English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | placate v. | yatıştırmak | ||
The concept of God is a fantasy, created to placate our ignorance about our own existence. Tanrı kavramı, kendi varoluşumuz hakkındaki cehaletimizi yatıştırmak için yaratılmış bir fantezidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | placate v. | sakinleştirmek | ||
General | placate v. | gönül almak | ||
General | placate v. | susturmak (taviz vererek) | ||
General | placate v. | yatıştırmak (taviz vererek) | ||
General | placate v. | (taviz vererek) memnun etmek | ||
General | placate v. | kızgınlığını yatıştırmak | ||
General | placate v. | kızgınlığını gidermek |