|
- Tom has always been jealous of me.
- Tom beni hep kıskanmıştır.
- He was jealous of his wife.
- Karısını kıskanıyordu.
- You know Americans are jealous of the British accent that they deem more prestigious.
- Amerikalılar daha prestijli gördükleri İngiliz aksanını kıskanırlar.
- They are jealous of our success.
- Onlar başarımızı kıskanıyorlar.
- All the girls were jealous of her looks.
- Bütün kızlar onun görünüşünü kıskanıyordu.
- They are jealous of us.
- Bizi kıskanıyorlar.
- I am jealous of your success.
- Senin başarını kıskanıyorum.
- All the girls were jealous of her looks.
- Bütün kızlar onun görünümünü kıskandılar.
- Everybody was jealous of my success.
- Herkes başarımı kıskandı.
- I was jealous of her.
- Onu kıskanıyordum.
- Everybody was jealous of my success.
- Herkes benim başarımı kıskandı.
- The other girls are jealous of Lily because she is extremely pretty.
- Diğer kızlar Lily'yi kıskanıyor çünkü o çok güzel.
- He was jealous of my success.
- O, benim başarımı kıskandı.
- You were jealous of me.
- Beni kıskanıyordun.
- They are jealous of our success.
- Başarımızı kıskanıyorlar.
- You were jealous of me.
- Sen beni kıskanıyordun.
- I was jealous of my brother.
- Kardeşimi kıskanıyordum.
- Layla was jealous of Sami's daughter.
- Layla Sami'nin kızını kıskanıyordu.
- Tom was jealous of Mary.
- Tom, Mary'yi kıskanıyordu.
- I think Tom is jealous of you.
- Sanırım Tom seni kıskanıyor.
- He was jealous of their happiness.
- Onların mutluluğunu kıskanmıştı.
- Tom was jealous of Mary's success.
- Tom, Mary'nin başarısını kıskanıyordu.
- He is jealous of her talent.
- Onun yeteneğini kıskandı.
- You must not be jealous of others' success.
- Diğerlerinin başarısını kıskanmamalısınız.
- Tom is jealous of Mary's friends.
- Tom, Mary'nin arkadaşlarını kıskanıyor.
- Mr Brown is jealous of his colleague's success.
- Bay Brown meslektaşının başarısını kıskanıyor.
- Tom is jealous of me.
- Tom beni kıskanıyor.
- She was jealous of her neighbor's good fortune.
- Komşusunun iyi talihini kıskanıyordu.
- Mary was jealous of Kate's popularity.
- Mary, Kate'in popülaritesini kıskanıyordu.
- He was jealous of my success.
- Başarımı kıskanırdı.
- You have nothing to be jealous of.
- Kıskanacak bir şeyin yok.
- He was jealous of his wife.
- O, karısını kıskanıyordu.
- I am jealous of your success.
- Başarınızı kıskanıyorum.
- Tom has always been jealous of me.
- Tom her zaman beni kıskanıyordu.
- Tom was jealous of me.
- Tom beni kıskanıyordu.
- I was jealous of my brother.
- Erkek kardeşimi kıskandım.
- Layla was jealous of Sami's daughter.
- Leyla, Sami'nin kızını kıskanıyordu.
- She was jealous of the bilinguals.
- İki dillileri kıskanırdı.
- Tom was jealous of Mary.
- Tom Mary'yi kıskandı.
- I think Tom is jealous of you.
- Bence Tom seni kıskanıyor.
- She was jealous of the bilinguals.
- İki ana dili olanları kıskanıyordu.
- He was jealous of their happiness.
- Onların mutluluğunu kıskanıyordu.
- You must not be jealous of others' success.
- Başkalarının başarılarını kıskanmamalısın.
- Even the moon was jealous of her beauty.
- Ay bile onun güzelliğini kıskanıyordu.
- I was jealous of you.
- Seni kıskanıyordum.
- Tom is jealous of me, isn't he?
- Tom beni kıskanıyor, değil mi?
- They are jealous of us.
- Onlar bizi kıskanıyorlar.
Show More (44)
|
