tedirgin - Turkish English Dictionary

tedirgin

Meanings of "tedirgin" in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

Turkish English
Common Usage
tedirgin uneasy adj.
I am nonetheless a little uneasy about the Council's future handling of these issues.
Yine de Konseyin bu konuları gelecekte nasıl ele alacağı konusunda biraz tedirginim.

More Sentences
General
tedirgin perturbed adj.
Sami is perturbed about that.
Sami bu konuda tedirgin.

More Sentences
tedirgin unsettled adj.
Tom is unsettled.
Tom tedirgin.

More Sentences
tedirgin irritated adj.
He became irritated.
O tedirgin oldu.

More Sentences
tedirgin agitated adj.
You're becoming agitated.
Sen tedirgin oluyorsun.

More Sentences
tedirgin nervous adj.
None of these concepts should make us nervous.
Bu kavramların hiçbiri bizi tedirgin etmemeli.

More Sentences
tedirgin agitated adj.
Tom is agitated.
Tom tedirgin.

More Sentences
tedirgin restless adj.
tedirgin troubled adj.
tedirgin discontented adj.
tedirgin grumbling adj.
tedirgin doubtful adj.
tedirgin anxious adj.
tedirgin bothersome adj.
tedirgin discomfortable adj.
tedirgin solicitous adj.
tedirgin obsessed adj.
tedirgin rattled adj.
tedirgin chafed adj.
tedirgin unease adj.
tedirgin ungratified adj.
tedirgin unhappy adj.
tedirgin untranquil adj.
tedirgin miseased [obsolete] adj.
tedirgin clammy adj.
tedirgin dismayed adj.
tedirgin disturbed adj.
tedirgin flustered adj.
tedirgin fazed adj.
tedirgin discontenting [obsolete] adj.
tedirgin startling adj.
tedirgin in a lather adv.
Colloquial
tedirgin ill-at-ease adj.
tedirgin worried adj.
Idioms
tedirgin exercised about (something) adj.
tedirgin like a cat in a strange garret adv.
tedirgin on thorns expr.
Slang
tedirgin hincty adj.
tedirgin cacking adj.

Meanings of "tedirgin" with other terms in English Turkish Dictionary : 75 result(s)

Turkish English
General
tedirgin etmek unsettle v.
Nevertheless, past scandals have unsettled and frightened consumers enormously.
Bununla birlikte, geçmişte yaşanan skandallar tüketicileri son derece tedirgin etmiş ve korkutmuştur.

More Sentences
tedirgin etmek unnerve v.
The unexpected noise in the dark alley unnerved her.
Karanlık sokakta duyulan beklenmedik gürültü onu tedirgin etti.

More Sentences
tedirgin edici unsettling adj.
I find that very unsettling.
Onu çok tedirgin edici buluyorum.

More Sentences
Marine Biology
tedirgin etmek agitate v.
A new affair is agitating the police administration.
Yeni bir olay polis yönetimini tedirgin ediyor.

More Sentences
Common Usage
tedirgin olmak worry v.
General
tedirgin edicilik tracasserie n.
tedirgin eden şey unsettlement n.
huzursuz ve tedirgin olan şey kicksy-wicksy n.
tedirgin kimse seether n.
tedirgin etmek harass v.
tedirgin etmek enchafe v.
tedirgin olmak feel uneasy about something v.
tedirgin etmek tease v.
tedirgin olmak worry v.
tedirgin etmek disquiet v.
tedirgin etmek disturb v.
tedirgin etmek discompose v.
tedirgin etmek trouble v.
tedirgin olmak be on thorns v.
tedirgin etmek bother v.
tedirgin etmek nag v.
tedirgin etmek uncalm v.
tedirgin olmak rise v.
tedirgin olmak dither [us] v.
anormal şekilde tedirgin olmak crawl v.
tedirgin etmek faze v.
tedirgin etmek inquiet [obsolete] v.
tedirgin davranmak fret v.
tedirgin edilmiş unsettled adj.
tedirgin edici worrisome adj.
tedirgin edici distressing adj.
tedirgin edici troubling adj.
tedirgin edici disturbing adj.
tedirgin edici worrying adj.
tedirgin edici distressful adj.
tedirgin edici perturbing adj.
tedirgin edici afflicting adj.
tedirgin etmeyen undisturbing adj.
tedirgin eden unease adj.
tedirgin olmayan unsolicitous adj.
tedirgin edilmiş ridden adj.
tedirgin eden disquietous adj.
tedirgin edici discomforting adj.
tedirgin bir halde irritatedly adv.
tedirgin bir biçimde twitchily adv.
tedirgin olarak discontentedly adv.
tedirgin bir şekilde agitatedly adv.
tedirgin bir şekilde bothersomely adv.
tedirgin olarak doubtfully adv.
tedirgin edici bir şekilde unsettlingly adv.
Phrasals
(bir şeyi) tedirgin ederek (bir şeyden) çıkarmak worry (something) out of (something) v.
tedirgin edici bir şekilde ilerlemek slither along v.
bir hayvanı tedirgin ederek bir şeyden/yerden çıkarmak worry an animal out of something v.
tedirgin etmek spook out v.
Colloquial
tedirgin kimse hog in armour n.
özgüvenli görünüp aslında güvensiz/tedirgin olan kimse hog on ice n.
tedirgin olmuş spooked adj.
Idioms
tedirgin olmak be set aback v.
(birini) tedirgin etmek set (someone) aback v.
(biri veya bir şey hakkında) tedirgin/huzursuz/kaygılı olmak have (some/any) qualms about (something or someone) v.
birini tedirgin etmek put one on one's guard v.
(birini) tedirgin etmek make (one's) teeth itch v.
(birini) tedirgin etmek throw a scare into (someone) v.
(birini/kendini) tedirgin etmek tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.
(birini) birini tedirgin etmek put (one) on guard v.
çok endişeli/kaygılı/tedirgin all wound up adj.
kaygılı/tedirgin durumda all of a doodah expr.
tedirgin halde all of a dither expr.
tedirgin olan on the anxious seat expr.
Archaic
tedirgin etmek disorder v.
Slang
tedirgin/rahatsız olmak bug out v.
tedirgin etmek sketch out v.
çok tedirgin olmak be cacking it v.
tedirgin olmuş all shook up adj.
tedirgin olmuş all shook up adj.