planlı

Meanings of "planlı" in English Turkish Dictionary : 15 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	planlı	planned adj.
You speak in your document of a planned legal immigration policy. Belgenizde planlı bir yasal göç politikasından bahsediyorsunuz. More Sentences
General
2	General	planlı	planned adj.
We must now proceed in a planned way with their integration. Şimdi bunların entegrasyonu konusunda planlı bir şekilde ilerlemeliyiz. More Sentences
Trade/Economic
3	Trade/Economic	planlı	planned adj.
Does the recognition of life depend on whether it is planned? Yaşamın tanınması planlı olup olmamasına mı bağlıdır? More Sentences
Technical
4	Technical	planlı	planned adj.
We must now proceed in a planned way with their integration. Şimdi entegrasyon konusunda planlı bir şekilde ilerlemeliyiz. More Sentences
General
5	General	planlı	scheming adj.
6	General	planlı	deliberate adj.
7	General	planlı	planful adj.
8	General	planlı	calculated adj.
9	General	planlı	voulu adj.
10	General	planlı	willed adj.
11	General	planlı	destinate adj.
12	General	planlı	on adj.
13	General	planlı	cool adj.
14	General	planlı	fixed adj.
15	General	planlı	staged adj.

Meanings of "planlı" with other terms in English Turkish Dictionary : 99 result(s)

	Category	Turkish	English
Trade/Economic
1	Trade/Economic	planlı ekonomi	planned economy n.
This provides an historic opportunity to get rid of the EU's failed planned economy. Bu, AB'nin başarısız planlı ekonomisinden kurtulmak için tarihi bir fırsat sunmaktadır. More Sentences
Printery
2	Printery	planlı bakım	scheduled maintenance n.
Our website is offline for scheduled maintenance. Web sitemiz planlı bakım için çevrimdışı. More Sentences
General
3	General	planlı kalkınma	development plan n.
4	General	planlı elektrik kesintisi	power cut n.
5	General	planlı kalkınma	planned development n.
6	General	planlı katliam	pogrom n.
7	General	planlı kentleşme	planned urbanisation n.
8	General	planlı şehirleşme	planned urbanisation n.
9	General	planlı kentleşme	planned urbanization n.
10	General	planlı şehirleşme	planned urbanization n.
11	General	ızgara planlı sokak sistemi	grid street plan n.
12	General	planlı çalışma	planned study n.
13	General	planlı çalışma	planned work n.
14	General	planlı insan	organised person n.
15	General	planlı insan	organized person n.
16	General	planlı düzenleme	method [obsolete] n.
17	General	planlı hayat	planned life n.
18	General	planlı saldırının başlangıç gününde malzeme hazırlığı için gayrisafi imkan ve kabiliyet	d-day materiel readiness gross capability n.
19	General	planlı seminer toplantısı	seminar n.
20	General	planlı olmak	be tactful v.
21	General	planlı hareket etmek	be tactful v.
22	General	planlı olmak	be organized v.
23	General	planlı hareket etmek	be planned v.
24	General	planlı hareket etmek	be organized v.
25	General	planlı olmak	be planned v.
26	General	ustalıkla ve planlı bir şekilde yönetmek	manoeuver v.
27	General	planlı veya doğal bir şemaya göre sıralamak	marshal v.
28	General	planlı olmayan	arbitrary adj.
29	General	planlı bir şekilde	schemingly adv.
30	General	planlı bir şekilde	conspiratorially adv.
31	General	planlı bir şekilde	in a planned way adv.
32	General	planlı bir şekilde	calculatedly adv.
33	General	önceden planlı bir şekilde	preconcertedly adv.
34	General	hazır ve planlı bir şekilde	shipshape adv.
Colloquial
35	Colloquial	(açık planlı ofiste) üstten gözetleme	prairie-dogging n.
36	Colloquial	(açık planlı ofiste) üstten bakma	prairie-dogging n.
37	Colloquial	planlı bir şeyi olmak	have something doing v.
38	Colloquial	planlı bir şeyi olmak	have something on v.
Idioms
39	Idioms	(birinin) planlı programlı olmasını sağlamak	keep on top of (someone) v.
40	Idioms	planlı davranamayan	all over the shop [uk] adj.
41	Idioms	planlı davranamayan	all over the shop [uk] adj.
Trade/Economic
42	Trade/Economic	işletmeyi planlı olarak kapatma	planned divestment n.
43	Trade/Economic	merkezi planlı ekonomiler	centrally planned economies n.
44	Trade/Economic	merkezi planlı kapitalizm	centrally planned capitalism n.
45	Trade/Economic	merkezi planlı ekonomi	command economy n.
46	Trade/Economic	merkezi planlı sosyalizm	centrally planned socialism n.
47	Trade/Economic	planlı eskitme	built-in obsolescence n.
48	Trade/Economic	planlı ekonomi	planed economy n.
49	Trade/Economic	planlı alışveriş merkezi	planned shopping center n.
50	Trade/Economic	planlı yatırım	planned investment n.
51	Trade/Economic	planlı eskime	planned obsolescence n.
52	Trade/Economic	planlı mülakat	patterned interview n.
53	Trade/Economic	planlı mülakat	planned interview n.
54	Trade/Economic	planlı masraf	planned expenditure n.
55	Trade/Economic	planlı eskitme	planned obsolescence n.
56	Trade/Economic	planlı kalkınma	planned development n.
57	Trade/Economic	planlı gider	planned expenditure n.
58	Trade/Economic	planlı harcama	planned expenditure n.
59	Trade/Economic	planlı ekonomi	centralized economy n.
60	Trade/Economic	planlı ekonomi	centralised economy n.
Law
61	Law	cinsel temas amacıyla çocukları kandırmaya yönelik planlı eylemler	child grooming n.
62	Law	planlı cinayet	premeditated murder n.
Politics
63	Politics	merkezi planlı ekonomi	central planning economy n.
Insurance
64	Insurance	düşük ödeme planlı esnek emeklilik planı	stakeholder pension n.
Tourism
65	Tourism	yolcu almak veya indirmek amacıyla yapılmayan planlı durak	technical stop n.
Technical
66	Technical	roket veya füze fırlatması geri sayımında roket veya füzedeki hataların düzeltilmesi için yapılan planlı veya beklenmedik duraklama	hold n.
Telecom
67	Telecom	planlı bilgi ürünleri	planned information products n.
Radio
68	Radio	planlı son yaklaşma hattına göre yanal konumunu gösterecek şekilde uçağa yönlendirilmiş radyofar	localizer n.
Architecture
69	Architecture	(haç planlı kiliselerde) iç duvarlarda yer alan açıklık	squinch n.
70	Architecture	(haç planlı kiliselerde) iç duvarlarda yer alan açıklık	squint n.
Automotive
71	Automotive	planlı olarak demode hale getirme	planned obsolescence n.
Medical
72	Medical	planlı sezaryen ameliyatı	planned cs n.
73	Medical	planlı sezaryen ameliyatı	planned cesarean section n.
74	Medical	planlı tedavi	planned treatment n.
75	Medical	planlı sezaryen ameliyatı	elective cesarean section n.
Psychology
76	Psychology	planlı davranış teorisi	theory of planned behavior n.
Forestry
77	Forestry	amenajman planlı orman alanı	forest area with management plan n.
Social Sciences
78	Social Sciences	açık planlı yaşam	open-plan living n.
Education
79	Education	planlı müfredat değişikliği	planned curriculum change n.
History
80	History	geçmişte güney afrika'da siyahilere ayrılan planlı kentsel yerleşim	township n.
Geography
81	Geography	1930'larda abd'nin maryland eyaletinde inşa edilen, düşük gelir grubuna yönelik planlı bir şehir	greenbelt n.
Military
82	Military	dağıtım planlı haber	book message n.
83	Military	önceden planlı nükleer destek	preplanned nuclear support n.
84	Military	önceden planlı vazife talebi	preplanned mission request n.
85	Military	planlı bombardıman	pattern bombing n.
86	Military	planlı dalga	scheduled wave n.
87	Military	planlı deneyim	planned experience n.
88	Military	planlı taarruz	deliberate attack n.
89	Military	planlı tatbikat	scheduled manoeuvre n.
90	Military	tam planlı intikal	fully planned movement n.
91	Military	(özellikle nükleer silahlar) planlı silah azaltımı	builddown n.
92	Military	(özellikle nükleer silahlar) planlı silah azaltımı	build-down n.
93	Military	planlı bir saldırının başlangıç günü	d-day n.
94	Military	önceden planlı vazife talebi (keşif)	preplanned mission request (reconnaissance) n.
Music
95	Music	(balede) planlı gösteri hareketleri	choregraphy n.
Slang
96	Slang	planlı davranamayan	all over the shop expr.
97	Slang	planlı davranamayan	all over the show expr.
98	Slang	planlı davranamayan	all over the shop expr.
99	Slang	planlı davranamayan	all over the show expr.