unprecedented - Turkish English Dictionary

unprecedented

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "unprecedented" in Turkish English Dictionary : 17 result(s)

English Turkish
General
unprecedented adj. eşi benzeri görülmemiş
Furthermore, this is an unprecedented decision.
Dahası, bu eşi benzeri görülmemiş bir karardır.

More Sentences
unprecedented adj. eşi görülmemiş
It's not unprecedented.
Bu, eşi görülmemiş değil.

More Sentences
unprecedented adj. görülmemiş (daha önce)
So far as the September communication is concerned, it is unprecedented.
Eylül ayındaki iletişim söz konusu olduğunda, bu daha önce görülmemiş bir durumdur.

More Sentences
unprecedented adj. benzeri görülmemiş
Your joint visit is unprecedented in the history of this institution.
Ortak ziyaretinizin bu kurumun tarihinde benzeri görülmemiştir.

More Sentences
unprecedented adj. daha önce görülmemiş
The campaign resulted in an unprecedented number of volunteers.
Kampanya daha önce görülmemiş sayıda gönüllünün katılımıyla sonuçlandı.

More Sentences
unprecedented adj. yeni
unprecedented adj. görülmemiş
unprecedented adj. örneğine rastlanmamış
unprecedented adj. o zamana kadar karşılaşılmamış
unprecedented adj. alternatifsiz
unprecedented adj. benzeri yaşanmamış
unprecedented adj. emsalsiz
unprecedented adj. eşsiz
unprecedented adj. öncesi olmayan
unprecedented adj. eşi benzeri olmayan
unprecedented adj. benzersiz
unprecedented adj. eşi menendi olmayan

Meanings of "unprecedented" with other terms in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

English Turkish
Phrases
unprecedented amount of expr. benzeri görülmemiş miktarda
This winter began with an unprecedented amount of snow.
Bu kış benzeri görülmemiş miktarda karla başladı.

More Sentences
General
unprecedented resistance n. emsali görülmemiş direniş hareketi
unprecedented success n. görülmemiş başarı
at an unprecedented pace adv. baş döndürücü bir hızla
at an unprecedented pace adv. başdöndürücü bir hızda
Law
legally unprecedented n. içtihatlara aykırı
Politics
unprecedented scale n. daha önce görülmemiş boyutta
the enemies conspiring against your independence and your republic, may have behind them a victory unprecedented in the annals of the world n. istiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler