English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | inkle n. | süsleme için kullanılan keten |
General | inkle v. | fısıldayarak konuşmak |
General | inkle v. | mırıldanmak |
General | inkle v. | mırıldanarak konuşmak |
General | inkle v. | ipucu vermek |
General | inkle v. | çıtlatmak |
General | inkle v. | sessizce konuşmak |
Textile | ||
Textile | inkle n. | renkli ve örgü dokulu keten şerit |
Textile | inkle n. | keten şerit yapımında kullanılan iplik |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | inkle [rare] v. | ima etmek |
General | inkle [rare] v. | sezmek |
General | inkle [rare] v. | hissetmek |
General | inkle [rare] v. | içine doğmak |
General | inkle [dialect] [uk] v. | sezmek |
General | inkle [dialect] [uk] v. | anlamak |
General | inkle [dialect] [uk] v. | ipucu almak |
General | inkle [dialect] [uk] v. | çıkarım yapmak |