nadiren - Turkish English Dictionary

nadiren

Meanings of "nadiren" in English Turkish Dictionary : 25 result(s)

Turkish English
Common Usage
nadiren seldom adv.
Seldom have we encountered such a brief proposal with such potentially far-reaching effects.
Potansiyel olarak bu kadar geniş kapsamlı etkileri olan bu kadar kısa bir teklifle nadiren karşılaşıyoruz.

More Sentences
nadiren rarely adv.
A large number of new medicines now coming onto the market are, unfortunately, rarely innovative.
Şu anda piyasaya sürülen çok sayıda yeni ilaç ne yazık ki nadiren yenilikçidir.

More Sentences
General
nadiren hardly adv.
Tom hardly ever goes swimming anymore.
Tom artık yüzmeye çok nadiren gidiyor.

More Sentences
nadiren rarely adv.
We have rarely seen such a miserly and nationalistic spectacle in this House!
Bu Meclis'te böylesine cimri ve milliyetçi bir gösteriyi nadiren gördük!

More Sentences
nadiren seldom adv.
Ecological issues are seldom dealt with, while human rights are a peripheral issue.
Ekolojik konular nadiren ele alınırken, insan hakları çevresel bir konudur.

More Sentences
nadiren occasionally adv.
We order takeout indeed, albeit very occasionally.
Çok nadiren de olsa dışarıdan yemek söylüyoruz aslında.

More Sentences
nadiren if ever adv.
He is rarely, if ever, late for appointments.
Randevularına nadiren geç kalır.

More Sentences
nadiren scarcely adv.
I scarcely ever do that.
Bunu nadiren yaparım.

More Sentences
nadiren occasional adj.
nadiren infrequent adj.
nadiren daimen [obsolete] [scotland] adj.
nadiren orra [scotland] adj.
nadiren orrow [scotland] adj.
nadiren unusually adv.
nadiren few and far adv.
nadiren seldomly adv.
nadiren uncommonly adv.
nadiren every once in a while adv.
nadiren far between adv.
nadiren unfrequently adv.
nadiren semioccasionally adv.
nadiren occas (occasional) abrev.
Phrases
nadiren seldom, if ever expr.
nadiren on an irregular basis expr.
Archaic
nadiren seld adv.

Meanings of "nadiren" with other terms in English Turkish Dictionary : 65 result(s)

Turkish English
General
çok nadiren very seldom adv.
Of the very many remarkable achievements, one is very seldom acknowledged.
Çok sayıda kayda değer başarı arasında bir tanesi çok nadiren kabul görmektedir.

More Sentences
Phrases
çok nadiren rarely ever expr.
Tom is very rarely ever late.
Tom çok nadiren geç kalır.

More Sentences
General
parmaklar veya daha nadiren ayak parmakları dactylo- n.
bankacılık hizmetlerini nadiren kullanan kimse underbanked n.
nadiren tavuk, balık ve kırmızı et tüketen kimse semivegetarian n.
nadiren benzeşen seldom equaled adj.
nadiren eş değer olan seldom equaled adj.
nadiren yağmurlu seldom rainy adj.
bankacılık hizmetlerini nadiren kullanan underbanked adj.
nadiren görülen infrequent adj.
nadiren gösterilen seldshewn adj.
nadiren sunulan seldshewn adj.
nadiren gösterilen seldshown [obsolete] adj.
nadiren sunulan seldshown [obsolete] adj.
yalnızca nadiren only rarely adv.
Colloquial
iskambilde nadiren blöf yapan oyuncu bear n.
Idioms
çok nadiren bulunan scarcer than hens' teeth adj.
çok nadiren olan as scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren bulunan as scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren olan scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren bulunan scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren olan scarcer than hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan scarcer than hen's teeth expr.
çok nadiren olan as rare as hens' teeth expr.
çok nadiren olan rare as hens' teeth expr.
çok nadiren olan scarce as hen's teeth expr.
çok nadiren olan as scarce as hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan as scarce as hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan as scarcer than hen's teeth expr.
Speaking
ben nadiren su içerim I rarely drink water expr.
ben nadiren su içerim I seldom drink water expr.
nadiren televizyon izlerim I rarely watch television expr.
Trade/Economic
nadiren satın alınan ürün hard goods n.
nadiren alınıp satılan hisse senedi inactive stock n.
Politics
her seçim döneminde aday olup nadiren başarı gösteren siyasetçi perennial candidate n.
Computer
e-posta hesapları ve bir-iki özel web sitesi haricinde sanal alemi nadiren ziyaret eden internet kullanıcısı nooksurfer n.
Furniture
nadiren kullanılmak üzere tasarlanmış (mobilya) occasional adj.
Marine
nadiren oluşan çok büyük dalga freak wave n.
Mining
taşta nadiren gözlemlenen kalay cevheri floran n.
Medical
nadiren görülen, sporadik, apokrin ter bezi retansiyonu sonucu oluşan, kaşıntılı, foliküler papüllerle karakterize bir dermatoz fox-fordyce disease n.
Pathology
enfekte hücrelerde profaj olarak bulunup nadiren lizise neden olan temperate adj.
Biology
bakteriyel hücreleri enfekte eden fakat sadece nadiren hastalığın gerilemesine yol açan bir virüse ait veya ilgili temperate adj.
Botanic
üç veya nadiren tek yapraklı ve küçük beyaz çiçekleri olan tropikal bir ağaç cinsi allophylus n.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki purple milkwort n.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki field milkwort n.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki polygala sanguinea n.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki polygala viridescens n.
kızıl veya nadiren beyaz çiçekleri olan bir avrasya bitkisi london pride (lychnis chalcedonica) n.
Breeding
doğru düzgün kısırlaştırılamadığı için iyi et veremeyip nadiren üreyebilen horoz slip n.
Sport
nadiren oyuna giren yedek oyuncu bench warmer n.
Tennis
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili base line n.
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili baseline n.
Ornithology
asya'da ve nadiren güney avrupa'da bulunan bir orman tavuğu attagas (syrrghaptes pallasii) n.
Slang
çok nadiren olan as rare as rocking horse crap n.
çok nadiren olan rare as rocking horse crap n.
çok nadiren olan bir şey rocking horse manure [australia] n.
çok nadiren olan bir şey rocking-horse manure [australia] n.
çok nadiren olan as rare as rocking horse manure expr.
çok nadiren olan rare as rocking horse manure expr.
çok nadiren olan as rare as rocking horse poo expr.
çok nadiren olan rare as rocking horse poo expr.
çok nadiren olan as rare as rocking horse shit expr.
çok nadiren olan rare as rocking horse shit expr.
British Slang
çok nadiren bulunan as rare as hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan as rare as rocking horse shit expr.