ihanet

Meanings of "ihanet" in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	ihanet	infidelity n.
Layla tried to forgive Fadil's infidelity. Leyla, Fadıl'ın ihanetini affetmeye çalıştı. More Sentences
2	Common Usage	ihanet	betrayal n.
That would be irresponsible, and would also be a betrayal of them. Bu sorumsuzluk olur ve aynı zamanda onlara ihanet anlamına gelir. More Sentences
3	Common Usage	ihanet	treachery n.
Too much confidence leads to treachery. Çok fazla güven, ihanete yol açar. More Sentences
General
4	General	ihanet	betrayal n.
That would be irresponsible, and would also be a betrayal of them. Bu sorumsuzluk olur ve aynı zamanda onlara ihanet anlamına gelir. More Sentences
5	General	ihanet	treachery n.
Too much confidence leads to treachery. Çok fazla güven, ihanete yol açar. More Sentences
6	General	ihanet	treason n.
That would be treason. Bu ihanet olur. More Sentences
Law
7	Law	ihanet	betrayal n.
That would be irresponsible, and would also be a betrayal of them. Bu sorumsuzluk olur ve aynı zamanda onlara ihanet anlamına gelir. More Sentences
Military
8	Military	ihanet	treachery n.
Too much confidence leads to treachery. Çok fazla güven, ihanete yol açar. More Sentences
Star Wars
9	Star Wars	ihanet	treason n.
That would be treason. Bu ihanet olur. More Sentences
General
10	General	ihanet	defection n.
11	General	ihanet	sellout n.
12	General	ihanet	disloyalty n.
13	General	ihanet	sell-out n.
14	General	ihanet	trahison [rare] n.
15	General	ihanet	traitorship n.
16	General	ihanet	treacherousness n.
17	General	ihanet	betrayment n.
18	General	ihanet	bewrayment n.
19	General	ihanet	falsity n.
20	General	ihanet	skulduddery n.
21	General	ihanet	spouse-breach n.
Idioms
22	Idioms	ihanet	double-crossing n.
23	Idioms	ihanet	a knife in the back n.
24	Idioms	ihanet	a stab in the back n.
Law
25	Law	ihanet	betrayal of a trust n.
26	Law	ihanet	perfidy n.

Meanings of "ihanet" with other terms in English Turkish Dictionary : 96 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	ihanet etmek	betray v.
We must not betray those who are fighting for democracy in Zimbabwe. Zimbabve'de demokrasi için mücadele edenlere ihanet etmemeliyiz. More Sentences
General
2	General	ihanet etmek	betray v.
We must not betray those who are fighting for democracy in Zimbabwe. Zimbabve'de demokrasi için mücadele edenlere ihanet etmemeliyiz. More Sentences
3	General	ihanet etmek	cheat v.
Fadil figured out that his wife was cheating on him. Fadıl karısının kendisine ihanet ettiğini anladı. More Sentences
4	General	ihanet etmek	double-cross v.
Tom double-crossed me. Tom bana ihanet etti. More Sentences
5	General	ihanet edilmiş	betrayed adj.
The Kurds have been betrayed so often, but this time we must guarantee their freedom and identity. Kürtlere çok sık ihanet edildi ancak bu kez onların özgürlük ve kimliklerini garanti altına almalıyız. More Sentences
Law
6	Law	vatana ihanet	high treason n.
Morgan Tsvangirai, Welshman Ncube and Renson Gasela were recently accused of high treason for spurious reasons. Morgan Tsvangirai, Welshman Ncube ve Renson Gasela kısa bir süre önce uydurma nedenlerle vatana ihanetle suçlandılar. More Sentences
7	Law	ihanet etmek	betray v.
We must not betray those who are fighting for democracy in Zimbabwe. Zimbabve'de demokrasi için mücadele edenlere ihanet etmemeliyiz. More Sentences
Politics
8	Politics	vatana ihanet	treason n.
Under Islamic law, she is guilty of treason. İslam hukukuna göre vatana ihanetten suçludur. More Sentences
General
9	General	ihanet eden	betrayer n.
10	General	ağır ihanet	high treason n.
11	General	ihanet eden	two-timer n.
12	General	ihanet eden	proditor n.
13	General	ihanet noktası	deception point n.
14	General	ihanet eden kimse	moiser n.
15	General	emanete ihanet suçu işlemiş kimse	prevaricator n.
16	General	ihanet eden kimse	squeaker [uk] n.
17	General	ihanet etmek	sell the pass v.
18	General	birine ihanet etmek	go back on someone v.
19	General	ihanet etmek	play somebody false v.
20	General	ihanet etmek	play smb false v.
21	General	ihanet etmek	deceive v.
22	General	ihanet etmek	screw over v.
23	General	ihanet etmek	play false v.
24	General	ihanet etmek	sell somebody down the river v.
25	General	ihanet etmek	give the game away v.
26	General	ihanet etmek	set down v.
27	General	ihanet etmek	rat v.
28	General	ihanet etmek	two-time v.
29	General	emanete ihanet etmek	misappropriate v.
30	General	ihanet etmek	beswike v.
31	General	ihanet etmek	wray [obsolete] v.
32	General	ihanet etmek	mock v.
33	General	ihanet etmek	delude [obsolete] v.
34	General	ihanet etmek	descry [obsolete] v.
35	General	ihanet etmek	desert v.
36	General	ihanet etmek	falsify [obsolete] v.
37	General	ihanet etmek	poop [obsolete] v.
38	General	ihanet etmek	cross (up) v.
39	General	ihanet etmek	peach v.
40	General	itimada ihanet etmek	spill v.
41	General	ihanet etmek	squeak v.
42	General	ihanet etmek	surprise v.
43	General	ihanet etmek	surprize v.
44	General	vatana ihanet türünden	treasonable adj.
45	General	asla ihanet etmeyen	thick-and-thin adj.
46	General	ihanet edilmemiş	unbetrayed adj.
Phrasals
47	Phrasals	ihanet etmek	give away v.
48	Phrasals	ihanet etmek	sell out v.
49	Phrasals	ihanet etmek	let down v.
50	Phrasals	ihanet etmek	round on v.
51	Phrasals	birine ihanet etmek	give someone up v.
Colloquial
52	Colloquial	birine ihanet etmek	do someone wrong v.
Idioms
53	Idioms	ihanet etme	a knife in the back n.
54	Idioms	arkadaşça yaklaşarak yapılan ihanet	a judas kiss n.
55	Idioms	ihanet etmek	go back on v.
56	Idioms	ihanet etmek	point the bone at v.
57	Idioms	birine ihanet etmek	stab someone in the back v.
58	Idioms	evlilikte ihanet etmek	go off the rails v.
59	Idioms	ihanet etmek	lead down the garden path v.
60	Idioms	ihanet etmek	sell the pass v.
61	Idioms	ihanet etmek	sell (one) down the river v.
62	Idioms	ihanet etmek	sell someone down the river v.
63	Idioms	ihanet etmek	turn the cat in the pan [obsolete] v.
64	Idioms	ihanet eden/aldatan	false as cressida adj.
Speaking
65	Speaking	bana ihanet ettiğini düşündüğümü sanıyor	he thinks i feel betrayed by him expr.
Law
66	Law	emanete ihanet	breach of trust n.
67	Law	evliliğe ihanet	marital infidelity n.
68	Law	ihanet suçunun gizli tutulması	misprision of treason n.
69	Law	ihanet davaları mahkemesi	court of oyer and terminer n.
70	Law	ihanet eden	traitor n.
71	Law	ihanet suçunun adli makamlara bildirilmemesi	misprision of treason n.
72	Law	itimada ihanet	betrayal of confidence n.
73	Law	kanunca var sayılan ihanet kuramı	legal doctrine of constructive treason n.
74	Law	hükümdara karşı ihanet	lèse-majesté n.
75	Law	hükümdara karşı ihanet	lese-majesty n.
76	Law	ülkesine ihanet suçunu işleyen kimse	parricide n.
77	Law	(roma hukukunda) vatana ihanet	perduellion [obsolete] n.
78	Law	itimada ihanet etmek	betrayal of confidence v.
Politics
79	Politics	ağır ihanet	high treason n.
80	Politics	hükümdara karşı ihanet	lese majesty n.
81	Politics	hükümdara karşı ihanet	high treason n.
82	Politics	siyasal ihanet	knifing n.
83	Politics	abd'de komünizmi destekleyen faaliyetlere karşı desteksiz veya şüpheli delillerle yapılan ihanet suçlaması	mccarthyism n.
Literature
84	Literature	(shakespeare'in oyununda) lear'a ihanet büyük kızı	goneril n.
Religious
85	Religious	isa'ya ihanet için ödenen para ile sanhedrin tarafından alınan toprak	potter's field n.
Archaic
86	Archaic	hükümdara karşı ihanet	leze majesty n.
87	Archaic	ihanet etmek	bewray v.
88	Archaic	ihanet etmek	skelder v.
Slang
89	Slang	ihanet eden kimse	rat n.
90	Slang	arkadaşlarına ihanet eden kimse	blue falcon n.
91	Slang	(birine) ihanet etmek	do (one) wrong v.
92	Slang	ispiyonlayarak ihanet etmek	grass up [uk] v.
93	Slang	sırlara ihanet etmek	roll v.
94	Slang	ihanet etmek	run around v.
95	Slang	ihanet etmek	run around v.
British Slang
96	British Slang	birine ihanet etmek	shit on (someone) v.