English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | starving n. | açlık çekme | ||
The starving, terrorised victims of the former resistance hero must be able to count on our support. Eski direniş kahramanının açlık çeken, terörize edilmiş kurbanları bizim desteğimize güvenebilmelidir. More Sentences |
||||
General | starving n. | açlıktan ölme | ||
General | starving n. | kıtlıkta kalma | ||
General | starving n. | kıtlık yaşama | ||
General | starving n. | büyük açlık yaşama | ||
General | starving adj. | çok aç | ||
General | starving adv. | açlıktan ölerek |