bare - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
bare çıplak adj.
  • Many trees are bare in winter.
  • Birçok ağaç kış mevsiminde çıplaktır.
  • He was bare to the waist.
  • O beline kadar çıplaktı.
  • I can do it with my bare hands.
  • Onu çıplak ellerimle yapabilirim.
Show More (29)
bare bomboş adj.
  • The kitchen table was bare except for a bowl of fruit.
  • Bir kase meyvenin dışında mutfak masası bomboştu.
  • The kitchen table was bare except for a bowl of fruit.
  • Mutfak masası bir kase meyve dışında bomboştu.
  • The room was bare.
  • Oda bomboştu.
Show More (1)
bare boş adj.
  • The shelves were pretty bare.
  • Raflar oldukça boştu.
  • The apartment was completely bare when we moved in.
  • Taşındığımızda daire tamamen boştu.
Show More (-1)
bare asgari adj.
  • Rather, it is the bare minimum in terms of future social policies.
  • Aksine, gelecekteki sosyal politikalar açısından asgari düzeydedir.
Show More (-2)
bare yapraksız adj.
  • Many trees are bare in winter.
  • Birçok ağaç kışın yapraksızdır.
Show More (-2)
bare açmak v.
  • Kazuko bared her breast and fed the baby.
  • Kazuko göğsünü açtı ve bebeği besledi.
Show More (-2)
bare sadece adj.
  • I caught a big fish yesterday with my bare hands.
  • Dün sadece ellerimle büyük bir balık yakaladım.
Show More (-2)
bare açık adj.
  • That's the bare minimum.
  • O, açık minimum.
Show More (-2)