English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | look away v. | yüzünü yana çevirmek | ||
Mary looked away and pretended to ignore Kate. Mary yüzünü yana çevirdi ve Kate görmezden gelmiş numarası yaptı. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | look away v. | bakışlarını çevirmek | ||
He looked away. O, bakışlarını çevirdi. More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | look away (from someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) kafasını çevirmek |
Phrasals | look away (from someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak |
Phrasals | look away (from someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) bakışlarını çevirmek |
Phrasals | look away (from someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) bakışlarını/gözlerini kaçırmak |
Idioms | ||
Idioms | look away from someone v. | (birinden) bakışlarını çevirmek |
Idioms | look to be million miles away v. | (çok) dalgın olmak/görünmek/durmak |