English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | play drums v. | davul çalmak | ||
If Kenner could read as well as he plays drums, he'd be president. Kenner davul çaldığı kadar ders çalışsaydı şimdi cumhurbaşkanı olurdu. More Sentences |
||||
General | play drums v. | bateri çalmak |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Music | ||||
Music | play the drums v. | bateri çalmak | ||
Tom plays the drums. Tom bateri çalar. More Sentences |
||||
Music | play the drums v. | davul çalmak | ||
Tom plays the drums. Tom davul çalıyor. More Sentences |