sahtecilik

Meanings of "sahtecilik" in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	sahtecilik	forgery n.
In some cases, the successes ascribed to them and the options paid out to them are based on forgeries. Bazı durumlarda kendilerine atfedilen başarılar ve kendilerine ödenen opsiyonlar sahteciliğe dayanmaktadır. More Sentences
General
2	General	sahtecilik	forgery n.
It is linked to drug smuggling, terrorism and forgery of bank notes. Uyuşturucu kaçakçılığı, terörizm ve banknot sahteciliği ile bağlantılıdır. More Sentences
Law
3	Law	sahtecilik	forgery n.
Indeed, in the end, the text will be clearer and forgery of the CE marking will be more difficult. Gerçekten de, sonuçta metin daha net olacak ve CE işaretinin sahteciliği daha zor olacaktır. More Sentences
4	Law	sahtecilik	forgery n.
He showed the forgery to my friends. Sahteciliği arkadaşlarıma gösterdi. More Sentences
5	Law	sahtecilik	counterfeiting n.
Particular attention should be paid to measures to combat counterfeit and piracy. Sahtecilik ve korsanlık ile mücadele etmeye yönelik tedbirlere özel dikkat gösterilmelidir. More Sentences
General
6	General	sahtecilik	hokiness n.
7	General	sahtecilik	hokeyness n.
8	General	sahtecilik	fabrication n.
9	General	sahtecilik	supposition n.
Law
10	Law	sahtecilik	falsification n.
Politics
11	Politics	sahtecilik	forgery n.

Meanings of "sahtecilik" with other terms in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

	Category	Turkish	English
Law
1	Law	sahtecilik yapmak	falsify v.
A student from Oslo who falsified his diploma to get into college has been sentenced to prison. Üniversiteye girebilmek için diplomasında sahtecilik yapan Oslo'lu bir öğrenci hapis cezasına çarptırıldı. More Sentences
General
2	General	dümen (sahtecilik)	scam n.
3	General	sanat eserinde sahtecilik yapan kimse	truqueur n.
4	General	sahtecilik yapma	imposture n.
5	General	parada sahtecilik suçuna karışan kimse	shoven n.
6	General	sahtecilik yapmak	prey v.
7	General	sahtecilik ile yapılan	impostured [obsolete] adj.
8	General	sahtecilik davasına ait	improbatory adj.
9	General	sahtecilik davası ile ilgili	improbatory adj.
Colloquial
10	Colloquial	çekte sahtecilik	kiting n.
11	Colloquial	sahtecilik suçu işleyen kimse	scamster n.
12	Colloquial	çekte sahtecilik yapmak	kite v.
Trade/Economic
13	Trade/Economic	sahte markalar koyma şeklinde sahtecilik	commercial counterfeiting n.
14	Trade/Economic	sahtecilik yapma	falsification n.
15	Trade/Economic	madeni parada sahtecilik	counter n.
16	Trade/Economic	sahtecilik yapmak	to commit a fraud v.
17	Trade/Economic	sahtecilik yapılmış	falsified adj.
Law
18	Law	belgede sahtecilik	forgery n.
19	Law	belgede sahtecilik	forgery of documents n.
20	Law	evrak üzerinde sahtecilik	forgery n.
21	Law	evrak üzerinde yapılan sahtecilik	forgery n.
22	Law	evrakta sahtecilik	forgery of documents n.
23	Law	imzada sahtecilik	signature forgery n.
24	Law	kimlikte sahtecilik	identity fraud n.
25	Law	resmi evrakta sahtecilik	forgery of official documents n.
26	Law	sahtecilik istihbarat bürosu	counterfeiting intelligence bureau n.
27	Law	sahtecilik haber alma bürosu	counterfeiting intelligence bureau n.
28	Law	resmi belgede sahtecilik	forgery of official documents n.
29	Law	usulsüzlük/sahtecilik risklerinin değerlendirilmesi	fraud risk assessment n.
30	Law	sahtecilik davası	improbation [scotland] n.
31	Law	belgede sahtecilik yapmak	forge v.
32	Law	evrakta sahtecilik yapmak	forge a document v.
33	Law	sahtecilik yapmak	counterfeit v.
34	Law	sahtecilik yaparak bir çekin değerini artırmak	raise a check v.
35	Law	sahtecilik yapmak	fake v.
Politics
36	Politics	ince kağıda basılmış oy pusulası ile sahtecilik	tissue ballot fraud n.
Insurance
37	Insurance	sahtecilik veya dolandırıcılık yapan çalışanın işverene mal olduğu kaybı ödeyen sigorta poliçesi	fidelity bond n.
Art
38	Art	sanat eserlerinde sahtecilik	trucage n.