Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
orta ses
common mating configuration
long-term liabilities
yakacak
History
Sentences
Meanings of
"yakacak"
in English Turkish Dictionary : 3 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yakacak
fuel
n.
2
General
yakacak
firing
n.
3
General
yakacak
coals [uk]
n.
Meanings of
"yakacak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yakacak odun
firewood
n.
The population has no
firewood
and uses the heat of this lava stream for their cooking fires.
Halkın
yakacak odunu
yok ve yemek pişirmek için bu lav akıntısının ısısını kullanıyor.
More Sentences
2
General
yakacak odun
cordwood
n.
3
General
yakacak masrafı
fuel expense
n.
4
General
yakacak mevcudu
fuel on hand
n.
5
General
yakacak odun
fuel wood
n.
6
General
yakacak odun
fuelwood
n.
7
General
yakacak yardımı
fuel allowance
n.
8
General
belirli bir uzunlukta kütükler halinde kesilmiş yakacak odun
tallwood
n.
9
General
yakacak olarak kullanılan kurutulmuş hayvan dışkısı
mis [africa]
n.
10
General
el yakacak kadar sıcak
too hot to handle
adj.
Idioms
11
Idioms
el yakacak kadar sıcak
hotter than a two-dollar pistol
adj.
12
Idioms
kendi kendini yaktı/yakacak
the laugh is on (one)
expr.
Trade/Economic
13
Trade/Economic
yakacak mevcudu
fuel on hand
n.
14
Trade/Economic
yakacak kıtlığı
fuel shortage
n.
15
Trade/Economic
yakacak masrafı
fuel expense
n.
Law
16
Law
arazi kiracısının o araziden yakacak/tamirat gibi ihtiyaçları için gerekli odun veya keresteyi alma hakkı
rights of estovers
n.
Technical
17
Technical
koloidal yakacak
colloidal fuel
n.
18
Technical
yakacak odun yığını
wood pile
n.
19
Technical
bir yakacak odun ölçü birimi
stack
n.
Chemistry
20
Chemistry
koloidal yakacak
colloidal fuel
n.
Botanic
21
Botanic
yeni zelanda'ya özgü ahşap ve yakacak odun olarak yetiştirilen bir ağaç
towai (weinmannia racemosa)
n.
22
Botanic
yeni zelanda'ya özgü ahşap ve yakacak odun olarak yetiştirilen bir ağaç
kamahi
n.
Forestry
23
Forestry
yakacak odun
wood fuel
n.
24
Forestry
yakacak odun için kullanılan bir miktar birimi
face cord
n.
25
Forestry
(orman hukukunda) yakacak olarak yaş ağaç kesme ayrıcalığı
verd
n.
History
26
History
arazi kiracısının o araziden yakacak/tamirat gibi ihtiyaçları için gerekli odun veya keresteyi alma hakkı
estovers
n.
Archaic
27
Archaic
çalı veya yakacak odun demeti
bavin [uk]
n.
28
Archaic
çalı veya yakacak odunları demetlemek
bavin
v.
Slang
29
Slang
yakacak ispirto
metho
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yakacak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy