Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | kurşunkalem | pencil n. | ||
Don't use a pencil to write the exam. Sınavı yazmak için bir kurşunkalem kullanmayın. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kurşunkalem | pencil n. | ||
Is this a pen or a pencil? Bu tükenmez kalem mi yoksa kurşunkalem mi? More Sentences |
||||
General | kurşunkalem | lead pencil n. | ||
Technical | ||||
Technical | kurşunkalem | lead pencil n. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kalem (kurşunkalem hariç) | pen n. | ||
Here there's space for pens, notes and pictures. Burada kalemler, notlar ve resimler için yer var. More Sentences |
||||
General | küçülmüş kurşunkalem | stump n. | ||
General | kurşunkalem madeni | plumbago n. | ||
General | kurşunkalem çizim | pencil drawing n. | ||
General | kurşunkalem ile çizme | penciling n. | ||
General | kurşunkalem ucu | pencil lead n. | ||
General | kurşunkalem kroki | pencil sketch n. | ||
General | kurşunkalem ile çizme | pencilling n. | ||
General | siyah veya kırmızı uçlu kurşunkalem | keelivine n. | ||
General | siyah veya kırmızı uçlu kurşunkalem | keelyvine pen n. | ||
Industry | ||||
Industry | (kurşunkalem üretiminde) kurşunun konacağı yeri oluşturmak için planyalanıp yivlenmiş ahşap parçası | slat n. | ||
Technical | ||||
Technical | kurşunkalem ucu | black lead n. |