English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | racketeering n. | haraç kesme | ||
I want to talk to you about racketeering or the black market. Sizinle haraç kesme ya da karaborsa hakkında konuşmak istiyorum. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | racketeering n. | şantaj | ||
Nine FIFA officials have been arrested and charged with racketeering and bribery. Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | racketeering n. | haraççılık | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | racketeering n. | tehditle para alma | ||
Law | ||||
Law | racketeering n. | haraç alma | ||
Law | racketeering n. | tehdit veya şantaj yoluyla para elde etme | ||
Law | racketeering n. | tehdit veya şantaj yolu ile menfaat temin etme |
English | Turkish | |
---|---|---|
Law | ||
Law | anti-racketeering law n. | sert yaptırım ve cezalar vasıtasıyla organize suçla mücadeleyi amaçlayan yasa |