English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | minimum adj. | asgari | ||
This proposal will introduce a cash minimum amount of cigarette duty. Bu öneri, sigara vergisi için nakit asgari bir miktar getirecektir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | minimum adj. | asgari | ||
But let us keep this to a minimum and not extend it to separate European law. Ancak bunu asgari düzeyde tutalım ve ayrı bir Avrupa hukukuna genişletmeyelim. More Sentences |
||||
General | minimum adj. | en düşük | ||
The Commission, however, intends to reduce spending to below the all-time minimum. Bununla birlikte Komisyon, harcamaları tüm zamanların en düşük seviyesinin altına indirmeyi amaçlamaktadır. More Sentences |
||||
General | minimum adj. | en az | ||
This requires a minimum of two things; supermarkets to sell the products and consumers to buy them. Bunun için de en az iki şeye ihtiyaç var; ürünleri satacak süpermarketler ve bunları satın alacak tüketiciler. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | minimum adj. | asgari | ||
The safety standards you refer to are minimum standards, which will lead to disasters on the railways. Bahsettiğiniz güvenlik standartları, demiryollarında felaketlere yol açacak asgari standartlardır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | minimum adj. | en az | ||
These efforts were very successful in reducing the risk to public health to a minimum. Bu çabalar, halk sağlığına yönelik riskin en aza indirilmesinde çok başarılı olmuştur. More Sentences |
||||
General | ||||
General | minimum n. | minimum değer | ||
General | minimum n. | en düşük derece | ||
General | minimum n. | en küçük miktar | ||
General | minimum n. | dram'ın altmışta birine eşdeğer bir sıvı hacmi birimi | ||
General | minimum adj. | minimum | ||
General | minimum adj. | enküçük | ||
General | minimum adj. | en küçük | ||
General | minimum adj. | kısa | ||
General | minimum adv. | asgari olarak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | minimum n. | gece kulüpleri veya restoranlar tarafından belirlenen, her bir müşterinin yiyecek ve içeceğe ödemesi gereken meblağ | ||
Trade/Economic | minimum adj. | en düşük | ||
Trade/Economic | minimum adj. | en küçük | ||
Technical | ||||
Technical | minimum n. | en küçük miktar | ||
Technical | minimum adj. | en küçük | ||
Technical | minimum adj. | minimum | ||
Automotive | ||||
Automotive | minimum n. | minimum | ||
Traffic | ||||
Traffic | minimum n. | otoban için belirlenen asgari hız | ||
Math | ||||
Math | minimum n. | sonlu bir sayı kümesinin en küçük elemanı | ||
Math | minimum n. | fonksiyonun azalandan artana yön değiştirdiği nokta | ||
Math | minimum adj. | minimum | ||
Astronomy | ||||
Astronomy | minimum n. | yıldızın parlaklık derecesinin en az olduğu vakit | ||
Astronomy | minimum n. | güneş lekesi sayısının 11 yıllık döngüde en az olduğu vakit |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | minimum | minimal adj. | ||
Given the minimal risk, the cost of this measure clearly outweighs the benefit. Minimum risk göz önüne alındığında, bu tedbirin maliyeti açıkça faydasından daha ağır basmaktadır. More Sentences |
||||
General | minimum | min adj. | ||
General | minimum | minimum adj. | ||
Technical | ||||
Technical | minimum | minimum adj. | ||
Automotive | ||||
Automotive | minimum | minimum n. | ||
Math | ||||
Math | minimum | minimum adj. |