Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ilahiyat | theology n. | ||
You don't have to study theology to be a believer. İnanan biri olmak için ilahiyat okumak zorunda değilsin. More Sentences |
||||
General | ilahiyat | divinity n. | ||
My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read. Babamın küçük kütüphanesi çoğunlukla polemik ilahiyat kitaplarından oluşuyordu ve ben bunların çoğunu okudum. More Sentences |
||||
General | ilahiyat | divine n. |