Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Physics | ||||
Physics | parçacık hızlandırıcı | particle accelerator n. | ||
Sami was working on a particle accelerator. Sami bir parçacık hızlandırıcı üzerinde çalışıyordu. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | parçacık hızlandırıcı | proton accelerator n. | ||
Physics | ||||
Physics | parçacık hızlandırıcı | atom smasher n. | ||
Physics | parçacık hızlandırıcı | synchro-cyclotron n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Physics | ||
Physics | bir parçacık hızlandırıcı | bevatron n. |
Physics | yüklü parçacık ışınlarının hızlandırıcı içinde eğimli bir yol izlemesini sağlamak için tasarlanmış bir mıknatıs | wiggler n. |