tesadüf

Meanings of "tesadüf" in English Turkish Dictionary : 35 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	tesadüf	coincidence n.
It is not a coincidence. Bu bir tesadüf değildir. More Sentences
General
2	General	tesadüf	accident n.
I met him by happy accident. Onunla mutlu bir tesadüf sonucu tanıştım. More Sentences
3	General	tesadüf	chance n.
It was a mere chance that I found it. Onu bulmam sadece bir tesadüftü. More Sentences
4	General	tesadüf	coincidence n.
It is not a coincidence. Bu bir tesadüf değildir. More Sentences
5	General	tesadüf	fluke n.
Maybe it was just a fluke. Belki de bu sadece bir tesadüftü. More Sentences
Technical
6	Technical	tesadüf	accident n.
I met him by happy accident. Onunla mutlu bir tesadüf sonucu tanıştım. More Sentences
General
7	General	tesadüf	chance meeting n.
8	General	tesadüf	haphazardness n.
9	General	tesadüf	conjunction n.
10	General	tesadüf	encounter n.
11	General	tesadüf	fortune n.
12	General	tesadüf	lottery n.
13	General	tesadüf	happenstance n.
14	General	tesadüf	contingency n.
15	General	tesadüf	hap n.
16	General	tesadüf	fortuitousness n.
17	General	tesadüf	incident n.
18	General	tesadüf	casualness n.
19	General	tesadüf	incidence n.
20	General	tesadüf	fortuity n.
21	General	tesadüf	happenchance n.
22	General	tesadüf	chance-medley n.
23	General	tesadüf	coinkydink n.
24	General	tesadüf	auntter [obsolete] n.
25	General	tesadüf	vagrant n.
26	General	tesadüf	haphazardry n.
27	General	tesadüf	go n.
28	General	tesadüf	contingentness n.
29	General	tesadüf	haphazard adj.
30	General	tesadüf	fluky adj.
31	General	tesadüf	odd adj.
Idioms
32	Idioms	tesadüf	coinkidink n.
33	Idioms	tesadüf	coincidink n.
Law
34	Law	tesadüf	casus n.
Politics
35	Politics	tesadüf	casus n.

Meanings of "tesadüf" with other terms in English Turkish Dictionary : 68 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	tamamen tesadüf	sheer coincidence n.
It was sheer coincidence that Mary and I were on the same train. Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen tesadüftü. More Sentences
2	General	tesadüf eseri	happenstance n.
Their meeting was a result of pure happenstance. Tanışmaları tamamen tesadüf eseriydi. More Sentences
3	General	tesadüf etmek	chance on v.
I met him by chance on the train this morning. Bu sabah trende ona tesadüf ettim. More Sentences
Phrases
4	Phrases	tesadüf değil	no coincidence expr.
It is no coincidence that the greatest proponents of this premature enlargement are former members of EFTA. Bu erken genişlemenin en büyük savunucularının Avrupa Serbest Ticaret Birliği'nin eski üyeleri olması tesadüf değildir. More Sentences
Speaking
5	Speaking	ne tesadüf	what a coincidence expr.
What a coincidence meeting you here! Seninle burada karşılaşmak ne tesadüf! More Sentences
6	Speaking	tesadüf değil	no accident expr.
It is no accident that the Committee on Citizens' Freedoms and Rights has been cautious on this matter. Vatandaşların Özgürlükleri ve Hakları Komitesi'nin bu konuda temkinli davranması tesadüf değildir. More Sentences
Slang
7	Slang	güzel bir tesadüf	a happy accident n.
It was just a happy accident. Bu sadece güzel bir tesadüftü. More Sentences
General
8	General	aksi tesadüf	unfortunate coincidence n.
9	General	insana alay gibi gelen bir tesadüf	irony n.
10	General	güzel tesadüf	happy accident n.
11	General	aksi tesadüf	misadventure n.
12	General	aksi tesadüf	mischance n.
13	General	mutlu tesadüf	serendipity n.
14	General	aksi tesadüf	disventure [obsolete] n.
15	General	hoş tesadüf	sele [dialect] n.
16	General	tesadüf etmek	happen across v.
17	General	tesadüf etmek	meet by chance v.
18	General	tesadüf etmek	run across v.
19	General	tesadüf etmek	chance upon v.
20	General	tesadüf etmek	hap v.
21	General	tesadüf etmek	happen upon v.
22	General	tesadüf etmek	stumble v.
23	General	tesadüf etmek	happen to meet v.
24	General	tesadüf etmek	happen on v.
25	General	tesadüf etmek	come across v.
26	General	tesadüf etmek	coincide with v.
27	General	tesadüf etmek	happen v.
28	General	tesadüf etmek	meet v.
29	General	tesadüf etmek	light v.
30	General	tesadüf sonucu başarısız olmak	fluke v.
31	General	tesadüf etmiş	encountered adj.
32	General	tesadüf eden	coincident adj.
33	General	aksi tesadüf	unluckily adv.
34	General	tesadüf eseri	incidentally adv.
Phrasals
35	Phrasals	tesadüf eseri bulmak	fall on v.
36	Phrasals	tesadüf eseri bulmak	fall upon v.
37	Phrasals	(birine) tesadüf etmek	bump into (someone) v.
38	Phrasals	(birine/bir şeye) tesadüf etmek	chance on (someone or something) v.
39	Phrasals	(birine/bir şeye) tesadüf etmek	chance upon (someone or something) v.
40	Phrasals	(bir şeyle) aynı zamana tesadüf etmek	coincide with (something) v.
41	Phrasals	birine/bir şeye tesadüf etmek	happen upon someone or something v.
42	Phrasals	birine/bir şeye tesadüf etmek	happen on someone or something v.
43	Phrasals	(birine/bir şeye) tesadüf etmek	happen across (someone or something) v.
44	Phrasals	(bir şeye) tesadüf etmek	tumble upon (something) v.
Phrases
45	Phrases	biraz tesadüf eseri	more by accident than (by) judgment expr.
46	Phrases	buna ister kader de ister tesadüf de	call it fate or coincidence expr.
47	Phrases	başarı tesadüf değildir	no success is coincidence expr.
48	Phrases	hiçbir şey tesadüf değildir	nothing is coincidence expr.
49	Phrases	hiçbir başarı tesadüf değildir	no success is coincidence expr.
Colloquial
50	Colloquial	tesadüf (eseri)	the breaks n.
51	Colloquial	garip bir tesadüf	a curious coincidence n.
52	Colloquial	tamamen tesadüf	complete coincidence n.
53	Colloquial	tesadüf etmek	bump into v.
54	Colloquial	büyük tesadüf	long arm of coincidence expr.
Idioms
55	Idioms	güzel tesadüf	a happy accident n.
56	Idioms	tesadüf bu ya	as chance would have it expr.
57	Idioms	tesadüf bu ya	as luck would have it expr.
Speaking
58	Speaking	bu bir tesadüf değil	it's not a coincidence expr.
59	Speaking	bu ne güzel tesadüf	what a nice coincidence expr.
60	Speaking	bu bir tesadüf değildir	it's not a coincidence expr.
61	Speaking	ne tesadüf ama	what a coincidence expr.
62	Speaking	tesadüf diye bir şey yoktur	there is no coincidence expr.
Law
63	Law	kaza ve tesadüf	accident and coincidence n.
Technical
64	Technical	tesadüf blokları	randomized blocks n.
Biology
65	Biology	tesadüf tespiti	coincidence detection n.
Military
66	Military	tesadüf muharebesi	meeting engagement n.
Latin
67	Latin	tesadüf eseri gelen	escapium adj.
Slang
68	Slang	mutlu bir tesadüf	a happy accident n.