English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ongoing adj. | süren | ||
Discussions are still ongoing on the timing of tabling a law, which would abolish the death penalty. Ölüm cezasını kaldıracak bir yasanın ne zaman müzakereye sunulacağı konusunda tartışmalar sürmektedir. More Sentences |
||||
General | ongoing adj. | süregelen | ||
The level of ongoing unemployment in continental Europe is far too high. Kıta Avrupa'sında süregelen işsizlik seviyesi çok yüksektir. More Sentences |
||||
General | ongoing n. | devam etme | ||
General | ongoing n. | sürekli ilerleme | ||
General | ongoing n. | gelişim | ||
General | ongoing adj. | süregiden | ||
General | ongoing adj. | sürmekte olan | ||
General | ongoing adj. | süregitmekte olan | ||
General | ongoing adj. | devam eden | ||
General | ongoing adj. | süregelmekte olan | ||
General | ongoing adj. | gelişen | ||
General | ongoing adj. | büyüyen | ||
General | ongoing adj. | artan | ||
General | ongoing adj. | ilerleyen | ||
General | ongoing adj. | kesintisiz süren | ||
General | ongoing adj. | sonu gelmeyen | ||
Politics | ||||
Politics | ongoing adj. | devam eden |