| Turkish | English | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | itlaf | culling n. | ||
|
The government denies that farmers were intimidated in connection with the culls and it asks for evidence. Hükümet, çiftçilerin itlaflarla bağlantılı olarak korkutulduğunu reddediyor ve kanıt istiyor. More Sentences |
||||
| Agriculture | ||||
| Agriculture | itlaf | culling n. | ||
|
The approach of the UK Government with respect to the culls was approved by the European Commission. Birleşik Krallık Hükümeti'nin itlaflara ilişkin yaklaşımı Avrupa Komisyonu tarafından onaylanmıştır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | itlaf | killing n. | ||
| General | itlaf | destruction n. | ||
| Turkish | English | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | itlaf etmek | destroy v. | ||
|
The piton had to be destroyed. Pitonun itlaf edilmesi gerekiyordu. More Sentences |
||||
| General | itlaf etmek | cull v. | ||
|
I do not approve of the culling of elephants; it is uncivilised. Fillerin itlaf edilmesini onaylamıyorum; bu medeniyetsizliktir. More Sentences |
||||
| General | itlaf etmek | kill v. | ||
| General | itlaf etmek | enecate [obsolete] v. | ||
