English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | open door n. | açık kapı | ||
Sensible texts on sexuality which should be so evident that one could almost describe them as open doors. Cinsellik konusunda, neredeyse açık kapılar olarak tanımlanabilecek kadar açık olması gereken mantıklı metinler. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | open door n. | serbest ticaret | ||
Politics | ||||
Politics | open door n. | ticari ilişkiler bakımından tüm uluslara eşit fırsat tanıyan devlet politikası | ||
Politics | open door n. | göçmenlere uygulanan açık kapı politikası | ||
Computer | ||||
Computer | open door expr. | kapı aç |