renk - Turkish English Dictionary

renk

Meanings of "renk" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
Common Usage
renk color n.
Organize your closet by color, season or frequency of use.
Dolabınızı renk, mevsim veya kullanım sıklığına göre düzenleyin.

More Sentences
renk colour n.
The colour of the helmets is of lesser importance.
Kaskların rengi daha az önemli.

More Sentences
General
renk colour n.
Your child’s laughter, the colour of its skin and eyes, all were already present in the embryo.
Çocuğunuzun kahkahası, teninin ve gözlerinin rengi, hepsi embriyoda zaten mevcuttu.

More Sentences
renk color n.
The color of the pills may also have an effect on some patients.
Hapların renkleri de bazı hastalar üzerinde etkili olabilir.

More Sentences
Technical
renk color n.
Organize your closet by color, season or frequency of use.
Dolabınızı renklere, mevsime ya da kullanım sıklığına göre düzenleyin.

More Sentences
renk colour n.
What colour are your eyes?
Gözlerin ne renk?

More Sentences
General
renk coloring n.
renk stripe n.
renk complexion n.
renk dye n.
renk flush n.
renk colouring n.
renk tint n.
renk shine n.
renk tincture n.
renk tinction n.
renk hue n.
renk colourway n.
renk blee n.
renk tinct [obsolete] n.
renk clr (color) abrev.
Technical
renk hue n.
renk cab colour n.
Computer
renk colors n.
renk colours n.
Telecom
renk chroma n.
Archaic
renk grain n.

Meanings of "renk" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
açık (renk) light adj.
Six, the governing structure of the funds should be light and transparent.
Altı, fonların yönetim yapısı açık ve şeffaf olmalıdır.

More Sentences
General
ana renk primary color n.
The three primary colors are the basis of all the other colors.
Üç ana renk, diğer bütün renklerin temelidir.

More Sentences
pembe renk pink n.
My sister's car is pink.
Kız kardeşimin arabası pembe renklidir.

More Sentences
koyu renk dark n.
But he has a nice face, and very beautiful dark eyes.
Ama güzel bir yüzü ve çok güzel koyu renk gözleri var.

More Sentences
parlak renk bright color n.
They like to wear bright colors.
Parlak renkler giymeyi severler.

More Sentences
sarı renk yellow n.
Do you like the yellow colour?
Sarı rengi sevdin mi?

More Sentences
yeşil renk green n.
Environmentalist parties generally use the color green in their symbols and names.
Çevreci partiler genellikle sembollerinde ve isimlerinde yeşil rengi kullanırlar.

More Sentences
beyaz renk white n.
The dogs are white.
Köpekler beyaz renklidirler.

More Sentences
haki renk khaki n.
We're looking for two khaki army bags, unless they switched them.
İki haki rengi asker çantası arıyoruz, tabii değiştirmedilerse.

More Sentences
iki renk two colors n.
It can even use two colors at once.
Aynı anda iki renk bile kullanabilir.

More Sentences
parlak renk bright colour n.
I like the bright colours.
Parlak renkleri severim.

More Sentences
koyu renk dark colour n.
Tom always dresses in black or some other dark color.
Tom her zaman siyah ya da başka bir koyu renk giyinir.

More Sentences
renk tonu hue n.
When it comes to ideas, I do not feel their hue is of much consequence.
Fikirler söz konusu olduğunda, renk tonlarının pek bir önemi olduğunu düşünmüyorum.

More Sentences
renk yansıması cast n.
Some green beetles have a purple cast.
Bazı yeşil böcekler mor bir renk yansımasına sahiptir.

More Sentences
(renk) turkuaz turquoise n.
The room was painted in a calming shade of turquoise.
Oda turkuazın sakinleştirici bir tonuna boyanmıştı.

More Sentences
renk değiştirmek change color v.
But the truth changes color depending on the light.
Ancak hakikat ışığa bağlı olarak renk değiştirir.

More Sentences
renk değiştirmek turn color v.
The leaves in the park have already started to turn colors.
Parktaki yapraklar zaten renk değiştirmeye başladı.

More Sentences
renk vermek show v.
Ali didn't show his hand.
Ali renk vermedi.

More Sentences
renk körü color blind adj.
Some people are color blind; they cannot tell one color from another.
Bazı insanlar renk körüdür; onlar bir rengi diğerinden ayıramaz.

More Sentences
sabit (renk) fast adj.
There are no hard or fast rules, everyone is different.
Sabit kurallar söz konusu değildir, herkes farklıdır.

More Sentences
açık (renk) light adj.
The European Parliament and the Commission clearly do not see matters in this light.
Avrupa Parlamentosu ve Komisyon'un meseleye bu açıdan bakmadığı açıktır.

More Sentences
renk renk colorful adj.
Our garden is full of colorful flowers.
Bahçemiz renk renk çiçeklerle dolu.

More Sentences
renk körü colour-blind adj.
Everyone asks me what it's like to be colour-blind.
Herkes bana renk körü olmanın nasıl bir şey olduğunu soruyor.

More Sentences
Common Usage
renk içermeyen achromatic adj.
General
hafif renk tinge n.
al renk vermilion n.
renk taşıyıcısı colour carrier n.
fosforlu renk luminous colour n.
renk sembolizmi symbolism of colors n.
renk cümbüşü array of bright colours n.
renk katıcı exhilarant n.
kırmızımsı bir renk a reddish tint n.
sanatta renk color in art n.
canlılık (renk) saturation n.
mimaride renk color in architecture n.
renk katma embellishing n.
canlılık (renk) richness n.
renk maddesi pigment n.
renk giderici decolorant n.
renk sabitleştirici ilaç mordant n.
renk daldırması colour dipping n.
gerçek renk birimi true color unit n.
kromat sarısı renk chrome n.
boz renk dun n.
renk değiştirme allochromy n.
haki renk drab n.
parlak kırmızı renk minium n.
ton (renk için) hue n.
siyah renk verme ebonizing n.
renk uyuşumu colour matching n.
kırmızı renk rubric n.
renk kimyası colour chemistry n.
renk ayarı register n.
renk verme tinting n.
renk gidereci decolorant n.
iç dekorasyonda renk color in interior decoration n.
renk kataloğu colour chart n.
esas renk fundamental colour n.
renk diyagramı colour diagram n.
solmaz renk fast color n.
ana renk primary n.
beyazla az miktarda karışmasından oluşan renk moor n.
morumsu kırmızı renk magenta n.
iki kanallı renk modu duotone n.
renk koyuluğu depth of colour n.
renk değişimi change of color n.
ağaca renk verme stain n.
asıl renk natural color n.
donuk renk undertone n.
renk algılama color perception n.
renk verme encolouring n.
renk hatası colour error n.
renk çizimi color drawing n.
renk sabitleştirici mordant n.
hafif renk tint n.
renk maddelerinin fazlalığı melanism n.
renk düzeltme colour correction n.
tek renk solid color n.
renk algılama testleri color reception tests n.
renk filtresi color filter n.
renk dengesi colour balance n.
renk körlüğü colour blindness n.
hafif grimsi beyaz renk off white n.
renk göstergesi colour indicator n.
renk verme enlivenment n.
renk katan embellisher n.
benekli renk dapple n.
ana renk fundamental colour n.
doğal renk natural color n.
kızıl renk carbuncle n.
açık zemin üstünde koyu renk kare desenlerden oluşmuş bir çeşit kumaş tattersall n.
renk artışı colour excess n.
renk nüansı colour hue n.
üç renk trichromatic color n.
kızılımsı sarı renk ginger n.
ana renk main colour n.
renk veren colorist n.
mavimsi yeşil renk aquamarine n.
koyu kırmızı renk crimson n.
renk maddeciği pigment n.
renk giderme maddesi decolorizer n.
renk verici madde tinction n.
düz renk solid colour n.
renk veya ton çıkartma vignetting n.
hanedan armacılığınnda kullanılan metal ya da renk tincture n.
renk (tonu) shade n.
gerçek renk true color n.
tam renk exact color n.
tek renk one color n.
renk verme tinction n.
renk rehberi color guides n.
renk merkezleri color centers n.
renk ölçüm analizi colorimetric analysis n.
renk ayırımı color separation n.
renk ölçümü colorimetry n.
koyu renk ile yazılmış bold face n.
renk cümbüşü array of bright colors n.
renk cümbüşü riot of colors n.
renk ayırma çizgisi painting line n.
renk değişimi tinctumutation n.
ikinci renk second color n.
ana renk base colour n.
renk parlaklığı chroma n.
renk değişimi colour change n.
renk doğruluğu colour fidelity n.
renk atma discoloration n.
renk alma discoloration n.
renk solması discolouration n.
renk solması fade n.
renk solması color fading n.
renk solması fading n.
renk solması discoloration n.
haki renk kumaş khaki n.
solmaz renk fast colour n.
kızıl renk ginger n.
açık renk saç fair-hair n.
gri-mavi renk caesius n.
renk atma fading n.
renk özü hue n.
koyu renk intense colour n.
yanardöner renk iridescent colour n.
doğal renk natural colour n.
donuk renk drab n.
sönük renk drab n.
renk körlüğü colorblindness n.
renk ayırma çizgisi limbus n.
açık renk light colour n.
yeşilimsi renk bozukluğu mineral streak n.
soluk renk lose colour n.
uçuk renk lose colour n.
pastel renk pastel n.
soluk mavimsi gri renk pearl-gray n.
soluk renk pastel n.
(renk vb) değiştiren (hayvan) protean n.
aslında koyu renk saçı olup boya ile açmış kadın bottle blonde n.
renk karışımı tincture n.
hafif renk tincture n.
renk türü tint n.
renk tonu tint n.
renk eşleşmesi color match n.
renk uyumu color match n.
renk yelpazesi range of colors n.
haki renk olive drab n.
bordo ile siyah arası bir renk wenge n.
renk kartelası color chart n.
renk kartelası color scheme n.
renk kartelası color swatch n.
vişneçürüğü (renk) carmine n.
solmaz renk unfading color n.
solma (renk) discoloration n.
solma (renk) fading n.
geniş renk yelpazesi a wide spectrum of colors n.
geniş renk yelpazesi a wide selection of colours n.
geniş renk yelpazesi a wide range of colours n.
koyu renk camlı güneş gözlüğü cheaters n.
yumuşak renk tonları muted colors n.
ingiliz renk konseyi british colour council n.
takan kişinin sıcaklığına/hislerine göre renk değiştiren yüzük mood ring n.
uçuk/soluk yeşil (renk) celadon n.
canlılık (renk) vividness n.
mat renk dull colour n.
donuk renk dull colour n.
donuk renk dull color n.
mat renk dull color n.
renk körlüğü achromatopsy n.
renk tablosu color chart n.
renk ölçer colorimeter n.
renk alma discolouration n.
renk gidereci decolourant n.
solma (renk) discolouration n.
renk veren colourist n.
siyah renk verme ebonising n.
renk atma discolouration n.
soluk mavimsi gri renk pearl-grey n.
renk körlüğü colourblindness n.
renk giderici decolourant n.
renk çeşidi colourway n.
renk çeşitliliği color assortment n.
renk çeşitleri colour assortment n.
renk çeşitleri color assortment n.
renk çeşitliliği colour assortment n.
koyu renk saçlı kadın brunette n.
renk tonu blee n.
renk sıralama color sorting n.
renk gruplandırma color sorting n.
havanın neden olduğu olduğu renk atması/leke weather stain n.
şanslı renk lucky color n.
uğurlu renk lucky color n.
mercan (renk) coral n.
ara renk accent color n.
ara renk accent colour n.
renk giderimi color removal; colour removal n.
renk geçişi color transition n.
güçlü sarı renk camboge n.
(renk) koyu aggressive n.
(renk) yoğun aggressive n.
çok açık beyaz renk alabaster n.
ışığın geliş açısına göre renk değiştirme chatoyancy n.
ışığın geliş açısına göre renk değiştiren mücevher taşı chatoyant n.
renk değiştirme chatoyment n.
renk tonu teint [obsolete] n.
renk veren kimse tinger n.
renk katan şey tinger n.
renk verme tint n.
pek çok renk tonuna sahip olma tintiness n.
halıda renk değişmesi veya sapması abrash n.
sarımsı yeşil renk tonu yellow green n.
sarımsı yeşil renk tonu paris green n.
hafif renk eye [obsolete] n.
kırmızı renk lastery n.
iki temel renk bölümüne ayrılmış bayrak bicolor n.
(rulet ve benzeri kumar oyunlarında) oyuncuların eşit para bahsi yapabilecekleri renk black n.
göz kamaştırıcı ışık veya renk yoğunluğu blare n.
renk bulaşması bleed n.
eskiden cildi açık renk yapmak için kullanılan bir kozmetik ürünü whitewash n.
beyazımsı renk whitish n.
atların göz bebeğindeki açık renk whaul n.
bazı köpek ırklarına özgü soluk sarı veya kahverengi renk wheaten n.
mavimsi renk veren şey blue n.
içinde beyaz çamaşır renk açıcısı bulunan küçük çanta blue bag n.
tenin ve saçın çok koyu renk olması melanosity n.
renk değerlerini belirlemek için kullanılan bir alet metrochrome n.
(deride, kumaşta, kağıtta) parazit mantarların neden olduğu renk değişikliği mildew n.
renk uyumu harmony n.
baskın renkler arasında geçiş görevi gören renk alanı bridge n.
parlak renk brights n.
karışık renk brindle n.
ciltte veya saçta açık renk barındıran alan highlighting n.
renk şeridi list n.
amerika'da on dokuzuncu yıla özgü, sarıdan pembeye renk geçişli opak bir cam eşyası burmese n.
rahatsız edici (ses, renk) glassy n.
koyu renk darkness n.
renk giderici madde decolorizer [uk] n.
renk giderici madde decoloriser [uk] n.
renk derinliği depth n.
resmi veya yarı resmi etkinliklerde koyu renk pantolon ve siyah kravatla giyilen, şal yakalı açık renk ceket dinner jacket n.
gazete sayfasının göze yansıttığı gri renk greyness n.
siyahımsı mor ila morumsu siyah arasında bir renk admiral n.
ikiden çok renk kullanan renk kartelası multicolor n.
yanardöner renk opaline n.
kırmızı renk rosette n.
kızıl renk ruby n.
kırmızı renk rud [dialect] n.
renk tonu rud [dialect] n.
renk geçişli tasarım ombre n.
gölgeli tonlu bir renk ombre n.
çeşitli tonları içeren bir renk ombre n.
ahşap mantarları nedeniyle ahşapta oluşan renk bozulması spalting n.
(armada kullanılan) renk ve şekil paleti metal n.
(hanedan armalarında) siyah renk dwale n.
koyu renk karakter ionic type n.
renk körü kimse color-blind person n.
renk tonlarını ayırt edemeyen kimse color-blind person n.
modaya uygun renk tonları ve kombinasyonlarına ilişkin tavsiye veren kimse colorist n.
modaya uygun renk tonları ve kombinasyonlarına ilişkin tavsiye veren kimse colourist n.
belirli bir desenin kumaş, duvar kağıdı gibi üzerine basıldığı birkaç farklı renk kombinasyonundan her biri colorway n.
koyu renk dusky n.
gökkuşağımsı renk oyunu iris n.
renk değiştirme özelliği polychroism n.
renk değiştirme özelliği polychromatism n.
renk değiştirme özelliği pleochromatism n.
(bazı fransızca cümlelerde) renk couleur n.
parlak bir yüzeyde görülen morumsu siyah renk crow n.
renk atmasına dayanıklılık fastness n.
maviye çalan soluk grimsi bir renk tonu pearly [dated] n.
grimsi sarı renk pebble n.
kır renk pepper-and-salt n.
renk oyunu play of colors n.
parlaklık veya renk katması için değerli taşın altına konan ince metal yaprak foil n.
turuncu renk veren pigment veya boya orange n.
kırmızı ve sarı arasındaki renk orangeness n.
(renk) parlaklık oriency n.
(renk) sertlik oriency n.
genellikle mavi renk kumaştan yapılan bir antik dönem elbise çeşidi plunket n.
güneşe tutulduğunda mavimsi suni ışığa tutulduğunda sarımsı renk alan beyaz bir elmas çeşidi premier n.
ikincil renk secondary n.
ara renk secondary n.
tek renk self-color n.
sade renk self-color n.
doğal renk self-color n.
renk eşleştirmesi yapan kimse shader n.
hanedan armacılığında kullanılan beyaz renk silver n.
canlı renk şeridi slash n.
tek renk solid n.
sabit renk solid n.
tek renk solid n.
düz renk solid n.
burkulma sonrası gelişen şişlik, iltihaplanma, kanama ve renk değişikliği durumu sprain n.
alacalı renk etkisi sprinkle n.
sınırlı parlak renk gösterimi stab n.
kısıtlı canlı renk gösterimi stab n.
sınırlı parlak renk/ışık görünümü stab n.
renk pigmenti stainer n.
(kaba yün kumaşta kullanılan) parlak kırmızı renk stammel n.
(kaba yün kumaşta kullanılan) parlak kırmızı renk stammelcolor n.
sübstantif renk substantive color n.
bir tür renk düzensizliği suffusion n.
renk uyumu symphony n.
renk ahengi symphony n.
renk uyumu içeren resim kompozisyonu symphony n.
nötr renk neutral n.
çalmak (renk) verge v.
renk katmak color v.
renk açmak whiten v.
sabitleşmek (renk) set v.
renk katmak revive v.
soldurmak (renk) decolorize v.
hafif renk vermek tinge v.
renk katmak embellish v.
renk vermek encolour v.
akmak (renk) run v.
renk vermemek not to show one's colours v.
renk getirmek give a magic touch v.
renk vermek tinct v.
renk katmak give a magic touch v.
renk vermek pigment v.
renk katmak adorn v.
renk değiştirmek color v.
hafif renk vermek tint v.
siyah renk vermek ebonise v.
renk değiştirmek colour v.
renk getirmek embellish v.
renk vermek color v.
renk katmak tinge v.
renk katmak enliven v.
renk katmak relieve v.
birbirine tam anlamıyla uymak (renk vb) match well together v.
renk katmak liven up v.
renk katmak colour v.
renk vermek tint v.
renk vermek tinge v.
renk vermek enliven v.
renk vermek liven up v.
renk vermemek pretend to be unaware (of something) v.
renk vermemek not show one's true colors v.
yüzüne renk gelmek (one's face) to glow v.
renk vermemek keep one's true thoughts and feelings to oneself v.
renk vermek give a novel touch to v.
yüzüne renk gelmek glow v.
renk katmak give a novel touch to v.
yüzüne renk gelmek bloom v.
yüze renk gelmek glow v.
yüze renk gelmek bloom v.
renk vermemek not to show one' true colors v.
renk vermek add spice and zest to v.
renk katmak add spice and zest to v.
renk almak acquire (a certain) color v.
renk vermemek not to show something's true colors v.
renk vermemek not to show one's true colors v.
(renk) uyuşmamak clash v.
renk vermek colour v.
(renk) gitmemek jar v.
siyah renk vermek ebonize v.
mor renk vermek empurple v.
renk katmak aggrandise v.
renk getirmek aggrandise v.
renk katmak aggrandize v.
renk getirmek aggrandize v.
renk katmak lace v.
renk katmak relieve v.
renk vermek touch v.
renk vermek encolor v.
(kalite, renk, tat) düzeltmek enrich v.
(kalite, renk, tat) geliştirmek enrich v.
renk anahtarıyla üretmek key v.
renk anahtarına göre düzenlemek key v.
renk anahtarı kullanmak key v.
(renk) kemerlerle süslemek belt [rare] v.
parlak bir renk vermek mantle v.
değiştirmek (renk veya kürk) mew [obsolete] v.
(renk tonunu) başka bir renk veya ton ekleyerek değiştirmek break v.
bronz renk vermek bronzify v.
yanlış renk vermek miscolor v.
yanlış renk vermek miscolour v.
çok parlak ve yoğun olmak (ışık, renk) glare v.
(saça) hafifçe renk vermek rinse v.
(renk) değişmek decolorate v.
(renk) solmak decolorate v.
(renk) gölgelendirmek gradate v.
renk geçişi yapmak gradate v.
renk tonunu başka renk tonuyla karıştırmak grade v.
altın sarısı renk vermek overgild v.
(renk) dağılmak bleed v.
renk katmak zip (up) v.
hafif renk vermek dye v.
(belirli bir) renk vermek complexion v.
(resimde renk) göze çarpmak cut v.
renk katmak fancify v.
birden fazla renk vermek polychrome v.
renk tonunu değiştirmek discomplexion [obsolete] v.
turuncu renk vermek orange v.
aynı renk olmak shadow [obsolete] v.
renk bozucu madde uygulamak smirch v.
(bir yere) renk getirmek solace v.
(neşe, lezzet, renk) katmak put v.
çiğ (renk) glaring adj.
renk verilmiş encoloured adj.
parlak (renk) garish adj.
koyu ve güzel (renk) rich adj.
renk renk varicoloured adj.
göze çarpan (renk) flamboyant adj.
sönük (renk) dull adj.
tatlı (ses/renk) mellow adj.
rahatsız edici (renk/ses) strident adj.
renk körü colour blind adj.
parlak (renk) lively adj.
renk renk motley adj.
renk renk multicolored adj.
solgun ve nahoş (renk/tebessüm) sickly adj.
renk veren colorific adj.
fazlasıyla parlak (renk) lurid adj.
donuk (renk) sad adj.
frapan (renk) shocking adj.
koyu renk yazılmış bold adj.
çiğ (renk) gaudy adj.
solgun (renk) watery adj.
renk renk variegated adj.
sıcak (renk) warm adj.
cart (renk) loud adj.
değişik renk tonlarındaki mottled adj.
koyu (renk) deep adj.
renk renk colourful adj.
çok fazla renk barındıran technicolored adj.
uçuk (renk) pale adj.
boz (renk) grizzly adj.
ölü (renk) drab adj.
canlı (renk) vibrant adj.
renk renk varicolored adj.
renk değiştiren chatoyant adj.
canlı (renk) rich adj.
renk renk multicoloured adj.
ara (renk) secondary adj.
ölü (renk) dead adj.
renk katıcı exhilarative adj.
donuk (renk) drab adj.
renk vermiş showed adj.
çift renk two-color adj.
iki renk two-color adj.
renk renk party colored adj.
renk renk parti coloured adj.
renk renk parti colored adj.
renk renk party coloured adj.
cırlak (renk) crude adj.
(renk) koyu deep adj.
(renk) donuk drab adj.
koyu renk yazılmış bold-faced adj.
koyu renk saçlı dark-haired adj.
renk renk party-colored adj.
renk renk parti-coloured adj.
renk renk parti-colored adj.
renk renk party-coloured adj.
renk atmaz fadeless adj.
(renk) cırtlak harsh adj.
(renk) açık waterlogged adj.
(renk) parlak lively adj.
(renk) koyu sad adj.
renk atmaz unfading adj.
koyu renk gözlü dark-eyed adj.
sadece tek gözü renk körü colourblind in one eye adj.
canlı/koyu/acı (renk) violent adj.
renk oluşturan colorific adj.
renk vermez colourfast adj.
renk vermez colorfast adj.
renk açan decolorant adj.
renk körü colorblind adj.
renk vermez colour-fast adj.
çok fazla renk barındıran technicoloured adj.
renk renk particoloured adj.
renk açan decolourant adj.
renk bazlı color-based adj.
renk tabanlı color-based adj.
renk tutmayan achromatic adj.
son derece canlı renk acid adj.
renk katılabilir aggrandizable adj.
açık (renk) thin adj.
koyu renk çizgili tigered adj.
(ışık/renk) parlak vivid adj.
üç renk içeren trichromic adj.
yumuşak olmayan (renk, ses) unmellow adj.
çiğ (renk) unmellow adj.