English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | unanimously adv. | oybirliğiyle | ||
The Council has also recognised the importance of this directive and has unanimously agreed on a common position. Konsey ayrıca bu direktifin önemini kabul etmiş ve oybirliğiyle ortak bir tutum üzerinde anlaşmaya varmıştır. More Sentences |
||||
General | unanimously adv. | oybirliği ile | ||
The council agreed unanimously. Konsey oybirliği ile kabul etti. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | unanimously adv. | oy birliğiyle | ||
This undertaking was supported on 23 October by a resolution adopted unanimously by Parliament. Bu taahhüt 23 Ekim'de Parlamento tarafından oy birliğiyle kabul edilen bir kararla desteklenmiştir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | unanimously adv. | ittifakla |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | unanimously accept v. | oybirliğiyle kabul etmek | ||
I therefore recommend that we unanimously accept the offer of conciliation when we vote tomorrow. Bu nedenle yarın yapacağımız oylamada uzlaşma teklifini oybirliğiyle kabul etmemizi öneriyorum. More Sentences |
||||
General | accept unanimously v. | oybirliği ile kabul etmek | ||
General | reject unanimously v. | oybirliği ile reddetmek | ||
General | decide unanimously v. | oybirliğiyle kararlaştırmak | ||
General | decide unanimously v. | oybirliği ile kararlaştırmak | ||
General | decide unanimously v. | oybirliğiyle karar vermek | ||
General | be unanimously adopted v. | oybirliğiyle kabul edilmek | ||
Politics | ||||
Politics | unanimously approve v. | oybirliğiyle kabul etmek | ||
Politics | be unanimously accepted v. | oybirliğiyle kabul edilmek |