| Turkish | English | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | konvansiyon | convention n. | ||
|
The different stages in achieving a Convention, a Constitution, new Treaties, have, I believe, been useful. Bir Konvansiyon, bir Anayasa ve yeni Antlaşmalar'a ulaşmanın farklı aşamalarının faydalı olduğuna inanıyorum. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | konvansiyon | convention n. | ||
|
National governments took part in the Convention’s public discussions and have rubberstamped the end result. Ulusal hükümetler Konvansiyon'un kamuya açık tartışmalarına katılmış ve nihai sonucu onaylamışlardır. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | konvansiyon | convention n. | ||
|
We could not have a clearer reflection of this than the make-up of the Convention on the future of Europe. Avrupa'nın geleceği konvansiyonunun oluşumuyla bunun daha net bir yansımasını elde edemezdik. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | konvansiyon | agreement n. | ||
| Turkish | English | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | konvansiyon üyesi | conventioner n. |
| Trade/Economic | ||
| Trade/Economic | gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesi ve uyumlaştırılması hakkında uluslararası antlaşma ya da konvansiyon | international convention on the simplification and harmonization of customs procedures n. |
| Aeronautic | ||
| Aeronautic | hava hakları'nı tanımlayan 1944 tarihli konvansiyon | chicago convention n. |
| History | ||
| History | (fransa'da) ulusal konvansiyon'un üyesi veya destekçisi olan kimse | conventionalist n. |
| Card | ||
| Card | iskambil oyununda partnerin elindeki kartları sormaya yarayan bir konvansiyon | blackwood n. |
