|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
her gün |
each day adv.
|
|
There are time restrictions, limiting the use of boats only to certain hours each day.
Teknelerin kullanımını her gün sadece belirli saatlerle sınırlayan zaman kısıtlamaları vardır.
More Sentences
|
2 |
General |
her gün |
in every day adv.
|
|
She lives near the edge of Wripple, so she drives in every day.
Wripple'ın yakınında oturuyor, bu yüzden her gün arabayla geliyor.
More Sentences
|
3 |
General |
her gün |
daily adv.
|
|
Landmines are a lethal threat daily in many dozens of countries.
Mayınlar her gün onlarca ülkede ölümcül bir tehdit oluşturmaktadır.
More Sentences
|
4 |
General |
her gün |
daily adv.
|
|
What is Israel expected to do about that almost daily assault on its innocent citizens?
İsrail'in masum vatandaşlarına yönelik neredeyse her gün gerçekleşen bu saldırı karşısında ne yapması bekleniyor?
More Sentences
|
5 |
General |
nerdeyse her gün |
almost every day adv.
|
|
Tom practices the piano almost every day.
Tom neredeyse her gün piyano çalışır.
More Sentences
|
6 |
General |
banliyödeki evi ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelen kimse |
commuter n.
|
|
7 |
General |
her gün işe trenle gidip gelen kimse |
commuter n.
|
|
8 |
General |
her gün kullanılan |
household n.
|
|
9 |
General |
her gün kullanılan kelime |
household word n.
|
|
10 |
General |
haftasonu dışındaki her gün |
weekday n.
|
|
11 |
General |
her gün şehir merkezindeki iş yerlerine seyahat edilen şehir dışındaki yerleşim yerleri |
commuter town n.
|
|
12 |
General |
her gün işe gidip dönen kimse |
commuter n.
|
|
13 |
General |
her bir katılımcıya etiket vererek, koleksiyonerlerin hayır fonuna katkıda bulunmalarının sağlandığı gün |
tag day n.
|
|
14 |
General |
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) |
nones n.
|
|
15 |
General |
her gün olan sıtma nöbeti |
quod n.
|
|
16 |
General |
hindu takvimindeki her bir ay-gün ayı |
hindu calendar month n.
|
|
17 |
General |
banliyödeki ev ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelmek |
commute v.
|
|
18 |
General |
her gün hastaneye gitmek |
go to the hospital every day v.
|
|
19 |
General |
her gün işe gitmek |
go to work every day v.
|
|
|
20 |
General |
her gün birazcık daha ölmek |
die a little bit every day v.
|
|
21 |
General |
her gün spor yapmak |
do sports every day v.
|
|
22 |
General |
her gün ot içmek |
smoke weed everyday v.
|
|
23 |
General |
her gün olan (sıtma nöbeti) |
quotidian adj.
|
|
24 |
General |
her gün gerçekleşen |
day-after-day adj.
|
|
25 |
General |
her gün olan |
day-after-day adj.
|
|
26 |
General |
her gün gerçekleşen |
day-by-day adj.
|
|
27 |
General |
her gün |
day in and day out adv.
|
|
28 |
General |
her gün |
day after day adv.
|
|
29 |
General |
her gün açık |
open daily adv.
|
|
30 |
General |
üst üste her gün |
day after day adv.
|
|
31 |
General |
her gün |
day in day out adv.
|
|
32 |
General |
hafta içi her gün |
every weekday adv.
|
|
33 |
General |
her gün |
every day adv.
|
|
34 |
General |
her gün |
every day adv.
|
|
35 |
General |
her geçen gün |
every passing day adv.
|
|
36 |
General |
her geçen gün |
each passing day adv.
|
|
37 |
General |
her gün sabahtan akşama kadar |
day in day out adv.
|
|
38 |
General |
her geçen gün |
day by day adv.
|
|
39 |
General |
her gün |
on a daily basis adv.
|
|
|
40 |
General |
her geçen (gün) |
by prep.
|
|
41 |
General |
insanın her zamanki gibi başarılı olmadığı gün |
off day n.
|
|
Phrasals |
|
42 |
Phrasals |
(iş, okul) arasında her gün gidip gelmek |
commute (something) into (something) v.
|
|
43 |
Phrasals |
(iş/okul ve ev) arasında her gün gidip gelmek |
commute between (places) v.
|
|
44 |
Phrasals |
her gün (yaşadığı ve çalıştığı yer) arasında gidip gelmek |
commute between (places) v.
|
|
45 |
Phrasals |
(iş, okul arasında her gün) gidip gelmek |
commute into v.
|
|
Phrases |
|
46 |
Phrases |
her gün yeni bir şans |
every day is a new chance n.
|
|
47 |
Phrases |
her gün bal yiyen baldan usanır |
toujours perdrix [french] expr.
|
|
48 |
Phrases |
her yeni gün kendi ekmeğini getirir |
each day brings its own bread expr.
|
|
49 |
Phrases |
her gün kullanılan |
in everyday use expr.
|
|
50 |
Phrases |
her yeni gün yeni imkanlar getirir |
every new day brings new possibilities expr.
|
|
51 |
Phrases |
her canlı bir gün ölümü tadacaktır |
every living thing will die one day expr.
|
|
Proverb |
|
52 |
Proverb |
her gün yeni bir şey öğrenirsin |
you learn something new every day [cliché]
|
|
Colloquial |
|
53 |
Colloquial |
hemen hemen her gün |
hardly a day goes expr.
|
|
54 |
Colloquial |
geçen ay neredeyse her gün yağmur yağdı |
last month it rained almost every day expr.
|
|
55 |
Colloquial |
her gün kayıtlarını tut |
record them each day expr.
|
|
56 |
Colloquial |
neredeyse her gün |
almost every day expr.
|
|
57 |
Colloquial |
mucizeler her gün gerçekleşir |
miracles happen every day expr.
|
|
58 |
Colloquial |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in a day's work expr.
|
|
59 |
Colloquial |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in the day's work expr.
|
|
60 |
Colloquial |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in a day's work expr.
|
|
61 |
Colloquial |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in the day's work expr.
|
|
62 |
Colloquial |
her gün |
from one day to the next expr.
|
|
Idioms |
|
63 |
Idioms |
sağlıklı kalmak için her gün yapılan yürüyüş |
(one's) daily constitutional n.
|
|
64 |
Idioms |
her şeyin ters gittiği bir gün |
a bad hair day n.
|
|
65 |
Idioms |
her geçen gün (daha da) yaşlanmak |
not getting any younger v.
|
|
66 |
Idioms |
her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak |
be all in a day's work v.
|
|
67 |
Idioms |
her gün işe gitmek |
punch a clock v.
|
|
68 |
Idioms |
her gün değişmek |
change from one day to the next v.
|
|
69 |
Idioms |
her geçen gün (daha da) yaşlanmak |
not be getting any younger v.
|
|
70 |
Idioms |
her şeyin ters gittiği bir gün |
one of those days expr.
|
|
71 |
Idioms |
her geçen gün |
as days pass expr.
|
|
72 |
Idioms |
her gün |
day after day expr.
|
|
73 |
Idioms |
her şeyin ters gittiği zor bir gün |
one of those days expr.
|
|
74 |
Idioms |
her gün aynı tas aynı hamam |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
75 |
Idioms |
her gün aynı terane |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
76 |
Idioms |
hiç şaşmadan her gün |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
77 |
Idioms |
üst üste her gün |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
78 |
Idioms |
istisnasız her gün |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
79 |
Idioms |
(sadece) her şeyin ters gittiği bir gün |
(just) one of those days expr.
|
|
|
80 |
Idioms |
orta georgia'da her gün hava kuvvetlerine/silahlı kuvvetlere şükran günüdür |
edimgiafap (every day in middle georgia is air force appreciation day) abrev.
|
|
81 |
Idioms |
orta georgia'da her gün hava kuvvetlerine/silahlı kuvvetlere şükran günüdür |
edimgiafap (every day in middle georgia is armed forces appreciation day) abrev.
|
|
Speaking |
|
82 |
Speaking |
bir gün her şeyin düzeleceğini düşünerek rahatlıyorum |
I take comfort knowing someday everything’s gonna be okay expr.
|
|
83 |
Speaking |
babam her gün işe metroyla gider |
my dad goes to work by subway every day expr.
|
|
84 |
Speaking |
dişlerimi her gün fırçalıyorum |
I brush my teeth every day expr.
|
|
85 |
Speaking |
her gün ruj sürer misin? |
do you wear lipstick every day? expr.
|
|
86 |
Speaking |
her gün duş alırım |
I take a shower every day expr.
|
|
87 |
Speaking |
her gün ingilizce çalışırım |
I study english every day expr.
|
|
88 |
Speaking |
her gün yürür müsün? |
do you walk every day? expr.
|
|
89 |
Speaking |
her gün süt içerdim |
I used to drink milk everyday expr.
|
|
90 |
Speaking |
her gün yeni birşey öğrenirsin |
you learn something new everyday expr.
|
|
91 |
Speaking |
her gün saat 6'da kalkarım |
ı wake up at 6 o'clock every day expr.
|
|
92 |
Speaking |
her gün içer |
she/he drinks every day expr.
|
|
93 |
Speaking |
her gün ameliyat yapıyor musun? |
do you operate every single day? expr.
|
|
94 |
Speaking |
her gün işe gider |
he goes to work every day expr.
|
|
95 |
Speaking |
her gün egzersiz yapmalıyız |
we have to exercise every day expr.
|
|
96 |
Speaking |
her geçen gün |
with each passing day expr.
|
|
97 |
Speaking |
her gün yürüyor musun? |
do you walk every day? expr.
|
|
98 |
Speaking |
ödevini her gün yap |
do your homework every day expr.
|
|
99 |
Speaking |
tanrıya her gün şükrediyorum |
I thank god every day expr.
|
|
Trade/Economic |
|
100 |
Trade/Economic |
(londra borsasında olduğu gibi) alıcılar ve satıcılar arasında her gün yerine periyodik olarak gerçekleşen hesaplaşma |
term settlement n.
|
|
101 |
Trade/Economic |
her gün |
per diem expr.
|
|
Politics |
|
102 |
Politics |
dünyada her geçen gün büyüyen fakirlik problemi |
explosive problems of world poverty n.
|
|
Industry |
|
103 |
Industry |
her gün belirlenen süre kadar çalışmak kaydıyla mesaiye başlama ve mesaiyi bitirme saatlerinde esneklik sağlayan çalışma sistemi |
glide time [new zealand] n.
|
|
Insurance |
|
104 |
Insurance |
her iki gün dahil |
both days inclusive expr.
|
|
Aeronautic |
|
105 |
Aeronautic |
mevsimlik bilet alarak her gün aynı noktalar arasında yolculuk yapan kimse |
commuter n.
|
|
Medical |
|
106 |
Medical |
yılda her gün yirmilik bir pakete denk gelen sigara hesaplaması |
pack-year n.
|
|
Astrology |
|
107 |
Astrology |
güneşe yakınlığı nedeniyle her yıl 24 ila 30 gün arası görünmez olan (yıldız, gezegen) |
combust adj.
|
|
Zoology |
|
108 |
Zoology |
her gün küre biçiminde ağ ören koyu çizgili bacakları olan turuncu bir örümcek |
barn spider (araneus cavaticus) n.
|
|
Education |
|
109 |
Education |
aynı sınıftan bir grup öğrencinin her gün gitmesi gereken sınıf |
homeroom n.
|
|
Religious |
|
110 |
Religious |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
mincha n.
|
|
111 |
Religious |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
minhah n.
|
|
112 |
Religious |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
minchah n.
|
|
113 |
Religious |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
minha n.
|
|
114 |
Religious |
30 gün süren ve her yıl gün doğumundan batımına kadar oruç tutularak ibadet edilen, islam takviminin dokuzuncu ayı |
rhamadan n.
|
|
115 |
Religious |
30 gün süren ve her yıl gün doğumundan batımına kadar oruç tutularak ibadet edilen, islam takviminin dokuzuncu ayı |
rhamadhan n.
|
|
116 |
Religious |
aşai rabbani ayinin her gün aynı olan kısmı |
ordinary of the mass n.
|
|
Military |
|
117 |
Military |
her biri en az dört saat süren ve tek bir gün içinde tamamlanan iki gayri faal görev eğitimi |
multiple inactive duty training periods n.
|
|
Sport |
|
118 |
Sport |
her gün yapılan bir dizi jimnastik egzersizi |
daily dozen n.
|
|
Theatre |
|
119 |
Theatre |
aynı tiyatroda aynı oyuncuların her gün değisik bir oyun sahneye koyması |
repertory n.
|
|
Latin |
|
120 |
Latin |
her gün |
diatim n.
|
|
Slang |
|
121 |
Slang |
avustralya'da her şeyin indirimli satıldığı gün |
cheap-arse tuesday n.
|
|
122 |
Slang |
her gün aynı bok |
same shit different day n.
|
|
123 |
Slang |
her gün aynı bok |
same shit different day n.
|
|
124 |
Slang |
aralık ayı boyunca her gün artan sayıda mastürbasyon yaparak boşalmaya çalışmak |
destroy dick december (ddd) v.
|
|
125 |
Slang |
her gün aynı bok |
ssdd (same shit, different day) expr.
|
|
Modern Slang |
|
126 |
Modern Slang |
alfabetik sıraya göre her gün o güne denk gelen harfle başlayan yemekler yemek suretiyle yapılan 26 günlük beslenme |
alphabet diet n.
|
|