English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | robin n. | kızılgerdan | ||
In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south. İlkbaharda günler uzayıp güneş ısındığında, ilk kızılgerdan kuşunun güneyden dönmesini bekledi. More Sentences |
||||
Zoology | ||||
Zoology | robin n. | kızılgerdan | ||
In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south. İlkbaharda günler uzayıp güneş ısındığında, ilk kızılgerdan kuşunun güneyden dönmesini bekledi. More Sentences |
||||
Zoology | robin n. | nar bülbülü | ||
The robin is one of the most well-known songbirds living in the United Kingdom. Nar bülbülü Birleşik Krallık'ta yaşayan en tanınmış ötücü kuşlardan biridir. More Sentences |
||||
Marine | ||||
Marine | robin n. | yelken bağlama ipi | ||
Marine Biology | ||||
Marine Biology | robin n. | deniz kızı | ||
Zoology | ||||
Zoology | robin n. | kızıl gerdan | ||
Zoology | robin n. | narbülbülü | ||
Literature | ||||
Literature | robin n. | çizgi roman süper kahramanı | ||
Literature | robin n. | batman'in yardımcısı | ||
Sport | ||||
Sport | robin n. | robins olarak bilinen spor takımıyla bağlantılı kimse | ||
Ornithology | ||||
Ornithology | robin n. | amerika'da bulunan göğsü ve karnı pas-kırmızı renkte büyük bir ardıç kuşu |