English | Turkish | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | hard pressed (to do something) adj. | (bir şey yapmakta) zorlanan |
Idioms | hard pressed (to do something) adj. | (bir şey yapmakta) zorluk çeken |
Idioms | hard pressed (to do something) adj. | (bir şey yapmak için) akla karayı seçen |
Idioms | hard pressed (to do something) adj. | (bir şey yapmak için) canını dişine takan |
English | Turkish | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | hard pressed to do something adj. | bir şey yapmakta zorlanan |
Idioms | hard pressed to do something adj. | bir şey yapmakta zorluk çeken |
Idioms | hard pressed to do something adj. | bir şey yapmak için akla karayı seçen |
Idioms | hard pressed to do something adj. | bir şeyi zar zor/zorlukla yapan |
Idioms | hard-pressed to (do something) adj. | (bir şey yapması) için baskı altında |
Idioms | hard-pressed to (do something) adj. | (bir şey yapması) için aşırı üstüne gidilmiş |
Idioms | hard-pressed to (do something) adj. | (bir şey yapması) için sıkıştırılmış |