Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | krupiye | croupier n. | ||
Tom is a croupier. Tom bir krupiyerdir. More Sentences |
||||
General | krupiye | dealer n. | ||
Tom is a former casino dealer. Tom eski bir krupiyedir. More Sentences |
||||
General | krupiye | stickman n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Card | ||
Card | iki elli bir kart oyununda krupiye | younger n. |
Card | krupiye olarak belirlenen kişinin önüne yerleştirilen işaret | button n. |
Card | krupiye olarak belirlenmiş kimse | button n. |
Card | krupiye olarak belirlenen kişinin önüne yerleştirilen işaretin bulunduğu yer | button n. |
Wagering | ||
Wagering | (atılmış zarı almak için kullanılan) krupiye sopası | stick n. |
Slang | ||
Slang | (ortaya konulan bahisten yüzde veya belirli ücret karşılığında) oyunda olmayan krupiye olmak | cut v. |