Turkish | English | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | sadece birkaç | just a few of expr. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | birini üzerinde sadece bir veya birkaç kıyafeti (iç çamaşırı) kalana kadar soymak | strip someone or something down to something v. |
Phrasals | birini üzerinde sadece bir veya birkaç kıyafeti (iç çamaşırı) kalana kadar soymak | strip someone or something down v. |
Phrases | ||
Phrases | sadece birkaç kez | rarely ever expr. |
Colloquial | ||
Colloquial | sadece birkaç söz | just a few words expr. |
Colloquial | sadece birkaç gün | just a few days expr. |
Colloquial | sadece birkaç saniyeliğine | just for a few seconds expr. |
Speaking | ||
Speaking | bu sadece birkaç dakika sürer | it just takes a few minutes expr. |
Speaking | bu sadece birkaç dakika sürer | it takes just a few minutes expr. |
Law | ||
Law | sadece bir veya birkaç kişiyi etkileyen yasa | private law n. |
Politics | ||
Politics | kanunun sadece bir veya birkaç maddesini veto etme | item veto n. |
Forestry | ||
Forestry | tropikal bölgede sadece birkaç yıl ekip biçildikten sonra terk edilen bakir ormanlık alan | chena n. |