English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Textile | ||||
Textile | hooded adj. | (kıyafet) kapüşonlu | ||
Hooded demonstrators threw paving stones at the police and smashed up shops without being caught. Kapüşonlu göstericiler yakalanmadan polise kaldırım taşları fırlattı ve dükkanları tahrip etti. More Sentences |
||||
General | ||||
General | hooded adj. | körüklü | ||
General | hooded adj. | kukuletalı | ||
General | hooded adj. | tepeli | ||
General | hooded adj. | sorguçlu | ||
General | hooded adj. | başlıklı | ||
General | hooded adj. | kukuleta şeklinde | ||
General | hooded adj. | (göz) kısık | ||
General | hooded adj. | (göz) hafif içe gömülü | ||
Zoology | ||||
Zoology | hooded adj. | başlığa benzer çıkıntısı olan | ||
Zoology | hooded adj. | (kobra gibi) şiştiğinde başlığı andıran | ||
Botanic | ||||
Botanic | hooded adj. | (bitki organı) külah şeklinde | ||
Agriculture | ||||
Agriculture | hooded adj. | (tahıl) kılçık yerine başlıklı |