| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | sick man n. | hasta adam | ||
|
They lost no time in getting the sick man to a hospital. Hasta adamı hastaneye götürmede hiç zaman kaybetmediler. More Sentences |
||||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Idioms | the sick man of (something or somewhere) n. | (birinin/yerin) hasta adamı |
| Idioms | the sick man of (something or somewhere) n. | (bir şeyin/yerin) kusurlu yeri/bölümü |
| Idioms | the sick man of (something or somewhere) n. | (bir şeyin/yerin) çürük kısmı/yeri |
| Idioms | the sick man of (something or somewhere) n. | (bir şeyin/yerin) başarısızlığa mahkum kısmı/yeri |
| Politics | ||
| Politics | sick man of europe n. | avrupa'nın hasta adamı |
| Politics | the sick man of n. | -in hasta adamı |
| Politics | the sick man of n. | komşu ülkelere göre politik ve ekonomik olarak hasta/sıkıntılı olan ülke |
