|
Category |
English |
Turkish |
|
General |
|
1 |
General |
keep pace with v.
|
ayak uydurmak |
|
The Commission does its best to keep pace with the developments in Basel.
Komisyon Basel'deki gelişmelere ayak uydurmak için elinden geleni yapmaktadır.
More Sentences
|
2 |
General |
keep up with v.
|
yetişmek |
|
It's impossible to keep up with all of the webinar invitations, trend reports and industry news.
İnternet ortamında seminer davetleri, trend raporları ve sektör haberlerinin tümüne yetişmek imkansız.
More Sentences
|
3 |
General |
keep up with v.
|
ayak uydurmak (çağa/zamana) |
|
We must be able to keep up with the global competition - not least in respect of the USA.
Küresel rekabete ayak uydurabilmeliyiz; özellikle de ABD konusunda.
More Sentences
|
4 |
General |
keep up with v.
|
hızına yetişmek |
|
I cannot keep up with the pace.
Hızına yetişemiyorum.
More Sentences
|
Phrasals |
|
5 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(yenilikleri, trendleri, modayı) takip etmek |
|
It is very expensive to keep up with the latest fashions.
Son modayı takip etmek çok masraflı.
More Sentences
|
Idioms |
|
6 |
Idioms |
keep pace with v.
|
ayak uydurmak |
|
The incomes of sheep farmers have not kept pace with other types of farming.
Koyun çiftçilerinin gelirleri diğer çiftçilik türlerine ayak uyduramamıştır.
More Sentences
|
General |
|
7 |
General |
keep company with v.
|
flört etmek |
|
8 |
General |
keep up with the times v.
|
zamana uymak |
|
9 |
General |
keep up with v.
|
ile yarışmak |
|
10 |
General |
keep company with v.
|
birlikte takılmak |
|
11 |
General |
keep up with v.
|
ile aynı hızda gitmek |
|
12 |
General |
keep in step with v.
|
ayak uydurmak |
|
13 |
General |
keep in with v.
|
ile dost kalmak |
|
14 |
General |
keep up with v.
|
ile aşık atmak |
|
15 |
General |
keep step with v.
|
ayak uydurmak |
|
16 |
General |
keep up with the times v.
|
çağa uymak |
|
|
17 |
General |
keep up with something v.
|
uymak |
|
18 |
General |
keep company with v.
|
çıkmak |
|
19 |
General |
keep touch with v.
|
ile ilişkiyi sürdürmek |
|
20 |
General |
keep up with the times v.
|
zamana ayak uydurmak |
|
21 |
General |
keep up with v.
|
ayak uydurmak |
|
22 |
General |
keep up with v.
|
takip etmek |
|
23 |
General |
keep company with v.
|
ile arkadaşlık etmek |
|
24 |
General |
keep up with v.
|
izleyerek bilgi sahibi olmak |
|
25 |
General |
keep up with the times v.
|
çağa ayak uydurmak |
|
26 |
General |
keep up with the times v.
|
çağın gerisinde kalmamak |
|
27 |
General |
keep in with v.
|
anlaşmak |
|
28 |
General |
keep up with something v.
|
başa çıkmak |
|
29 |
General |
keep in touch with v.
|
bağlantıyı koparmamak |
|
30 |
General |
keep in touch with v.
|
ile ilişkiyi koparmamak |
|
31 |
General |
keep in touch with v.
|
ile teması sürdürmek |
|
32 |
General |
keep up with v.
|
ayak uydurmak (zamana) |
|
33 |
General |
keep in step (with) v.
|
ayak uydurmak |
|
34 |
General |
keep with the fashion v.
|
modayı takip etmek |
|
35 |
General |
keep pace with the fashion v.
|
modayı takip etmek |
|
36 |
General |
keep up with the fashion v.
|
modayı takip etmek |
|
|
37 |
General |
keep pace with technology v.
|
teknolojiye ayak uydurmak |
|
38 |
General |
keep up with v.
|
-i izleyerek bilgi sahibi olmak |
|
39 |
General |
keep up with v.
|
-e ayak uydurmak |
|
40 |
General |
keep up with v.
|
-i takip etmek |
|
41 |
General |
keep up with v.
|
-den geri kalmamak |
|
42 |
General |
keep up with v.
|
ile aynı tempoda gitmek |
|
43 |
General |
keep up with v.
|
aynı düzeyde kalmak |
|
44 |
General |
keep in touch with v.
|
sürekli temasta olmak |
|
45 |
General |
keep in touch with v.
|
bilgi almak |
|
46 |
General |
keep up with the joneses v.
|
diğer insanlarla çekişmek |
|
47 |
General |
keep up with the times v.
|
modaya uymak |
|
48 |
General |
keep up with the times v.
|
çağdaş olmak |
|
49 |
General |
keep pace with the technology v.
|
teknolojiyi takip etmek |
|
50 |
General |
keep oneself up-to-date with the latest developments v.
|
yenilikleri takip etmek |
|
51 |
General |
keep oneself up-to-date with the latest developments v.
|
son gelişmeleri takip etmek |
|
52 |
General |
keep up pace with the technology v.
|
teknolojiyi takip etmek |
|
53 |
General |
keep up with the technology v.
|
teknolojiyi takip etmek |
|
54 |
General |
keep up pace with the technology v.
|
teknolojiyi izlemek |
|
55 |
General |
keep pace with the technology v.
|
teknolojiyi izlemek |
|
56 |
General |
keep up with the technology v.
|
teknolojiyi izlemek |
|
57 |
General |
keep on talking with someone v.
|
görüşmeye devam etmek |
|
58 |
General |
keep in communication with v.
|
iletişimde kalmak |
|
59 |
General |
keep in touch with v.
|
iletişimde kalmak |
|
60 |
General |
can't keep up with the times v.
|
zamanın gerisinde kalmak |
|
61 |
General |
keep up with technology v.
|
teknolojiyi takip etmek |
|
62 |
General |
keep up with v.
|
ittiba etmek |
|
63 |
General |
be/keep in contact with v.
|
iletişim içerisinde olmak |
|
64 |
General |
be/keep in contact with v.
|
iletişim içinde olmak |
|
65 |
General |
keep up with trend v.
|
trend yakalamak |
|
66 |
General |
keep pace with v.
|
uyum içinde olmak |
|
67 |
General |
keep up pace with the technology v.
|
teknolojiye ayak uydurmak |
|
Phrasals |
|
68 |
Phrasals |
keep in with v.
|
iyi ilişkiler tutmak |
|
69 |
Phrasals |
keep in with (someone) v.
|
(biriyle) arkadaş kalmak |
|
70 |
Phrasals |
keep in with (someone) v.
|
(biriyle) ilişkileri devam ettirmek/iyi tutmak |
|
71 |
Phrasals |
keep in with (someone) v.
|
(biriyle) arasını iyi tutmak |
|
72 |
Phrasals |
keep in with (someone) v.
|
(biriyle) birlikte bir yerde tutmak |
|
73 |
Phrasals |
keep in with (someone) v.
|
(birinin) yanında bir yerde tutmak |
|
74 |
Phrasals |
keep in with (someone) v.
|
(birinin) yanından ayırmamak/dışarı çıkarmamak |
|
75 |
Phrasals |
keep someone or something in with someone or something v.
|
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle tutmak |
|
76 |
Phrasals |
keep someone or something in with someone or something v.
|
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle beraber tutmak |
|
|
77 |
Phrasals |
keep someone or something in with someone or something v.
|
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanında tutmak |
|
78 |
Phrasals |
keep someone or something in with someone or something v.
|
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle yan yana koymak |
|
79 |
Phrasals |
keep someone or something in with someone or something v.
|
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle aynı yere koymak |
|
80 |
Phrasals |
keep someone or something in with someone or something v.
|
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanına yerleştirmek |
|
81 |
Phrasals |
keep with (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) yanında durmaya devam etmek |
|
82 |
Phrasals |
keep with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) görüşmek |
|
83 |
Phrasals |
keep with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) görüşmeye devam etmek |
|
84 |
Phrasals |
keep with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) birlikteliğini/arkadaşlığını devam ettirmek |
|
85 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir şeye) devam etmek |
|
86 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir işte, görevde, eylemde) devam etmek |
|
87 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek |
|
88 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek |
|
89 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir işi, görevi, eylemi) yapmaya devam etmek |
|
90 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir işi, görevi, eylemi) bırakmamak |
|
91 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir şeye) uymak |
|
92 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir şeyle) uyumlu olmak |
|
93 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir şeye) uygun olmak |
|
94 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir şeye) riayet etmek |
|
95 |
Phrasals |
keep with (something) v.
|
(bir şeyle) mutabık kalmak |
|
96 |
Phrasals |
keep with (someone) v.
|
(birine) emanet etmek |
|
97 |
Phrasals |
keep with (someone) v.
|
(birine) bırakmak |
|
98 |
Phrasals |
keep with (someone) v.
|
(birinin) yanında/yanına bırakmak |
|
99 |
Phrasals |
keep with (someone) v.
|
(birinin) gözetimine/bakımına bırakmak |
|
100 |
Phrasals |
keep something with someone v.
|
bir şeyi birine bırakmak |
|
101 |
Phrasals |
keep something with someone v.
|
bir şeyi birine emanet etmek |
|
102 |
Phrasals |
keep something with someone v.
|
bir şeyi birinin gözetimine/bakımına bırakmak |
|
103 |
Phrasals |
keep something with someone v.
|
bir şeyi birinin yanına/yanında bırakmak |
|
104 |
Phrasals |
keep on with v.
|
-e devam etmek |
|
105 |
Phrasals |
keep on with v.
|
'-i devam ettirmek |
|
106 |
Phrasals |
keep on with v.
|
'-i sürdürmek |
|
107 |
Phrasals |
keep on with v.
|
'-i azimle/ısrarla devam ettirmek |
|
108 |
Phrasals |
keep on with v.
|
'-de azimli/kararlı olmak |
|
109 |
Phrasals |
keep on with (something) v.
|
(bir şeye) devam etmek |
|
110 |
Phrasals |
keep on with (something) v.
|
(bir şeyi) devam ettirmek |
|
111 |
Phrasals |
keep on with (something) v.
|
(bir şeyi) sürdürmek |
|
112 |
Phrasals |
keep on with (something) v.
|
(bir şeyi) azimle/ısrarla devam ettirmek |
|
113 |
Phrasals |
keep on with (something) v.
|
(bir şeyde) azimli/kararlı olmak |
|
114 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) yetişmek |
|
115 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) yakalamak |
|
116 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) seviyesine yetişmek |
|
117 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) seviyesini yakalamak |
|
118 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) seviyesine çıkmak |
|
119 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/hızda ilerlemek |
|
120 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birinden/bir şeyden) haberdar olmak |
|
121 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) takip etmek |
|
122 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) hakkında güncel kalmak |
|
123 |
Phrasals |
keep up with (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) anlamak |
|
124 |
Phrasals |
keep up with (someone) v.
|
(birinden) haber almak |
|
125 |
Phrasals |
keep up with (someone) v.
|
(biriyle) haberleşmek |
|
126 |
Phrasals |
keep up with (someone) v.
|
(biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak |
|
127 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeye) uymak/uyum sağlamak |
|
128 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeye) göre kendini güncellemek/yenilemek |
|
129 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeye) ayak uydurmak |
|
130 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeye) göre ilerlemek |
|
131 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeye) uyarak ilerlemek |
|
132 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeye) bağlı kalarak ilerlemek |
|
133 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeyi) geliştirmek |
|
134 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeyi) ilerletmek |
|
135 |
Phrasals |
keep up with (something) v.
|
(bir şeyde) pratik yapmak |
|
Colloquial |
|
136 |
Colloquial |
keep in with somebody v.
|
biriyle dostça/arkadaşça ilişkiler içerisinde olmak |
|
137 |
Colloquial |
keep in with somebody v.
|
biriyle anlaşmak |
|
138 |
Colloquial |
keep in with somebody v.
|
biriyle ilişkisini/arasını iyi tutmak |
|
139 |
Colloquial |
keep in with somebody v.
|
biriyle iyi ilişkiler içerisinde olmak |
|
140 |
Colloquial |
keep (well) in with somebody v.
|
biriyle dostça/arkadaşça ilişkiler içerisinde olmak |
|
141 |
Colloquial |
keep (well) in with somebody v.
|
biriyle iyi anlaşmak |
|
142 |
Colloquial |
keep (well) in with somebody v.
|
biriyle ilişkisini/arasını iyi tutmak |
|
143 |
Colloquial |
keep (well) in with somebody v.
|
biriyle iyi ilişkiler içerisinde olmak |
|
Idioms |
|
144 |
Idioms |
keep company with v.
|
seyahatte arkadaşlık etmek |
|
145 |
Idioms |
keep company with v.
|
bir arada olmak |
|
146 |
Idioms |
keep in step with someone v.
|
adım uydurmak |
|
147 |
Idioms |
keep up with v.
|
ayak uydurmak |
|
148 |
Idioms |
keep company with v.
|
birlikte yaşamak |
|
149 |
Idioms |
keep in touch with someone v.
|
birisi ile temas halinde olmak |
|
150 |
Idioms |
keep in good with someone v.
|
birinin gözünde iyi olmak |
|
151 |
Idioms |
keep company with v.
|
birlikte hareket etmek |
|
152 |
Idioms |
keep in touch with someone v.
|
birisi ile bağlantıda olmak |
|
153 |
Idioms |
keep in good with someone v.
|
biriyle iyi geçinmek |
|
154 |
Idioms |
keep in good with someone v.
|
birinin gözüne girmek |
|
155 |
Idioms |
keep company with v.
|
birlikte takılmak |
|
156 |
Idioms |
keep in tune with times v.
|
çağa uymak |
|
157 |
Idioms |
keep up with the times v.
|
çağa uydurmak |
|
158 |
Idioms |
keep up with the times v.
|
çağa ayak uymak |
|
159 |
Idioms |
keep company with v.
|
evlilik yaşamı sürmek |
|
160 |
Idioms |
keep company with v.
|
ilişkide olmak |
|
161 |
Idioms |
keep company with v.
|
ilişki yaşamak |
|
162 |
Idioms |
keep up with the joneses v.
|
komşusuyla aşık atmak |
|
163 |
Idioms |
keep faith with v.
|
sadık olmak |
|
164 |
Idioms |
keep faith with promises made v.
|
sözlerine/vaatlerine sadık kalmak |
|
165 |
Idioms |
keep company with v.
|
uyum sağlamak |
|
166 |
Idioms |
keep up with the times v.
|
zamana ayak uymak |
|
167 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
çağa ayak uydurmak |
|
168 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
çağa uyum sağlamak |
|
169 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
çağın gerisinde kalmamak |
|
170 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
zamana uymak |
|
171 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
zamana uyum sağlamak |
|
172 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
zamana ayak uydurmak |
|
173 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
modaya uymak |
|
174 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
çağdaş olmak/olmaya çalışmak |
|
175 |
Idioms |
keep in step with the times v.
|
modern olmak/olmaya çalışmak |
|
176 |
Idioms |
keep in time (with someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak |
|
177 |
Idioms |
keep in time (with someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) zamanına uymak |
|
178 |
Idioms |
keep in time (with someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak |
|
179 |
Idioms |
keep in time (with someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) ritmini tutturmak |
|
180 |
Idioms |
keep in time (with someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) zamanlamasını tutturmak |
|
181 |
Idioms |
keep in touch (with somebody) v.
|
(biriyle) temas halinde olmak |
|
182 |
Idioms |
keep in touch (with somebody) v.
|
(biriyle) iletişim halinde olmak |
|
183 |
Idioms |
keep in touch (with somebody) v.
|
(biriyle) bağlantıda olmak |
|
184 |
Idioms |
keep faith with somebody v.
|
sözünü tutmak |
|
185 |
Idioms |
keep faith with somebody v.
|
sözüne sadık kalmak |
|
186 |
Idioms |
keep faith with somebody v.
|
güvenini boşa çıkarmak |
|
187 |
Idioms |
keep faith with somebody v.
|
sözünde durmak |
|
188 |
Idioms |
keep faith with (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) sadık olmak |
|
189 |
Idioms |
keep faith with (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) sadık kalmak |
|
190 |
Idioms |
keep faith with (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı sadakatini korumak/sözünü tutmak |
|
191 |
Idioms |
keep in good with v.
|
-in gözüne girmek |
|
192 |
Idioms |
keep in good with v.
|
'-in gözünde iyi olmak |
|
193 |
Idioms |
keep in good with v.
|
ile iyi geçinmek |
|
194 |
Idioms |
keep in good with v.
|
ile arayı iyi tutmak |
|
195 |
Idioms |
keep in good with (one) v.
|
(birinin) gözüne girmek |
|
196 |
Idioms |
keep in good with (one) v.
|
(birinin) gözünde iyi olmak |
|
197 |
Idioms |
keep in good with (one) v.
|
(biriyle) iyi geçinmek |
|
198 |
Idioms |
keep in good with (one) v.
|
(biriyle) arayı iyi tutmak |
|
199 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) adımlarını uydurmak |
|
200 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde hareket etmek |
|
201 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) senkronize hareket etmek |
|
202 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) takip etmek |
|
203 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) ardından gitmek |
|
204 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) ayak uydurmak |
|
205 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) uygun hareket etmek |
|
206 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) uymak |
|
207 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) uygun hareket etmesini sağlamak |
|
208 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) uydurmak |
|
209 |
Idioms |
keep in step (with someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) ayak uydurmasını sağlamak |
|
210 |
Idioms |
keep your temper (with somebody) v.
|
(birine karşı) sinirine hakim olmak |
|
211 |
Idioms |
keep your temper (with somebody) v.
|
(birine karşı) öfkesini yenmek |
|
212 |
Idioms |
keep your temper (with somebody) v.
|
(biri karşısında) kendine hakim olmak |
|
213 |
Idioms |
keep your temper (with somebody) v.
|
(birine karşı) soğukkanlılığını korumak |
|
Speaking |
|
214 |
Speaking |
keep that with you at all times expr.
|
bunu her zaman yanında taşı |
|
215 |
Speaking |
don't keep up with the joneses expr.
|
(benimle) sidik yarıştırma |
|
Trade/Economic |
|
216 |
Trade/Economic |
keep pace with demand v.
|
talebe ayak uydurmak |
|
Computer |
|
217 |
Computer |
keep with next expr.
|
sonraki ile birlikte |
|
218 |
Computer |
keep with next expr.
|
sonraki ile birlikte tut |
|
Slang |
|
219 |
Slang |
keep up with the joneses v.
|
her zaman en yeni ve iyi ürünlere sahip olmayı istemek |
|
220 |
Slang |
keep up with the joneses v.
|
komşusuyla sidik yarıştırmak |
|
221 |
Slang |
keep up with the joneses v.
|
sidik yarışına girmek |
|
222 |
Slang |
keep up with the joneses v.
|
sidik yarışına çıkmak |
|
223 |
Slang |
keep up with the joneses v.
|
sidik yarışı yapmak |
|
224 |
Slang |
keep up with the joneses v.
|
sidik yarıştırmak |
|