English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | senile adj. | bunak | ||
I'm not senile. Bunak değilim. More Sentences |
||||
Common Usage | senile adj. | bunamış | ||
General | ||||
General | senile adj. | ihtiyarlıktan olan | ||
General | senile adj. | senil | ||
General | senile adj. | yaşlılık | ||
General | senile adj. | halsiz (yaşlı) | ||
Medical | ||||
Medical | senile adj. | yaşlanma ve onun neden olduğu belirtilerle ilgili olan |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | go senile v. | bunamak | ||
He's gone senile. O bunadı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | become senile v. | bunamak | ||
General | ||||
General | become senile v. | beyni sulanmak | ||
Medical | ||||
Medical | senile degeneration n. | ihtiyarlık yozlaşması | ||
Medical | senile dementia of lewy type n. | lewy cisimli demans | ||
Medical | senile demance n. | senil demans | ||
Medical | senile freckles n. | yaşlılık lekeleri | ||
Medical | senile gangrene n. | genellikle yaşlılarda görülen bir kangren türü | ||
Psychology | ||||
Psychology | senile squalor syndrome n. | diyojen sendromu | ||
Psychology | senile plaque n. | yaşlılık plakı | ||
Psychology | senile psychosis n. | yaşlılık psikozu | ||
Psychology | senile dementia n. | yaşlılık bunaması | ||
Pathology | ||||
Pathology | senile degeneration of brain n. | senil beyin dejenerasyonu | ||