| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | toothache n. | diş ağrısı | ||
|
He is suffering from toothache. Diş ağrısı çekiyor. More Sentences |
||||
| Medical | ||||
| Medical | toothache n. | diş ağrısı | ||
|
The cause of his toothache was overeating of sweets. Diş ağrısının nedeni aşırı tatlı yemesiydi. More Sentences |
||||
| Dentistry | ||||
| Dentistry | toothache n. | diş ağrısı | ||
|
My son has a toothache. Oğlumun diş ağrısı var. More Sentences |
||||
| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | have a toothache v. | diş ağrısı çekmek | ||
|
My son has a toothache. Oğlum diş ağrısı çekiyor. More Sentences |
||||
| General | have toothache v. | dişi ağrımak | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | I have a toothache expr. | dişim ağrıyor | ||
| Botanic | ||||
| Botanic | toothache grass (ctenium americanum) n. | çok keskin tadı olan bir çim | ||
| Botanic | toothache bark n. | dişbudak ağacının dikenli kabuğu | ||
| Botanic | toothache tree n. | dikenli dallı ve sarımsı çiçekli yaprak döken aromatik bir çalı | ||
| Botanic | toothache tree n. | abd ve kanada'ya özgü, kabuğu tıbbi amaçla kullanılabilen aromatik bir çalı | ||
