English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | lay down v. | bırakmak | ||
We call on the rebels to lay down their arms and return to the negotiating table. İsyancılara silahlarını bırakmaları ve müzakere masasına dönmeleri çağrısında bulunuyoruz. More Sentences |
||||
General | lay down v. | koymak | ||
It is one of the fundamental rules of democracy that a legislator lays down legislation in public. Yasa koyucunun yasaları halka açık bir şekilde ortaya koyması demokrasinin temel kurallarından biridir. More Sentences |
||||
General | lay down v. | kural koymak | ||
The Commission is ready to lay down specific rules for such exceptions. Komisyon, bu tür istisnalar için belirli kurallar koymaya hazırdır. More Sentences |
||||
General | lay down v. | belirlemek | ||
We cannot do without standards laid down in law, and these are a compelling necessity. Yasalarla belirlenmiş standartlar olmadan yapamayız ve bunlar zorunlu bir gerekliliktir. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | lay down v. | bırakmak | ||
We call on the rebels to lay down their arms and return to the negotiating table. İsyancılara silahlarını bırakmaları ve müzakere masasına dönmeleri çağrısında bulunuyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | lay down v. | başlamak | ||
General | lay down v. | şart koşmak | ||
General | lay down v. | yatırmak | ||
General | lay down v. | döşemek | ||
General | lay down v. | saklamak | ||
General | lay down v. | bir şeyi bir yere koymak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | lay down v. | vazgeçmek | ||
Marine | ||||
Marine | lay down v. | gemi omurgasını kızağa koymak | ||
Veterinary | ||||
Veterinary | lay down v. | hasta bir hayvanı uyutmak |