English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | wimp n. | pısırığın teki | ||
Tom is a wimp, isn't he? Tom pısırığın teki, değil mi? More Sentences |
||||
British Slang | ||||
British Slang | wimp adj. | korkak | ||
You're a wimp. Sen bir korkaksın. More Sentences |
||||
General | ||||
General | wimp n. | çok pısırık kimse | ||
General | wimp n. | süt çocuğu | ||
General | wimp n. | muhallebi çocuğu | ||
Computer | ||||
Computer | wimp n. | pencereler, simgeler, menüler ve imleçler | ||
Computer | wimp n. | pencereler, simgeler, fareler ve imleçler | ||
Physics | ||||
Physics | wimp n. | yerçekimi ve zayıf kuvvet yoluyla maddeyle etkileşime girip bazen bir galaksinin kayıp kütlesini oluşturduğu varsayılan çeşitli varsayımsal atom altı parçacıklardan biri |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | wimp (out) v. | korkak olmak | ||
Tom thinks I'm a wimp. Tom benim bir korkak olduğumu düşünüyor. More Sentences |
||||
General | wimp (out) v. | çekingen olmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | wimp out v. | korkmak | ||
Phrasals | wimp out v. | tırsmak | ||
Speaking | ||||
Speaking | don't be a wimp expr. | pısırık olma | ||
Physics | ||||
Physics | weakly interacting massive particle (wimp) n. | zayıf etkileşimli büyük kütleli parçacık | ||
Slang | ||||
Slang | wimp out (of something) v. | bir şeyden tırsıp kaçmak | ||
British Slang | ||||
British Slang | nesh wimp n. | muhallebi çocuğu |