|
- She couldn't contain her excitement and began to chirp about her accomplishment.
- Heyecanını daha fazla gizleyemeyen kadın başarısını cıvıldayarak anlatmaya başladı.
- The birds chirp loudly while flying rapidly.
- Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıldarlar.
- Birds are chirping.
- Kuşlar cıvıldıyor.
- Tom heard some birds chirping.
- Tom, bazı kuşların cıvıldadığını duydu.
- Tom could hear birds chirping outside his window.
- Tom penceresinin dışında cıvıldayan kuşları duyabiliyordu.
- Listen to the birds chirp.
- Kuşların cıvıldamasını dinleyin.
- The birds were chirping happily.
- Kuşlar mutlu bir şekilde cıvıldıyordu.
- My pet bird chirped all night long.
- Benim evcil kuşum bütün gece boyunca cıvıldadı.
- The birds stopped chirping.
- Kuşlar cıvıldamayı kesti.
- The cricket chirps.
- Cırcır böceği cıvıldıyor.
- The grasshopper chirps.
- Çekirge cıvıldıyor.
- My pet bird chirped all night long.
- Evcil kuşum bütün gece cıvıldadı.
Show More (9)
|