omuz - Turkish English Dictionary

omuz

Meanings of "omuz" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
Common Usage
omuz shoulder n.
We did not come here to provide a shoulder to cry on.
Biz buraya ağlanacak omuz olmaya gelmedik.

More Sentences
Technical
omuz shoulder n.
Likewise also, the right shoulder of the victim of peace offerings shall fall to the priest as first-fruits.
Aynı şekilde esenlik kurbanının sağ omzu da ilk ürün olarak kâhine düşüyor.

More Sentences
Automotive
omuz shoulder n.
Last year, late season, I started having shoulder trouble.
Geçen sene, sezonun sonlarında omuz sorunu yaşamaya başladım.

More Sentences
Anatomy
omuz shoulder n.
Likewise also, the right shoulder of the victim of peace offerings shall fall to the priest as first-fruits.
Aynı şekilde, esenlik sunularının kurbanının sağ omzu da ilk ürün olarak kâhine verilmelidir.

More Sentences
General
omuz scapular adj.
Anatomy
omuz axilla n.
omuz humeral adj.
Marine Biology
omuz humeral adj.
Environment
omuz berm n.
Archaic
omuz spall n.

Meanings of "omuz" with other terms in English Turkish Dictionary : 284 result(s)

Turkish English
General
geniş omuz wide shoulder n.
He has wide shoulders.
Onun geniş omuzları var.

More Sentences
omuz silkmek shrug v.
Tom shrugged his shoulders.
Tom omuzlarını silkti.

More Sentences
omuz hizasında shoulder-length adj.
She has shoulder-length hair.
Saçları omuz hizasında.

More Sentences
omuz omuza shoulder to shoulder adv.
A broad coalition of countries from all around the world stood shoulder to shoulder in repelling this aggression.
Dünyanın dört bir yanından gelen geniş bir ülke koalisyonu bu saldırganlığı püskürtmek için omuz omuza durdu.

More Sentences
Idioms
omuz omuza shoulder to shoulder expr.
You have spoken, too, about terrorism, and we stand shoulder to shoulder with you.
Siz de terörizm hakkında konuştunuz ve biz de sizinle omuz omuza duruyoruz.

More Sentences
Technical
omuz çantası shoulder bag n.
Mary sat down and opened her shoulder bag.
Mary oturdu ve omuz çantasını açtı.

More Sentences
Medical
omuz kası shoulder muscle n.
Your shoulder muscles are really tight.
Omuz kasların çok gergin.

More Sentences
General
omuz çantası satchel n.
omuz yastığı shoulder pad n.
omuz başı end of the shoulder n.
omuz açıklığı shoulder opening n.
omuz atkısı shawl n.
atın omuz başı withers n.
omuz silkme shrugging n.
omuz hizası shoulder level n.
ağlanacak omuz shoulder to cry on n.
omuz zırhı pouldron n.
omuz zırhı pauldron n.
omuz zırhı powldron n.
omuz silkme shrug n.
omuz vurma/atma shoulder strike n.
omuz vurma/atma shoulder butt n.
omuz apoleti shoulder knot n.
omuz kayışı bandoleer n.
omuz kayışı bandolier n.
çene altı ile omuz arası counter n.
omuz çantası courier bag n.
omuz çantası messenger bag n.
omuz sargısı scapular n.
omuz örtüsü scapular n.
genellikle omuz askılı, kişisel eşyaları taşımak için tasarlanmış küçük erkek çantası man-bag n.
omuz çantası hand bag n.
yük taşımak için kullanılan omuz boyunduruğu hoop n.
turnuvalarda sol omuz ve göğüs için ek koruma sağlayan zırhlı levha parçası grand-guard n.
omuz zırhı polron [obsolete] n.
halterin omuz yüksekliğine getirildikten sonra yavaşça yukarı kaldırıldığı hareket press n.
kıyafetin omuz bölümü shoulder n.
omuz askısı shoulder holster n.
omuz askılı tabanca taşıma kılıfı shoulder holster n.
omuz ile itmek shoulder v.
omuz atmak shoulder v.
omuz vurmak shoulder v.
omuz vermek support v.
omuz omuza durmak shoulder v.
omuz atmak shoulder in v.
omuz ata ata gitmek shoulder in v.
(omuz) silkmek shrink [obsolete] v.
omuz silkerek ifade etmek shrug v.
(omuz, kol) tutarak hafifçe sıkmak squeeze v.
omuz atmak support v.
omuz ve bel arası kısa olan short-waisted adj.
omuz hizasına kadar shoulder-length adj.
kambur pozisyonunda duran (omuz) hunched adj.
elin omuz seviyesinin üstünden öne ve aşağı getirilmesi ile yapılan overhanded adj.
omuz ve kürek kemiğine ilişkin scapulary adj.
omuz hizasında olan shoulder-high adj.
omuz üstüne atılan sling adj.
omuz kısmı dolgulu square-shouldered adj.
omuz üzeri over the shoulder adv.
omuz seviyesinin altından underarm adv.
omuz hizasının üzerine kaldırılan kolla overarm adv.
kolu omuz hizasının üzerine kaldırarak overarm adv.
omuz hizasına gelerek shoulder-high adv.
omuz yüksekliğine çıkarak shoulder-high adv.
omuz aşağısından göndererek sidearm adv.
Phrasals
(bir şeye) omuz vermek put (one's) back into (something) v.
(bir şeye) omuz vermek put (one's) back to (something) v.
Phrases
faşizme karşı omuz omuza shoulder to shoulder against fascism expr.
Colloquial
omuz vermek give a leg up v.
(birine veya bir şeye) karşı omuz omuza down with expr.
Idioms
başını yaslayacak/ağlayacak bir omuz a shoulder to cry on n.
omuz vura vura kalabalığın içinde ilerlemek belly up to the bar v.
omuz omuza vermek act shoulder to shoulder v.
omuz omuza vermek be shoulder to shoulder (with somebody) v.
omuz omuza vermek stand shoulder to shoulder (with somebody) v.
omuz omuza vermek act shoulder to shoulder (with somebody) v.
birine omuz çevirmek give someone the cold shoulder v.
omuz vermek give someone a helping hand v.
omuz silkmek shrug one's shoulders v.
omuz omuza vermek stand shoulder to shoulder v.
omuz çevirmek give the cold shoulder to someone v.
omuz vermek lend support to (something) v.
yan yana/omuz omuza çalışmak work hand in hand v.
omuz omuza mücadele vermek act shoulder to shoulder v.
(biriyle) omuz omuza olmak be shoulder to shoulder (with somebody) v.
(biriyle) omuz omuza durmak stand shoulder to shoulder (with somebody) v.
(biriyle) omuz omuza hareket etmek act shoulder to shoulder (with somebody) v.
omuz omuza olmak be shoulder to shoulder v.
(biriyle) omuz omuza olmak, durmak, hareket etmek be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) v.
omuz omuza olmak, durmak, hareket etmek be, stand, act shoulder to shoulder v.
omuz omuza vermek be, stand, act shoulder to shoulder v.
(birine) omuz çevirmek give (one) the cold shoulder v.
(biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak work hand and glove with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak work hand in glove with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) omuz omuza in lockstep (with someone or something) expr.
Speaking
omuz ver lean in expr.
Tourism
omuz sezonu shoulder season n.
Technical
çökük omuz dropped shoulder n.
ince omuz light shoulder n.
omuz çekimi close-up n.
omuz plan close-up n.
omuz geometrisi shoulder geometry n.
omuz halkası shoulder ring n.
omuz çarkı shoulder wheel n.
Textile
arka omuz dikişi back shoulder seam n.
ısmarlama çalışılan omuz vatkası tailored shoulder pad n.
omuz dikişi shoulder seam n.
omuz askısı shoulder strap n.
omuz derisi shoulder n.
omuz dolgu pedi shoulder padding n.
omuz kapakları shoulder flaps n.
omuz vatkası shoulder pad n.
omuz robası shoulder yoke n.
omuz kapakları shoulder shaps n.
omuz hattı shoulder line n.
omuz kurdelesi bertha n.
omuz genişliği shoulder width n.
vücut ve omuz koruyucuları body and shoulder protectors n.
omuz uçlarından geçen yaka tipi boat neckline n.
omuz başlarına kadar uzanan yaka tipi bateau neck n.
omuz başlarına kadar uzanan yaka tipi bateau neckline n.
(deri üretiminde) omuz derisi shoulder n.
Construction
istihkam dış açısı ile omuz açısı arasındaki bölüm face of a bastion n.
Automotive
emniyet kemeri/omuz kayışı anahtarları seat belt/shoulder harness switches n.
emniyet kemerleri/omuz kayışı seat belts/shoulder harness n.
omuz kayışı shoulder beit n.
omuz çizgisi shoulder line n.
omuz kemeri shoulder belt n.
omuz mesafesi shoulder room n.
omuz destekli emniyet kemeri shoulder harness n.
Medical
omuz çıkıntısı acromial process n.
omuz ucu acromial process n.
ağrılı omuz şikayeti painful shoulder complaint n.
ağrılı omuz painful shoulder n.
ağrılı omuz yakınımı painful shoulder complaint n.
akut öne omuz çıkığı acute anterior dislocation of the shoulder n.
dezartikülize edilmiş sol omuz güdüğü desarticulized left arm stump n.
donmuş omuz frozen shoulder n.
donmuş omuz adhesive capsulitis n.
donuk omuz frozen shoulder n.
hemiplejik omuz ağrısı hemiplegic shoulder pain n.
inferior omuz çıkığı inferior shoulder dislocation n.
komplike olmayan bilateral anterior omuz çıkığı uncomplicated bilateral anterior shoulder dislocation n.
kronik omuz ağrısı chronic shoulder pain n.
omuz sıkışma sendromu shoulder impingement syndrome n.
omuz eklemi shoulder joint n.
omuz ağrıması shoulder aching n.
omuz kırıkları shoulder fractures n.
omuz kası deltoid muscle n.
omuz distosisi shoulder dystocia n.
omuz ve dirsek çıkığı shoulder and elbow dislocation n.
omuz eklemi glenohumeral joint n.
omuz yaralanmaları shoulder injuries n.
omuz ağrısı shoulder pain n.
omuz sıkışma sendromu swimmer's shoulder n.
omuz artroplastisi shoulder arthroplasty n.
omuz koyuntusu humeral implant n.
omuz eklem iltihabı inflammation of shoulder joint n.
omuz sıkışma sendromu painful arc syndrome n.
omuz muayene testi shoulder examination test n.
omuzun aşırı dışa doğru çevrilmesi veya zorlanması sonrası omuz başının eklem içinde anormal biçimde kayması/yuvarlanması pitcher's shoulder n.
omuz akut anterior çıkığı acute anterior dislocation of the shoulder n.
omuz eklemi shoulder n.
omuz kemiği pectoral arch n.
omuz sıkışma sendromu impingement syndrome n.
omuz artroskopisi shoulder arthroscopy n.
omuz sıkışma sendromu thrower's shoulder n.
omuz sıkışma sendromu supraspinatus syndrome n.
omuz ağrısı shoulder ache n.
ortopedik omuz testleri orthopedic shoulder tests n.
ön omuz çıkığı redüksiyonu reduction of anterior shoulder dislocation n.
sol omuz-kol ağrısı left shoulder and arm pain n.
tekrarlayan omuz çıkıkları recurrent shoulder dislocations n.
tendonları omuz etrafına yapışan dört kası içine alan kas grubu rotator cuff n.
donuk omuz adhesive capsulitis n.
omuz takılması shoulder dystocia n.
omuz ağrısı omalgia n.
omuz kayması shoulder slip n.
omuz çıkması shoulder slip n.
omuz ve kürek kemiğine ilişkin scapular adj.
Anatomy
omuz çıkıntısı acromion n.
omuz çıkıntısı acromial process n.
omuz ucu acromion n.
omuz ucu acromial process n.
omuz kası teres n.
omuz bölgesinde yer alan, omuz ve kolları hareket ettiren iki kastan her biri teres n.
kolun hareket ettirmeye ve döndürmeye yarayan omuz kası teres major n.
kolun hareket ettirmeye ve döndürmeye yarayan omuz kası teres major muscle n.
kolu içe doğru çekmeye ve yanlamasına döndürmeye yarayan omuz kası teres minor n.
kolu içe doğru çekmeye ve yanlamasına döndürmeye yarayan omuz kası teres minor muscle n.
omuz kası teres muscle n.
omuz bölgesinde yer alan, omuz ve kolları hareket ettiren iki kastan her biri teres muscle n.
omuz ve dirsek arasındaki kemik humerus bone n.
omuz kemiği shoulder blade n.
omuz kemeri shoulder girdle n.
omuz başı point of the shoulder n.
omuz kemiği omoplate n.
omuz eklemi ve omuz kaslarını besleyen bir atardamar arteria circumflexa humeri n.
omuz ve skapular bölgenin kaslarını besleyen bir atardamar arteria circumflexa scapulae n.
omuz eklemi articulatio humeri n.
bazı balıkların omuz kemerinin bir kısmını oluşturan büyük bir kemik humeral n.
balık omuz kemerindeki büyük kemiğin parçası humeral n.
kürek kemiğinde bulunan ve üst kol kemiğinin omuz kemeri ile eklemlenmesini sağlayan sığ kavite glenoid cavity n.
kürek kemiğinin başında bulunan ve kol kemiğinin başı ile bir araya gelerek omuz eklemini oluşturan oyuk glenoid fossa n.
omuz eklemini kaplayıp kolu hareket ettirmeye yaran büyük ve üçgen bir kas musculus deltoideus n.
kolu kaldırıp merkeze doğru döndüren omuz kası musculus teres major n.
kolu kaldırıp yanal olarak döndüren omuz kası musculus teres minor n.
omuz kabarıklığını oluşturan kalın kas deltoideus n.
omuz kemeri scapular arch n.
göğüs kafesi ve kürek kemiğinin omuz çıkıntısı arasına ait thoracicoacromial adj.
göğüs kafesi ve kürek kemiğinin omuz çıkıntısı arasında kalan thoracicoacromial adj.
(omuz) üst kasları fazla gelişmiş loaded adj.
kürek kemiğinde bulunan ve üst kol kemiğinin omuz kemeri ile eklemlenmesini sağlayan sığ kaviteye ait veya ilişkin glenoidal adj.
omuz ve bel arasındaki mesafe normalden uzun olan long-waisted adj.
omuz ve dil kemiğine ait omohyoid adj.
omuz ve dil kemiğine ait omohyoid adj.
omuz ve dil kemiği ile ilişkili omohyoid adj.
(omuz) önde yer alan round adj.
(omuz) yuvarlak round adj.
omuz veya kürek kemiği ile ilişkili anlamını veren bir ön ek omo- pref.
omuz anlamını veren bir ön ek omo- pref.
omuz ile beraber anlamını veren bir ön ek omo- pref.
Pathology
göz kırpma, omuz silkme, koklama veya kekeleme gibi çoklu motor ve vokal tikler ile karakterize nörolojik bozukluk tourette syndrome n.
göz kırpma, omuz silkme, koklama veya kekeleme gibi çoklu motor ve vokal tikler ile karakterize nörolojik bozukluk tourette's n.
göz kırpma, omuz silkme, koklama veya kekeleme gibi çoklu motor ve vokal tikler ile karakterize nörolojik bozukluk gilles de la tourette syndrome n.
göz kırpma, omuz silkme, koklama veya kekeleme gibi çoklu motor ve vokal tikler ile karakterize nörolojik bozukluk tourettes syndrome n.
omuz gelişi shoulder present n.
omuz distosi shoulder dystocia n.
Veterinary
atların omuz kaslarında oluşan atrofi sweeney n.
omuz başından yaralanmış (at) wither-wrung adj.
Gastronomy
hayvanların omuz-kürek kısmından kesilen biftek eti blade n.
hayvanların omuz-kürek kısmından kesilen rostoluk et blade roast n.
domuzun but ve omuz arasından kesilmiş eti veya pastırması middlings n.
hayvanların omuz-kürek kısmından kesilen ete ait blade adj.
Marine Biology
omuz pulu humeral scale n.
lir biçiminde omuz kemeri bulunan (balık) lyriferous adj.
Zoology
omuz kemeri shoulder girdle n.
yayı güçlendirmek için eyerin atın omuz başına yakın yerinde bulunan demir parçası witherband n.
( at gibi dört ayaklılarda) ön ayak, omuz veya bu organlara bitişik bulunan bölümler forequarter n.
sürüngen ve amfibilerin omuz kuşağındaki korakoidin ön kısmı praecoracoid n.
omuz ve kürek kemiğinde bulunan tüy scapular n.
omuz ve kürek kemiğinde bulunan tüy scapulary n.
omurgalılarda omuz işlevi gören vücut bölümü shoulder n.
(köpek) omuz kasları fazla gelişmiş bossy adj.
History
(omuz üstüne atılan) süvari ceketi dolman jacket n.
Military
omuz bağları shoulder harness n.
omuz çantası musette bag n.
omuz kolanı shoulder harness n.
omuz siperliği shoulder guard n.
omuz zırhı epauliere n.
askerin teçhizatını, suyunu, mühimmatını taşımak için kullandığı cepleri olan kemer veya omuz kayışı webbing n.
halterin omuz yüksekliğine getirildikten sonra yavaşça yukarı kaldırıldığı bir ağırlık kaldırma hareketi military press n.
omuz işareti shoulder board n.
omuz işareti shoulder flash n.
askeri üniformanın omuz bölgesine takılan kordon fourragère n.
Sport
omuz çevresi shoulder n.
omuz yardımıyla yapılan dönüş counterrotate n.
omuz el ve kol fırlatmaları arm throws n.
omuz omuza mücadele neck and neck n.
omuz duruşu shoulder stand n.
ağırlığı hızlıca omuz hizasından yukarı kaldırma jerk n.
top veya sopanın vuruştan sonra omuz hizasının üstüne çıkması dangerous play n.
ağır yükleri taşımada kullanılan, omuz bölgesi kayışlı bir yük taşıma aparatı packframe n.
ağırlığın göğüs veya omuz seviyesine kaldırıldığı bir tür vücut geliştirme egzersizi curl n.
(ağırlığı) hızlıca omuz hizasından yukarı kaldırmak jerk v.
ağırlığı hızlıca omuz hizasından yukarı kaldırmak jerk v.
halteri omuz yüksekliğine getirdikten sonra yavaşça yukarı kaldırmak press v.
omuz seviyesinin altında underarm adj.
omuz hizasının üzerine kaldırılan kolla yapılan overarm adj.
yüzmede kolun sudan çıkarılıp omuz hizasının üzerinden öne doğru uzatılması şeklinde atılan (kulaç) overarm adj.
kriket gibi oyunlarda kolu omuz hizasının üzerine kaldırarak yapılan (atış) over-arm adj.
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile yapılan round-arm adj.
eli omuz hizasının üzerine kaldırarak overhand adv.
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile round-arm adv.
Football
omuz şarjı shoulder charge n.
rakip oyuncunun dizleri arasına omuz getirilerek gerçekleştirilen kural dışı bir blok hareketi chop block n.
Tennis
(tenis topuna) omuz seviyesinin altından olacak şekilde art arda vurmak drive v.
Baseball
omuz hizasından yukarı giden (top) high adj.
Weight Lifting
halterin omuz seviyesine çıkarılması sonrası baş üzerine kaldırıldığı hareket clean n.
Cinema
omuz çekim shoulder shot n.
Ornithology
kızıl omuz tüyleri olan ve genellikle ova ormanlarında bulunan, orta büyüklükte bir kuzey amerika şahini red-shouldered hawk (buteo lineatus) n.
Entomology
böceğin omuz bölgesi humerus n.
böceğin omuz bölgesinde yer alan çeşitli yapılara verilen ad humerus n.
Wrestling
(güreşte) rakibi yakalayarak omuz üzerinden yere atma hareketi flying mare n.