habitual - Turkish English Dictionary

habitual

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "habitual" in Turkish English Dictionary : 23 result(s)

English Turkish
General
habitual adj. alışılagelmiş
Ten per cent of the road network and 20% of the rail network is affected by habitual bottlenecks.
Kara yolu ağının %10'u ve demir yolu ağının %20'si alışılagelmiş darboğazlardan etkilenmektedir.

More Sentences
habitual adj. sürekli
Tom is a habitual liar.
Tom sürekli yalan söyler.

More Sentences
habitual adj. her zamanki
Grandfather sat in his habitual place near the fire.
Büyükbaba, ateşin yanında, her zamanki yerine oturdu.

More Sentences
habitual adj. müzmin
From what I see, your daughter is a drug addict and a habitual liar.
Gördüğüm kadarıyla kızınız uyuşturucu bağımlısı ve müzmin bir yalancı.

More Sentences
Law
habitual adj. her zamanki
Grandfather sat in his habitual place near the fire.
Büyükbabam her zamanki yerine, ateşin yanına oturdu.

More Sentences
General
habitual n. adet
habitual n. müptela
habitual adj. mutat
habitual adj. alışılmış
habitual adj. bağımlı
habitual adj. daimi
habitual adj. gedikli
habitual adj. alışkanlığa bağlı
habitual adj. kişiye özgü
habitual adj. doğuştan gelen
habitual adj. adet edinilmiş
habitual adj. huy haline gelmiş
habitual adj. yerleşmiş
habitual adj. adetten
Law
habitual adj. mutad
habitual adj. alışkanlık haline gelmiş
Medical
habitual adj. habituel
Linguistics
habitual adj. geniş zamanda tekrarlayan iş ve oluşları belirten

Meanings of "habitual" with other terms in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

English Turkish
General
habitual abortion n. habitüel abortus
habitual criminal n. alışılmış suçlu
habitual evening drinker n. akşamcı
habitual drunkard n. içkici
habitual drinker n. içkici
habitual drunkard n. ayyaş
habitual drinker n. alkolik
habitual liar n. iflah olmaz yalancı
habitual liar n. tam bir yalancı
habitual intoxication n. alışkanlık haline gelmiş sarhoşluk
habitual drunkard n. alkolik
habitual intoxication n. akşamcılık
habitual intoxication n. içkicilik
habitual intoxication n. ayyaşlık
habitual drunkard n. akşamcı
habitual place of abode n. ikamet edilen yer (adres)
Trade/Economic
habitual absence n. daimi süreli devamsızlık
habitual absence n. müzmin devamsızlık
habitual absence n. sürekli devamsızlık
Law
former habitual residence n. bir önceki ikametgahı
habitual crime n. itiyadi suç
habitual criminal n. itiyadi suçlu
habitual country of residence n. mutat ikamet ülkesi
habitual residence n. mutat mesken
habitual criminal n. mükerrer hükümlü
habitual residence n. mutad mesken
habitual residence n. mutat mesken
habitual criminal n. sabıkalı
habitual criminal n. tekrar suç işleyen sabıkalı
habitual offender n. azılı suçlu
Politics
habitual offender n. mükerrer suçlu
country of former habitual residence n. önceden yaşadığı ikamet ülkesi
Medical
habitual drunkenness n. ayyaşlık
habitual snoring n. gece horlaması
frequency of habitual snoring n. habitüel horlama sıklığı
habitual abortion n. tekrarlayan düşük
Pathology
pregnancy care of habitual aborter n. habitüel düşükte gebe takibi
habitual aborter n. habituel abortus
Social Sciences
habitual consumption n. tüketim alışkanlığı
Linguistics
habitual aspect n. alışkanlık görünüşü