resolve - Turkish English Dictionary

resolve

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "resolve" in Turkish English Dictionary : 43 result(s)

English Turkish
Common Usage
resolve v. kesin karar vermek
I resolved to break up with her cleanly.
Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.

More Sentences
General
resolve n. kararlılık
I can only confirm our resolve to release the funds that have been allocated.
Ben sadece tahsis edilen fonların kullanıma sunulması konusundaki kararlılığımızı teyit edebilirim.

More Sentences
resolve n. azim
We all admired his resolve to learn Japanese.
Hepimiz onun Japonca öğrenme azmine hayran kaldık.

More Sentences
resolve v. çözümlemek
DNA samples were extracted and resolved.
DNA örnekleri çıkarılıp çözümlendi.

More Sentences
resolve v. karara bağlamak
It is quite outrageous that we should sit for an hour voting on what should have been resolved by the committee.
Komite tarafından karara bağlanması gereken bir konuda bir saat boyunca oturup oylama yapmamız oldukça çirkindir.

More Sentences
resolve v. kesin karar vermek
She resolved to stop smoking.
O sigarayı bırakmaya kesin karar verdi.

More Sentences
resolve v. çözüme kavuşturmak
Many difficult issues have been resolved during the autumn.
Sonbahar boyunca pek çok zor mesele çözüme kavuşturuldu.

More Sentences
resolve v. halletmek
It is nothing serious and will resolve on its own after some time.
Bu ciddi bir durum değil ve bir süre sonra kendiliğinden hallolur.

More Sentences
resolve v. karar vermek
She resolved to leave the company immediately.
Şirketten derhal ayrılmaya karar verdi.

More Sentences
resolve v. çözmek
Effective communication is key in resolving disputes.
Anlaşmazlıkları çözmenin anahtarı etkili iletişimdir.

More Sentences
resolve v. karar almak
The king resolved to increase taxes.
Kral vergileri yükseltme kararı aldı.

More Sentences
Law
resolve v. karar vermek
The Conference of Presidents has resolved to send a delegation to Turkey.
Başkanlar Konferansı Türkiye'ye bir heyet göndermeye karar verdi.

More Sentences
Technical
resolve v. çözmek
Let us resolve this contradiction, which is the most important thing for us to do today.
Bugün yapmamız gereken en önemli şey olan bu çelişkiyi çözelim.

More Sentences
Common Usage
resolve v. azmetmek
General
resolve n. niyet
resolve n. karar
resolve v. ortadan kaldırmak
resolve v. aklına koymak
resolve v. gidermek
resolve v. ahdetmek
resolve v. tasarlamak
resolve v. karara varmak
resolve v. haline getirmek
resolve v. kararlaştırmak
resolve v. açıklamak
resolve v. dönüşmek
resolve v. ayırmak
resolve v. dönüştürmek
resolve v. tahlil etmek
resolve v. azmetmek
resolve v. çözüme ulaştırmak
resolve v. çözünmek
resolve v. ayrıştırmak
resolve v. erimek
Law
resolve n. karar
resolve n. kesin karar
resolve n. önerge
resolve v. hükme bağlamak
Technical
resolve v. analizini yapmak
Computer
resolve expr. çöz
resolve expr. çözümle
Chemistry
resolve v. ayrışmak
resolve v. ayrıştırmak

Meanings of "resolve" with other terms in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

English Turkish
General
resolve the problem v. sorunu çözmek
As the Presidency, I have outlined the efforts being made to resolve the problem.
Başkanlık olarak, sorunun çözümü için sarf edilen çabaları özetledim.

More Sentences
resolve the disputes v. anlaşmazlıkları çözmek
A disinterested third party resolved the dispute.
İlgisiz bir üçüncü taraf anlaşmazlığı çözdü.

More Sentences
resolve upon v. azmetmek
get somebody to resolve firmly v. azmettirmek
resolve on v. karar vermek
resolve on v. kafasına koymak
resolve the difficulties v. zorlukları aşmak
resolve the difficulties v. güçlükleri aşmak
resolve the crisis v. krizi aşmak
resolve the crisis v. krizden çıkmak
resolve the crisis v. krizi çözmek
resolve the problems v. sorunları atlatmak
resolve the difficulties v. sorunları atlatmak
resolve the difficulty v. zorluğu aşmak
resolve the disagreements v. anlaşmazlıkları çözmek
resolve the problem v. sorunu gidermek
resolve the disagreements v. görüş ayrılıklarını gidermek
resolve a problem v. sorun çözmek
resolve the mystery v. esrarı çözmek
resolve the mystery v. sırrı çözmek
resolve the mystery v. gizemi çözmek
resolve the difference v. farklılığı çözmek
resolve the problems v. sorunları gidermek
resolve the problems v. problemleri gidermek
resolve the problems v. sorunları/problemleri çözmek
(situation) to resolve itself v. (durum) kendiliğinden çözülmek
resolve/settle a problem amicably v. sulh yoluyla çözmek
resolve/settle a problem amicably v. sulh yolu ile çözmek
Idioms
weaken someone's resolve v. azmini kırmak
strengthen someone's resolve v. cesaretlendirmek
strengthen someone's resolve v. yüreklendirmek
Law
hear and resolve disputes n. uyuşmazlıkların incelenmesi ve çözümü
resolve a dispute by arbitration v. tahkim etmek
Computer
ulp resolve n. ulp çözülmesi
resolve unknown geographic data error expr. bilinmeyen coğrafi veri hatasını çöz
resolve unknown geographic data expr. bilinmeyen coğrafya verisini çöz
resolve replication conflicts expr. yineleme çakışmalarını çöz
Astronomy
resolve a nebula v. nebulayı oluşturan küçük yıldızları kuvvetli bir teleskopla görüntülemek
Linguistics
resolve the sentence into its elements v. cümleyi öğelerine ayırmak