
- I'm not used to drinking tap water.
- Musluk suyu içmeye alışkın değilim.
- I refrain from drinking.
- İçmekten kaçınırım.
- Everything was fine until Tom started drinking.
- Tom içmeye başlayana kadar her şey yolundaydı.
- You cannot prevent him from drinking.
- İçmesini engelleyemezsiniz.
- He gave up drinking for the sake of his health.
- Sağlığı için içmekten vazgeçti.
- Tom said he didn't want to go drinking with us.
- Tom bizimle içmeye gitmek istemediğini söyledi.
- He refrained from drinking too much.
- Çok fazla içmekten kaçınırdı.
- Is it too early to start drinking?
- İçmeye başlamak için çok mu erken?
- I'm not used to drinking tap water.
- Musluk suyu içmeye alışık değilim.
- Drinking much is dangerous.
- Çok içmek tehlikelidir.
- Tom goes out drinking every evening.
- Tom her akşam içmeye gider.
- Let's wrap up this work now and go out drinking.
- Bu işi hemen bitirelim ve içmeye gidelim.
- He likes drinking coffee without sugar.
- Kahveyi şekersiz içmeyi seviyor.
- I went drinking last night with Tom.
- Dün gece Tom'la içmeye gittim.
- Dan started drinking at age 13.
- Dan on üç yaşında içmeye başladı.
- Too much drinking will make your life a ruin.
- Çok fazla içmek hayatınızı mahveder.
- I really think you should stop drinking so much.
- Bence bu kadar çok içmeyi bırakmalısın gerçekten.
- The green water is not suitable for drinking.
- Yeşil su içmek için uygun değil.
- Eating and drinking makes the doctor rich.
- Yeme ve içme, doktoru zengin yapar.
- He often goes out drinking.
- Sık sık içmek için dışarı gidiyor.
- Drinking warm milk makes me sleepy.
- Sıcak süt içmek uykumu getiriyor.
- He frequently goes out drinking.
- O sık sık bir şeyler içmek için dışarı çıkar.
- Drinking is harmful for your health.
- İçmek sağlığınız için zararlıdır.
- Let's wrap up this work now and go out drinking.
- Bu işi bitirelim ve dışarı içmeye gidelim.
- Dan started drinking at age 13.
- Dan 13 yaşında içmeye başladı.
- If you go drinking with Tom, be prepared to listen to some pretty outlandish cock and bull stories.
- Eğer Tom'la içmeye gideceksen, bazı uydurma hikayeler dinlemeye hazır ol.
- Tom goes out drinking every Monday night.
- Tom her pazartesi akşam içmeye çıkıyor.
- Drinking plenty of water will help you stay hydrated.
- Bol su içmek susuz kalmamanıza yardımcı olacaktır.
- If he keeps drinking like that, he'll have to take a taxi home.
- Böyle içmeye devam ederse eve taksiyle dönmek zorunda kalacak.
- Tom began binge drinking.
- Tom aşırı içmeye başladı.
- What can I get you for drinking?
- İçmek için size ne alabilirim?
- He often goes out drinking.
- Sıklıkla içmeye gider.
- It's a bit early to be drinking, isn't it?
- İçmek için biraz erken, değil mi?
- Let's go drinking together tonight.
- Bu gece birlikte içmeye gidelim.
- Avoid drinking too much water with your meals.
- Yemekle birlikte çok fazla su içmekten kaçının.
- Tom didn't really feel like going out drinking with the guys.
- Tom'un canı arkadaşlarla içmek için gerçekten dışarı çıkmak istemiyor.
- He stopped drinking.
- İçmeye son verdi.
- Tom picked up his coffee cup and started drinking out of it.
- Tom kahve fincanını aldı ve içmeye başladı.
- Drinking warm milk makes me sleepy.
- Ilık süt içmek beni beni uyutuyor.
- I miss drinking with my girlfriends.
- Kız arkadaşlarımla içmeyi özledim.
- Tom started drinking.
- Tom içmeye başladı.
- He frequently goes out drinking.
- Sık sık içmeye gider.
- Drinking much is dangerous.
- Çok fazla içmek tehlikelidir.
- Tom started drinking after his wife left him.
- Tom karısı onu terk ettikten sonra içmeye başladı.
- Drinking seawater can be deadly to humans.
- Deniz suyu içmek insanlar için ölümcül olabilir.
- Does Tom often go drinking with Mary?
- Tom sık sık Mary ile içmeye gider mi?
- Do you often go drinking with Tom?
- Tom'la sık sık içmeye gider misin?
- Drinking too much is bad for your health.
- Çok fazla içmek sağlığınız için kötüdür.
- If he carries on drinking like that, he's going to have a problem.
- Böyle içmeye devam ederse, problem yaşayacak.
- Tom picked up his coffee cup and started drinking out of it.
- Tom kahve fincanını aldı ve onu içmeye başladı.
- You cannot prevent him from drinking.
- Onun içmesini engelleyemezsin.
- Drinking more water won't do you any harm.
- Daha fazla su içmenin sana bir zararı olmaz.
- Would you mind my drinking another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve içmemin bir sakıncası var mı?
- Everything was fine until Tom started drinking.
- Tom içmeye başlayana kadar her şey iyiydi.
- Drinking warm milk before going to sleep helps you sleep well.
- Uyumaya gitmeden önce ılık süt içmek iyi uyumana yardımcı olur.
- He has since taken to drinking at lunch.
- O zamandan beri öğle yemeklerinde içmeye başladı.
- Tom goes drinking with his friends every weekend.
- Tom her hafta sonu arkadaşlarıyla içmeye gider.
- He says that he doesn't feel like drinking boza tonight.
- Bu gece boza içmek istemediğini söylüyor.
- My uncle kept on drinking in spite of his doctor's advice.
- Amcam doktorunun tavsiyesine rağmen içmeye devam etti.
- Tom often goes out drinking with his friends.
- Tom sık sık arkadaşlarıyla içmeye gider.
- Would you mind my drinking another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha içmemin sakıncası var mı?
- Let's not start drinking until Tom gets here.
- Tom buraya gelinceye kadar içmeye başlamayalım.
- Eating and drinking too much make doctors rich.
- Çok yemek ve içmek doktorları zengin yapar.
- Tom goes out drinking every weekend.
- Tom her hafta sonu içmeye gider.
- Sami went out drinking yesterday.
- Sami dün içmeye gitti.
- Tom goes out drinking every evening.
- Tom her akşam içmeye çıkar.
- If you go drinking with Tom, be prepared to listen to some pretty outlandish cock and bull stories.
- Tom'la içmeye giderseniz, çok abuk sabuk hikayeler dinlemeye hazır olun.
- He has taken to drinking recently.
- Son zamanlarda içmeye başladı.
- Tom didn't really feel like going out drinking with the other guys.
- Tom diğer çocuklarla içmeye gitmek istemiyordu.
- Tom didn't really feel like going out drinking with the guys.
- Tom çocuklarla içmeye gitmek istemedi.
- Drinking warm milk should help you sleep.
- Ilık süt içmek uyumana yardımcı olacaktır.
- I think it'd be better if you didn't go drinking with Tom tonight.
- Bence bu gece Tom'la içmeye gitmesen daha iyi olur.
- Avoid drinking too much water with your meals.
- Yemeklerinizle çok fazla su içmekten kaçının.
- Do you often go drinking with Tom?
- Sık sık Tom'la içmeye gidiyor musun?
- Tom didn't really feel like going out drinking with the other guys.
- Tom canı diğer erkeklerle içmeye gitmek istemiyordu.
- If he continues drinking too much, he will fall ill sooner or later.
- Çok fazla içmeye devam ederse, er ya da geç hastalanacak.
- You should not take to drinking again.
- Tekrar kendini içmeye vermemelisin.
- I wondered why Tom wasn't drinking.
- Tom'un neden içmediğini merak ettim.
- Let's wrap up this work now and go out drinking.
- Şimdi bu işi bitirelim ve bir şeyler içmeye gidelim.
- She makes a point of drinking a glass of milk every morning.
- Her sabah bir bardak süt içmeye özen gösterir.
- You can't prevent him from drinking.
- Onun içmekten alıkoyamazsın.
- Too much drinking will make you sick.
- Çok fazla içmek seni hasta edecek.
- I got sick from drinking too much.
- Çok içmekten hastalandım.
- Drinking a lot of coffee can raise your blood pressure.
- Çok kahve içmek senin kan basıncını yükseltebilir.
- He says that he doesn't feel like drinking boza tonight.
- Bu gece canının boza içmek istemediğini söylüyor.
- He took to drinking after his wife left him.
- Karısı onu terk ettikten sonra içmeye başladı.
- Tom went drinking almost every night.
- Tom neredeyse her gece içmeye gitti.
- Finish drinking your milk.
- Sütünü içmeyi bitir.
- Drinking a lot of coffee can raise your blood pressure.
- Çok kahve içmek tansiyonunuzu yükseltebilir.
- They kept drinking.
- İçmeye devam ettiler.
- Drinking too much is bad for your health.
- Çok fazla içmek sağlığın için kötüdür.
- His illness resulted from drinking too much.
- Onun hastalığı çok içmekten kaynaklanmaktadır.
- Let's wrap up this work now and go out drinking.
- Bu işi şimdi bitirelim ve içmeye gidelim.
- The last time we all went out drinking, I was the designated driver.
- En son içmeye gittiğimizde, şoför bendim.
- Tom keeps enough money for a taxi fare home tucked in his sock when he goes out drinking.
- Tom içmeye gittiğinde çorabının içine eve taksiyle dönecek kadar para koyar.
- I didn't start drinking till I was 22.
- İçmeye 22 yaşıma kadar başlamadım.
- You can't prevent him from drinking.
- Onun içmesini engelleyemezsiniz.
- He likes drinking coffee without sugar.
- Kahveyi şekersiz içmeyi sever.
- What's your favorite drinking song?
- Favori içme şarkınız nedir?
- Tom went out drinking with his friends last night.
- Tom dün gece arkadaşlarıyla içmeye gitti.
- Tom went out drinking with his friends last night.
- Tom dün gece arkadaşlarıyla içmeye çıktı.
- Appetite comes with eating, but the thirst goes away with drinking.
- İştah yemekle gelir, ama susuzluk içmekle gider.
- Let's not start drinking until Tom gets here.
- Tom gelene kadar içmeye başlamayalım.
- She took no pleasure in eating or drinking.
- Yemekten ve içmekten hiç zevk almıyordu.
- Tom goes out drinking every Monday night.
- Tom her pazartesi gecesi içmeye gider.
- Drinking warm milk before going to sleep helps you sleep well.
- Uyumadan önce ılık süt içmek iyi uyumanıza yardımcı olur.
- I told Jim to restrain himself from drinking too much.
- Jim'e çok içmekten kaçınması gerektiğini söyledim.
- I don't think Tom will want to go drinking with us.
- Tom'un bizimle içmeye gitmek isteyeceğini sanmıyorum.
- Has Mike quit drinking?
- Mike içmeyi bıraktı mı?
- If he continues drinking too much, he will fall ill sooner or later.
- O çok fazla içmeye devam ederse, o er ya da geç hasta olacak.
- Tom went drinking almost every night.
- Tom hemen hemen her gece içmeye gitti.
- I should start drinking.
- İçmeye başlamalıyım.
Show More (114)
|
2 |
drinking |
içki |
n. |
|
- It's just, tonight, no more drinking for me.
- Sadece bu gece, bana içki yok.
- It's just, tonight, no more drinking for me.
- Sadece bu gece bana içki yok.
- His doctor told him to cut down on drinking.
- Doktoru ona içkiyi azaltmasını söyledi.
- He was told to abstain from smoking and drinking.
- Sigara ve içkiden uzak durması söylendi.
- Tom was challenged to a drinking contest.
- Tom bir içki yarışmasına davet edildi.
- Tom and I are drinking buddies.
- Tom ve ben içki arkadaşlarıyız.
- Tom has cut down on drinking.
- Tom içkiyi azalttı.
- He gave up drinking for the sake of his health.
- Sağlığı için içkiyi bıraktı.
- Have you been drinking?
- İçki mi içtin sen?
- The doctor advised him to cut back on drinking.
- Doktor ona içkiyi azaltmasını tavsiye etti.
- You should not resort to drinking.
- İçkiye başvurmamalısın.
- You should not resort to drinking.
- İçkiye son çare olarak başvurmamalısın.
- You should give up drinking and smoking.
- İçki ve sigarayı bırakmalısın.
- Tom has a drinking problem.
- Tom'un içki sorunu var.
- Sami had a drinking problem for many years.
- Sami yıllarca içki problemi yaşadı.
- You must not indulge in drinking.
- İçkiye düşmemelisin.
- Tom and I are drinking buddies.
- Tom ve ben içki arkadaşıyız.
- Tom was advised by his doctor to give up drinking.
- Tom'a doktoru içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- Tom doesn't want to admit that he has a drinking problem.
- Tom içki sorunu olduğunu kabullenmek istemiyor.
- He's my old drinking buddy.
- O benim eski içki arkadaşım.
- What can I get you for drinking?
- İçki için sana ne verebilirim?
- I think you might have a drinking problem.
- Bence içki sorunun olabilir.
- Sami and Layla argued about her drinking issue.
- Sami ve Layla onun içki sorunu hakkında tartıştılar.
- Giving up drinking is not an easy task.
- İçkiyi bırakmak kolay bir iş değil.
- Sami and Layla argued about her drinking issue.
- Sami ve Leyla, Leyla'nın içki problemi hakkında tartıştı.
- She abandoned herself to drinking.
- Kendini içkiye verdi.
- Tom is one of my old drinking buddies.
- Tom benim eski içki arkadaşlarımdan biridir.
- She advised him to give up drinking.
- İçkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- He doesn't want to admit that he has a drinking problem.
- Bir içki sorunu olduğunu kabul etmek istemiyor.
- He advised her to stop drinking.
- Ona içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- I think I might have a drinking problem.
- Sanırım bir içki problemim olabilir.
- Sami wasn't even drinking.
- Sami içki bile içmiyordu.
- I advise you to give up drinking.
- Size içkiyi bırakmanızı öneririm.
- I think she has a drinking problem.
- Sanırım içki sorunu var.
- I quit smoking and drinking.
- Sigara ve içkiyi bıraktım.
- I'll give up drinking once and for all.
- Kesin olarak içkiyi bırakacağım.
- I think Tom has a drinking problem.
- Bence Tom'un içki sorunu var.
- My father tries to abstain from drinking.
- Babam içkiden uzak durmaya çalışıyor.
- Tom's doctor advised him to give up drinking.
- Tom'un doktoru ona içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- Both drinking and smoking are bad for the health.
- Hem içki hem de sigara sağlığa zararlıdır.
- I don't have a drinking problem.
- İçki problemim yok.
- He renounced smoking and drinking.
- Sigara ve içkiyi bıraktı.
- She advised him to stop drinking.
- Ona içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- My father stopped drinking.
- Babam içkiyi bıraktı.
- Tom decided to stop drinking and reform his behavior.
- Tom içkiyi bırakmaya ve davranışlarını düzeltmeye karar verdi.
- Tom has a very serious drinking problem.
- Tom'un çok ciddi bir içki sorunu var.
- The doctor advised him to cut down on drinking.
- Doktor ona içkiyi azaltmasını tavsiye etti.
- Tom was told to abstain from smoking and drinking.
- Tom'a sigara ve içkiden uzak durması söylendi.
- Tom and Mary both have drinking problems.
- Tom ve Mary'nin ikisinin de içki problemi var.
- She was advised by him to give up drinking.
- İçkiyi bırakması tavsiye edildi.
- The doctor advised him to keep away from drinking.
- Doktor ona içkiden uzak durmasını tavsiye etti.
- She abstains from drinking.
- O içkiden uzak duruyor.
- My father has already given up smoking and drinking.
- Babam sigara ve içkiyi çoktan bıraktı.
- The doctor told him to give up smoking and drinking.
- Doktor, sigarayı ve içkiyi bırakmasını söyledi.
- Giving up drinking for a year is healthy.
- Bir yıl boyunca içkiyi bırakmak sağlıklıdır.
- He cut down on drinking.
- İçkiyi azalttı.
- Sir, have you been drinking?
- Efendim, içki mi içiyorsunuz?
- Tom doesn't want to admit that he has a drinking problem.
- Tom bir içki sorunu olduğunu kabul etmek istemiyor.
- Tom says he's cut down on drinking.
- Tom içkiyi azalttığını söylüyor.
- Both drinking and smoking are bad for your health.
- Hem içki hem de sigara sağlığa zararlıdır.
- Excessive drinking is one of the causes of impotence.
- Aşırı içki iktidarsızlığın nedenlerinden biridir.
- He was told to abstain from drinking by the doctor.
- Doktor tarafından içkiden uzak durması söylendi.
- He was always drinking in those days.
- O günlerde sürekli içki içerdi.
- You should give up smoking and drinking.
- Sigara ve içkiyi bırakmalısın.
- It's my father who stopped drinking.
- İçkiyi bırakan benim babamdır.
- Drinking and driving can be dangerous.
- İçki içip araba kullanmak tehlikeli olabilir.
- Tom's doctor advised him to stop drinking.
- Tom'un doktoru ona içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- We usually go out for drinking parties.
- Genellikle içki partileri için dışarı çıkarız.
- What's your favorite drinking song?
- En sevdiğiniz içki şarkısı nedir?
- I don't have a drinking problem.
- Benim bir içki sorunum yok.
- Were you drinking?
- İçki mi içiyordun?
- Father stopped drinking.
- Babam içkiyi bıraktı.
- He decided to stop drinking and reform his behavior.
- İçkiyi bırakıp davranışlarına çekidüzen vermeye karar verdi.
- Tom advised Mary to stop drinking.
- Tom Mary'ye içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- The doctor advised Tom to stop drinking.
- Doktor Tom'a içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
- The doctor told him to give up smoking and drinking.
- Doktor, ona sigara ve içkiyi bırakmasını söyledi.
- I think I might have a drinking problem.
- Sanırım bir içki problemim var.
- He decided to stop drinking and reform his behavior.
- İçkiyi bırakmaya ve davranışlarını düzeltmeye karar verdi.
- You need to stop drinking.
- İçkiyi bırakmalısın.
- Tom is one of my drinking buddies.
- Tom benim içki arkadaşlarımdan biri.
- It's hard for my father to give up drinking.
- Babam için içkiyi bırakmak zor.
- You must not indulge in drinking.
- İçkiye teslim olmamalısın.
- He doesn't want to admit that he has a drinking problem.
- İçki sorunu olduğunu kabul etmek istemiyor.
- The doctor advised Tom to abstain from drinking.
- Doktor Tom'a içkiden uzak durmasını tavsiye etti.
- He gave me a lecture on drinking.
- Bana içki konusunda bir öğüt verdi.
- Tom smelled like he'd been drinking.
- Tom içki kokuyordu.
- Did Tom know about Mary's drinking problem?
- Tom, Mary'nin içki problemini biliyor muydu?
- Sir, have you been drinking?
- Efendim, içki mi içtiniz?
- Tom was advised by his doctor to give up drinking.
- Doktoru tarafından Tom'a içkiyi bırakması tavsiye edildi.
- He stopped drinking.
- İçkiyi bıraktı.
- I'll give up drinking once and for all.
- İçkiyi tamamen bırakacağım.
Show More (88)
|
3 |
drinking |
içki içme |
n. |
|
- Certainly, many colleagues here will know the consequences of drinking to excess.
- Elbette, buradaki pek çok meslektaşımız aşırı içki içmenin sonuçlarını bilecektir.
- Drinking much is dangerous.
- Çok fazla içki içmek tehlikelidir.
- Underage drinking is a serious problem.
- Reşit olmayanların içki içmesi ciddi bir sorun.
- Tom says he's gotten complaints about you drinking.
- Tom, içki içmenle ilgili şikayetler aldığını söyledi.
- Underage drinking is a crime.
- Reşit olmadan içki içmek suçtur.
- Please refrain from excessive drinking.
- Lütfen aşırı içki içmekten kaçın.
- Drinking alcohol during pregnancy can result in the child being born with foetal alcohol disorder.
- Hamilelik sırasında içki içmek çocuğun fetal alkol bozukluğu ile doğmasına neden olabilir.
- You're obviously too young to be drinking.
- Belli ki içki içmek için çok gençsin.
- He cut down on drinking.
- O içki içmeyi azalttı.
- Both drinking and smoking are bad for your health.
- Hem içki içmek hem de sigara içmek sağlığın için kötüdür.
- Tom has cut down on drinking.
- Tom içki içmeyi azalttı.
- Drinking was his ruin.
- İçki içmek onu mahvetti.
- Has Tom quit drinking?
- Tom içki içmeyi bıraktı mı?
- Drinking and driving can be dangerous.
- İçki içmek ve araba sürmek tehlikeli olabilir.
- Drinking alcohol is forbidden in Islam.
- İçki içmek İslam'da haramdır.
- Please refrain from excessive drinking.
- Lütfen aşırı içki içmekten kaçının.
- My problem isn't drinking, but smoking.
- Benim sorunum içki içmek değil, sigara içmek.
- Tom promised Mary that he'd quit drinking.
- Tom, Mary'ye içki içmeyi bırakacağına söz verdi.
- Drinking on an empty stomach is bad for your health.
- Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
- He was told to abstain from drinking by the doctor.
- Ona doktor tarafından içki içmekten uzak durması söylendi.
- Excessive drinking is one of the causes of impotence.
- Aşırı içki içmek, iktidarsızlık nedenlerinden biridir.
- Tom said he didn't want to go drinking with us.
- Tom bizimle içki içmeye gitmek istemediğini söyledi.
- Fadil started smoking and drinking.
- Fadıl sigara ve içki içmeye başladı.
- I'm going to try to quit drinking.
- İçki içmeyi bırakmaya çalışacağım.
- Drinking isn't against the law.
- İçki içmek yasalara aykırı değil.
- Father stopped drinking.
- Babam içki içmeyi bıraktı.
- I don't think Tom will want to go drinking with us.
- Tom'un bizimle içki içmeye gitmek isteyeceğini sanmıyorum.
- The French and the English like drinking, but the latter prefer beer whereas the former go in for red wine.
- Fransızlar ve İngilizler içki içmeyi sever, ancak ikinciler birayı tercih ederken, birinciler kırmızı şarabı tercih eder.
- Smoking and drinking aren't allowed.
- Sigara ve içki içmek yasak.
- You're obviously too young to be drinking.
- İçki içmek için çok genç olduğun belli.
- I refrain from drinking.
- İçki içmekten kaçınıyorum.
- Tom was told to abstain from smoking and drinking.
- Tom'a sigara içmekten ve içki içmekten sakınması söylendi.
- I didn't start drinking till I was 22.
- 22 yaşıma kadar içki içmeye başlamadım.
- Tom started drinking after his wife left him.
- Tom, karısı onu bıraktıktan sonra içki içmeye başladı.
- Drinking spirits on an empty stomach is bad for one's health.
- Aç karnına içki içmek sağlığa zararlıdır.
- Drinking was his ruin.
- İçki içmek onu harap etti.
- She abstains from drinking.
- İçki içmekten kaçınıyor.
- Tom often goes out drinking with his friends.
- Tom arkadaşlarıyla birlikte sık sık dışarı içki içmeye gider.
- My father has already given up smoking and drinking.
- Babam sigara içmeyi ve içki içmeyi zaten bıraktı.
- I advise you to give up drinking.
- İçki içmeyi bırakmanı tavsiye ederim.
- Sami went out drinking yesterday.
- Sami dün içki içmeye gitti.
- Drinking is harmful for your health.
- İçki içmek sağlığa zararlıdır.
- I have to stop drinking.
- İçki içmeyi bırakmak zorundayım.
- Years of heavy drinking has left John with a beer gut.
- Yıllar boyu çok içki içmek John'a bir bira göbeği bıraktı.
- I think it'd be better if you didn't go drinking with Tom tonight.
- Sanırım bu gece Tom'la içki içmeye gitmesen daha iyi olur.
- You should stop drinking.
- İçki içmeyi bırakmalısın.
- It's hard for my father to give up drinking.
- Babamın içki içmekten vazgeçmesi zordur.
- My father tries to abstain from drinking.
- Babam içki içmekten kaçınmaya çalışıyor.
- Tom's doctor advised him to give up drinking.
- Tom'un doktoru ona içki içmeyi bırakmasını tavsiye etti.
- My father quit drinking.
- Babam içki içmeyi bıraktı.
- Too much drinking will make you sick.
- Çok fazla içki içmek sizi hasta eder.
- I should have quit drinking years ago.
- Yıllar önce içki içmeyi bırakmalıydım.
Show More (49)
|
4 |
drinking |
alkol tüketimi |
n. |
|
- Excessive drinking can have negative effects on one's health.
- Aşırı alkol tüketiminin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Show More (-2)
|