Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | iyi planlanmış | well planned adj. | ||
This was all a well planned marketing campaign. Bunların tamamı iyi planlanmış bir tanıtım kampanyası idi. More Sentences |
||||
General | iyi planlanmış | imaginative adj. | ||
General | iyi planlanmış | calculated adj. | ||
General | iyi planlanmış | bulletproof adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | iyi planlanmış ve idare edilmiş askeri operasyon | set piece n. |
General | iyi planlanmış örüntü | sleight [obsolete] n. |
General | iyi planlanmış/düzenlenmiş/tasarlanmış | well-conceived adj. |