English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | permit (one) in (something or some place) v. | (birinin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek | ||
We do not know this with any certainty because no organisations or media are permitted in the area. Bunu kesin olarak bilmiyoruz çünkü bölgeye hiçbir kuruluşun ya da medyanın girmesine izin verilmiyor. More Sentences |