in confidence - Turkish English Dictionary

in confidence

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "in confidence" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
in confidence adv. sır olarak
He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married.
Herkesin önünde bir şey söylemedi ama sır olarak bana evleneceğini söyledi.

More Sentences
in confidence adv. gizli

Meanings of "in confidence" with other terms in English Turkish Dictionary : 46 result(s)

English Turkish
General
have confidence in v. güvenmek
We have to rely on the measures the Council has taken, and the Council can have confidence in our procedures.
Konsey'in aldığı tedbirlere güvenmek zorundayız ve Konsey de bizim prosedürlerimize güvenebilir.

More Sentences
have confidence in v. güveni olmak
Tom said he has confidence in Mary.
Tom, Mary'ye güveni olduğunu söyledi.

More Sentences
have confidence in v. güven duymak
It is a product that people know and have confidence in and it is safe for consumers.
İnsanların bildiği ve güven duyduğu bir üründür ve tüketiciler için güvenlidir.

More Sentences
feel confidence in v. güven beslemek
have blind confidence in v. körü körüne inanmak
lose confidence in v. güveni sarsılmak
have confidence in v. birine itimadı olmak
have complete confidence in something v. birşeye güveni tam olmak
have full confidence in something v. birşeye güveni tam olmak
have total confidence in something v. birşeye güveni tam olmak
have absolute confidence in something v. birşeye güveni tam olmak
maintain public confidence in the judicial system v. kamuoyunun hukuk sistemine olan güvenini sürdürmek
maintain public confidence in the judicial system v. halkın adalete olan güvenini boşa çıkarmamak
repose confidence in v. birine güvenmek
told in confidence adj. sır olarak söylenmiş
in strict confidence adv. son derece gizli bir şekilde
in strict confidence adv. büyük bir gizlilik içinde
Colloquial
in strict confidence expr. aşırı gizli biçimde
in the strictest confidence expr. büyük bir gizlilikte
in the strictest confidence expr. büyük bir gizlilikle
in strict confidence expr. son derece gizli olarak
in strict confidence expr. son derece özel olarak
in strict confidence expr. tam bir gizlilik içerisinde
Idioms
place one's confidence in v. bel bağlamak
place one's confidence in v. güvenmek
place one's confidence in v. umudunu bağlamak
be in (one's) confidence v. (birinin) sırdaşı olmak
be in (one's) confidence v. (birinin) sır ortağı olmak
be in (one's) confidence v. (birinin) sırrını tutmak
be in (one's) confidence v. (birinin) güvenip sırlarını paylaştığı kişi olmak
be in somebody's confidence v. birinin sırdaşı olmak
be in somebody's confidence v. birinin sır ortağı olmak
be in somebody's confidence v. birinin sırrını tutmak
be in somebody's confidence v. birinin güvenip sırlarını paylaştığı kişi olmak
have confidence in someone v. birine güvenmek
have confidence in someone v. birine güveni olmak
have confidence in someone v. birine itimat etmek
have confidence in someone v. birine inanmak
have confidence in (someone or something) v. (birine/bir şeye) güvenmek
have confidence in (someone or something) v. (birine/bir şeye) itimadı olmak
have confidence in (someone or something) v. (birine/bir şeye) güveni olmak
have confidence in (someone or something) v. (birine/bir şeye) güven duymak
Trade/Economic
confidence in subordinates n. emri altındakilere güven
commercial-in-confidence n. gizli ticaret
Politics
conference on interaction and confidence building measures in asia n. asya'da işbirliği ve güven arttırıcı önlemler konferansı
vote of confidence while in office n. hükümete görev sırasında verilen güvenoyu