Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Phrases | ||||
Phrases | her alanda | in all areas expr. | ||
We agree that the EU must combat international terrorism in all areas. AB'nin uluslararası terörizmle her alanda mücadele etmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. More Sentences |
||||
Phrases | her alanda | in all spheres expr. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | her alanda başarılı | all rounder n. |
General | her alanda başarılı kimse | all-rounder n. |
General | her alanda eşitlik | omniparity n. |
General | her alanda başarılı | all-around adj. |
Idioms | ||
Idioms | her alanda başarılı | an all-rounder n. |
Idioms | her alanda başarılı kimse | an all-rounder n. |
Idioms | (her hangi bir alanda) tek | the only game in town n. |
Idioms | (her hangi bir alanda) rakipsiz | the only game in town n. |
Idioms | belli bir alanda/işte her şeye erişimi sağlayan şey/anahtar/kilit nokta | the keys to the kingdom n. |
Idioms | her alanda başarılı kimse | an admirable crichton n. |
Idioms | her alanda sivrilen kimse | an admirable crichton n. |
Idioms | her alanda kabiliyeti olmak | have more than one string to one's fiddle v. |