Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sürpriz yapmak | surprise v. | ||
I came to surprise him. Ona sürpriz yapmaya geldim. More Sentences |
||||
General | sürpriz yapmak | give a surprise v. | ||
General | sürpriz yapmak | take by surprise v. | ||
General | sürpriz yapmak | supprise [obsolete] v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | birine sürpriz yapmak | surprise v. |
Phrasals | ||
Phrasals | gelerek sürpriz yapmak | fly by v. |
Phrasals | ile sürpriz yapmak | surprise with v. |
Phrasals | birine bir şeyle sürpriz yapmak | spring something on someone v. |
Colloquial | ||
Colloquial | sürpriz bir ziyaret yapmak | make a surprise visit v. |