|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
grup |
group n.
|
|
In this area, there is the one amendment to the report, which comes from the Conservative PPE-DE Group.
Bu alanda Muhafazakar Avrupa Halk Partisi Grubundan gelen rapora ilişkin bir değişiklik bulunmaktadır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
alt grup |
subgroup n.
|
|
The research focused on a subgroup of participants.
Araştırma, katılımcıların bir alt grubuna odaklandı.
More Sentences
|
3 |
General |
grup sınırları |
group boundaries n.
|
|
The past years have seen us working very closely together, which has involved the blurring of group boundaries.
Geçtiğimiz yıllarda birlikte çok yakın çalıştık ve bu da grup sınırlarının bulanıklaşmasını beraberinde getirdi.
More Sentences
|
4 |
General |
grup |
body n.
|
|
We need a body of food law, as you have said, and we need to agree this together.
Sizin de söylediğiniz gibi bir grup gıda yasasına ihtiyacımız var ve bunu birlikte kabul etmeliyiz.
More Sentences
|
5 |
General |
grup |
contingent n.
|
|
Nevertheless, the anti-Strasbourg contingent has gone even further this time, only allowing for 10 sessions.
Bununla birlikte Strazburg karşıtı grup bu kez daha da ileri giderek sadece 10 oturuma izin verdi.
More Sentences
|
6 |
General |
sosyal grup |
social group n.
|
|
This social group still has a difficult time accessing the labour market.
Bu sosyal grup hala iş gücü piyasasına erişimde zorluklar yaşamaktadır.
More Sentences
|
7 |
General |
grup |
troop n.
|
|
But we are about to destroy the bridge, and these are very green troops.
Fakat köprüyü havaya uçurmak üzereyiz ve bunlar oldukça acemi bir grup.
More Sentences
|
8 |
General |
etnik grup |
ethnic group n.
|
|
With Macedonia, though, there was a quite specific issue, that of the relationship between the ethnic groups.
Makedonya ile ilgili olarak ise, etnik gruplar arasındaki ilişkiler gibi oldukça spesifik bir mesele söz konusuydu.
More Sentences
|
9 |
General |
grup |
clique n.
|
|
Unfortunately, a small clique of agents provocateurs also caused violence and disturbances.
Maalesef küçük bir ajan provokatör grubu da şiddete ve karışıklıklara neden oldu.
More Sentences
|
10 |
General |
grup |
bunch n.
|
|
If we do not strengthen these, we will remain a disconnected bunch.
Eğer bunları güçlendirmezsek, birbirinden kopuk bir grup olarak kalacağız.
More Sentences
|
11 |
General |
grup |
party n.
|
|
My party of visitors is well aware of that.
Ziyaretçi grubum bunun gayet iyi farkında.
More Sentences
|
12 |
General |
grup |
faction n.
|
|
The reasons why the negotiations collapsed are not entirely clear, but the Maoist factions first broke the cease-fire.
Müzakerelerin neden çöktüğü tam olarak belli değil ancak ateşkesi ilk bozan Maoist gruplar oldu.
More Sentences
|
13 |
General |
grup |
ensemble n.
|
|
I play bass guitar in a guitar ensemble.
Bir gitar grubunda bas gitar çalıyorum.
More Sentences
|
14 |
General |
grup |
group n.
|
|
One of my group's amendments would make appeals have a suspensive effect.
Grubumun verdiği değişiklik önergelerinden biri, itirazların askıya alma etkisine sahip olmasını öngörmektedir.
More Sentences
|
15 |
General |
grup üyeleri |
group members n.
|
|
I should like to highlight just a few points, because my fellow group members have already addressed a number of issues.
Sadece birkaç noktanın altını çizmek istiyorum, çünkü grup üyesi arkadaşlarım zaten bir dizi konuya değindiler.
More Sentences
|
16 |
General |
grup |
band n.
|
|
It's like a band playing their most popular song.
Bir grubun en popüler şarkılarını çalması gibi.
More Sentences
|
17 |
General |
grup |
cluster n.
|
|
The pop star was surrounded by a cluster of tourists.
Pop yıldızı bir grup turist tarafından çevrelenmişti.
More Sentences
|
18 |
General |
grup |
pocket n.
|
|
I am not sure if the pocket calculators are part of the campaign at euro group level.
Hesap makinelerinin avro grubu düzeyindeki kampanyanın bir parçası olup olmadığından emin değilim.
More Sentences
|
19 |
General |
grup lideri |
group leader n.
|
|
The group leaders will have noted your comments.
Grup liderleri yorumlarınızı not etmişlerdir.
More Sentences
|
|
20 |
General |
dini grup |
religious group n.
|
|
This does not apply only to Islamists, but also to other religious groups.
Bu durum sadece İslamcılar için değil, diğer dini gruplar için de geçerlidir.
More Sentences
|
21 |
General |
grup fotoğrafı |
group photo n.
|
|
Let's get a group photo.
Bir grup fotoğrafı çektirelim.
More Sentences
|
22 |
General |
ilk grup |
first group n.
|
|
A first group of amendments impinges upon matters related with civil, police or judicial legislation.
Değişikliklerin ilk grubu medeni, polis ve adli mevzuatla ilgili konuları kapsamaktadır.
More Sentences
|
23 |
General |
üçlü grup |
three n.
|
|
The teacher asked the students to split off into groups of two or three.
Öğretmen öğrencilerden ikili ya da üçlü gruplara ayrılmalarını istedi.
More Sentences
|
24 |
General |
grup arkadaşı |
bandmate n.
|
|
Sami was Farid's bandmate.
Sami, Ferit'in grup arkadaşıydı.
More Sentences
|
25 |
General |
grup toplantısı |
group meeting n.
|
|
I should like to make a brief statement on an incident which occurred this morning at our group meeting.
Bu sabah grup toplantımızda yaşanan bir olayla ilgili kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
More Sentences
|
26 |
General |
grup |
set n.
|
|
She worked hard to be in the top set for physics.
Fizikte en iyiler grubunda olmak için çok çalıştı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
27 |
Common Usage |
grup |
batch n.
|
|
General |
|
28 |
General |
java adasında yaşayan bir etnik grup |
sundanese n.
|
|
29 |
General |
sosyal grup |
group n.
|
|
30 |
General |
grup |
company n.
|
|
31 |
General |
grup davranışı |
group behaviour n.
|
|
32 |
General |
grup halinde sözde ciddi bir maksatla seyahat etme |
junketing n.
|
|
33 |
General |
grup testi |
group test n.
|
|
34 |
General |
grup dayanışması |
group solidarity n.
|
|
35 |
General |
ortak özellikleri olan grup |
species n.
|
|
36 |
General |
grup çalışması |
group action n.
|
|
37 |
General |
devrimci grup |
revolutionary group n.
|
|
38 |
General |
sosyal grup çeşitleri |
forms of groups n.
|
|
39 |
General |
grup turu |
package tour n.
|
|
|
40 |
General |
bir grup nöbetçi asker |
picket n.
|
|
41 |
General |
grup |
clutch n.
|
|
42 |
General |
modaya yön veren/etkileyen kişi veya grup |
taste maker n.
|
|
43 |
General |
grup çatışması |
group conflicts n.
|
|
44 |
General |
anket uygulanan grup |
panel n.
|
|
45 |
General |
yedilik grup |
heptad n.
|
|
46 |
General |
grup |
circle n.
|
|
47 |
General |
grup teorisi |
group theory n.
|
|
48 |
General |
grup etkileri |
group influences n.
|
|
49 |
General |
odaklanmış grup görüşmesi |
focused group interviewing n.
|
|
50 |
General |
kombinatoryal grup teorisi |
combinatorial group theory n.
|
|
51 |
General |
etnik grup üyesi |
ethnic n.
|
|
52 |
General |
bir grup içindeki birlik ruhu |
esprit de corps n.
|
|
53 |
General |
grup kimliği çatışması |
group identity conflict n.
|
|
54 |
General |
grup ortalaması |
ensemble average n.
|
|
55 |
General |
abd'de gizli bir yasadışı grup |
cosa nostra n.
|
|
56 |
General |
grup |
ingroup n.
|
|
57 |
General |
grup şuuru |
group consciousness n.
|
|
58 |
General |
bir yönetim altında bulunan aynı türden bir grup ticari kuruluş |
syndicate n.
|
|
59 |
General |
grup sigortası |
group insurance n.
|
|
60 |
General |
bir grup grev gözcüsü |
picket n.
|
|
61 |
General |
grup düşünmesi |
groupthink n.
|
|
62 |
General |
grup tartışması |
group discussion n.
|
|
63 |
General |
grup |
class n.
|
|
64 |
General |
bir grup danışman |
brain trust n.
|
|
65 |
General |
çatılmış bir grup (silah) |
stack n.
|
|
66 |
General |
güney sudan’da yaşayan etnik bir grup |
tacho n.
|
|
67 |
General |
grup normu |
group norm n.
|
|
68 |
General |
grup çalışmaları |
group studies n.
|
|
69 |
General |
grup |
coterie n.
|
|
70 |
General |
üçlü grup |
threesome n.
|
|
71 |
General |
grup |
series n.
|
|
72 |
General |
grup yapıları |
group structures n.
|
|
73 |
General |
bir ihtilal veya darbe ertesinde iktidarı ele geçiren siyasi veya askeri grup |
junta n.
|
|
74 |
General |
fransa'nın kuzeybatı kıyıları açıklarında bir grup ingiliz adası |
channel islands n.
|
|
75 |
General |
grup anlamına gelecek şekilde kullanılan sözcük |
party n.
|
|
76 |
General |
grup tedavisi |
group therapy n.
|
|
77 |
General |
hedef grup |
focus group n.
|
|
78 |
General |
mimaride grup çalışması |
group work in architecture n.
|
|
79 |
General |
grup kimliği |
group identity n.
|
|
|
80 |
General |
ortak bir amaç veya çıkarla bağlanan bir grup insan |
affinity group n.
|
|
81 |
General |
geçici bir süre için işbirliği yapanlardan oluşan grup |
task force n.
|
|
82 |
General |
grup standartları |
group norms n.
|
|
83 |
General |
siyasi grup |
junto n.
|
|
84 |
General |
dokuz kişilik grup |
ennead n.
|
|
85 |
General |
grup |
push n.
|
|
86 |
General |
bir grup insanın oturduğu yer |
homeland n.
|
|
87 |
General |
grup içi çatışma |
group conflicts n.
|
|
88 |
General |
grup türleri |
forms of groups n.
|
|
89 |
General |
tanzaya'da yaşayan etnik bir grup |
kwere n.
|
|
90 |
General |
yasadışı siyasi grup |
junto n.
|
|
91 |
General |
eğitimde grup rehberliği |
group guidance in education n.
|
|
92 |
General |
bir grup damızlık at |
stud n.
|
|
93 |
General |
grup |
bevy n.
|
|
94 |
General |
grup |
covey n.
|
|
95 |
General |
sosyal grup çeşitleri |
group structures n.
|
|
96 |
General |
grup duygusu |
group feeling n.
|
|
97 |
General |
karma grup |
mixed group n.
|
|
98 |
General |
grup yapıları |
forms of groups n.
|
|
99 |
General |
grup |
clump n.
|
|
100 |
General |
selam makamında grup ateşi eden takım |
firing squad n.
|
|
101 |
General |
beş kişilik grup |
quintet n.
|
|
102 |
General |
grup (insanlardan oluşan) |
cohort n.
|
|
103 |
General |
grup |
section n.
|
|
104 |
General |
grup türleri |
group structures n.
|
|
105 |
General |
kuzey afrika'da yaşayan etnik bir grup |
nubian n.
|
|
106 |
General |
grup ayniyeti |
group identity n.
|
|
107 |
General |
grup |
tribe n.
|
|
108 |
General |
grup |
fellowship n.
|
|
109 |
General |
grup normları |
group norms n.
|
|
110 |
General |
sosyal grup çalışması |
social group work n.
|
|
111 |
General |
grup özdeşimi |
group identity n.
|
|
112 |
General |
kalabalık bir grup |
bevy n.
|
|
113 |
General |
bir grup insana sunma |
exposal n.
|
|
114 |
General |
grup |
flock n.
|
|
115 |
General |
grup lideri |
courier n.
|
|
116 |
General |
dokuzdan oluşan grup veya set |
ennead n.
|
|
117 |
General |
kendine dönük grup çalışması |
self directed group work n.
|
|
118 |
General |
grup |
clan n.
|
|
119 |
General |
bütün siyasi gücü elinde tutan grup |
oligarchy n.
|
|
120 |
General |
yorulanın yerini alan grup |
relay n.
|
|
121 |
General |
grup |
lot n.
|
|
122 |
General |
belirli bir amaçla bir araya gelen insanların veya milletlerin oluşturduğu grup |
league n.
|
|
123 |
General |
grup şirket |
group company n.
|
|
124 |
General |
altı kişilik grup |
sestet n.
|
|
125 |
General |
altı kopyadan oluşan grup |
sextuplicate n.
|
|
126 |
General |
üçlü grup |
trinity n.
|
|
127 |
General |
bir grup insan |
passel n.
|
|
128 |
General |
grup yemeği |
potluck n.
|
|
129 |
General |
bir grup insanın aynı sigarayı sırayla içmesi |
chainsmoke n.
|
|
130 |
General |
grup şirketi |
group company n.
|
|
131 |
General |
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup |
archvillain n.
|
|
132 |
General |
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup |
archnemesis n.
|
|
133 |
General |
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup |
archfoe n.
|
|
134 |
General |
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup |
archenemy n.
|
|
135 |
General |
yolda yürüyerek müzik yapan grup |
marching band n.
|
|
136 |
General |
meksika'nın hermosillo bölgesinde bulunan etnik bir grup |
yaquis n.
|
|
137 |
General |
grup turizmi |
group tourism n.
|
|
138 |
General |
grup |
crop n.
|
|
139 |
General |
onlu grup |
decade n.
|
|
140 |
General |
grup kalıp |
gang mold n.
|
|
141 |
General |
grup |
gang n.
|
|
142 |
General |
bağışık grup |
charmed-circle n.
|
|
143 |
General |
örgüt içinde grup oluşturan topluluk |
in-group n.
|
|
144 |
General |
geleneksel fikirlere sahip grup |
old school n.
|
|
145 |
General |
kendine dönük grup çalışması |
self-directed group work n.
|
|
146 |
General |
sosyo-kültürel grup |
socio-cultural group n.
|
|
147 |
General |
alt-grup |
sub-group n.
|
|
148 |
General |
144'lük grup |
gross n.
|
|
149 |
General |
grup |
team n.
|
|
150 |
General |
kamu yararına çalışan grup |
public interest group n.
|
|
151 |
General |
üç kişilik grup |
trio n.
|
|
152 |
General |
üçlü grup |
triad n.
|
|
153 |
General |
grup |
panel n.
|
|
154 |
General |
abhazlara bağlı bir alt etnik grup |
jigets n.
|
|
155 |
General |
abhazlara bağlı bir alt etnik grup |
sadz n.
|
|
156 |
General |
grup üyeliği |
group affiliation n.
|
|
157 |
General |
grup üyeliği |
group membership n.
|
|
158 |
General |
abhazlara bağlı bir alt etnik grup |
asadzwa n.
|
|
159 |
General |
filipinler'de bir etnik grup |
bicolano n.
|
|
160 |
General |
kuzey namibya'da bir etnik grup |
himba n.
|
|
161 |
General |
kuzey namibya'da yaşayan bir etnik grup |
himba n.
|
|
162 |
General |
burundi ve ruanda'da bulunan bir etnik grup |
hutu n.
|
|
163 |
General |
güney amerika'da bir etnik grup |
fuegians n.
|
|
164 |
General |
rusya'da yaşayan bir etnik grup |
udmurtia n.
|
|
165 |
General |
yunanistan'da yaşayan etnik bir grup |
arnavit n.
|
|
166 |
General |
tayland'da yaşayan bir etnik grup |
saisiat n.
|
|
167 |
General |
bir grup insan |
a score of people n.
|
|
168 |
General |
güçsüz durumda olan grup |
underdog n.
|
|
169 |
General |
grup göçü |
group migration n.
|
|
170 |
General |
odak grup görüşmesi |
focus group discussion n.
|
|
171 |
General |
dış grup |
outgroup n.
|
|
172 |
General |
davetlilerin kendi yemeklerini hazırladıkları grup yemeği |
potluck n.
|
|
173 |
General |
kalabalık bir grup insan topluluğu |
a bevy of people n.
|
|
174 |
General |
seçilmiş grup |
selected group n.
|
|
175 |
General |
acaristanda yaşayan etnik bir grup |
ajar n.
|
|
176 |
General |
en iyi çıkış yapan grup |
best newcomer band n.
|
|
177 |
General |
en iyi çıkış yapan grup |
best new band n.
|
|
178 |
General |
grup/topluluk/kitle psikolojisi/kararı |
groupshift n.
|
|
179 |
General |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
warm-up act (us) n.
|
|
180 |
General |
ön grup |
warm-up act (us) n.
|
|
181 |
General |
(bir konserdeki) ana grup |
headliner n.
|
|
182 |
General |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
opening act (us) n.
|
|
183 |
General |
ön grup |
opening act (us) n.
|
|
184 |
General |
grup müdürü |
group manager n.
|
|
185 |
General |
itfaiye grup amiri |
station manager n.
|
|
186 |
General |
kar amacı gütmeyen grup |
non-profit group n.
|
|
187 |
General |
itfaiye grup amiri |
fire company chief n.
|
|
188 |
General |
itfaiye grup amir yardımcısı |
fire company assistant chief n.
|
|
189 |
General |
grup yapısı |
group structure n.
|
|
190 |
General |
grup kompozisyonu |
group composition n.
|
|
191 |
General |
grup kaynaşması/uyumu |
group cohesiveness n.
|
|
192 |
General |
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup |
inner circle n.
|
|
193 |
General |
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup |
clique n.
|
|
194 |
General |
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup |
camp n.
|
|
195 |
General |
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup |
pack n.
|
|
196 |
General |
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup |
coterie n.
|
|
197 |
General |
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup |
ingroup n.
|
|
198 |
General |
grup kampı |
band camp n.
|
|
199 |
General |
grup rehberliği |
group guidance n.
|
|
200 |
General |
birinci grup |
first group n.
|
|
201 |
General |
hindistan'da yaşayan bir etnik grup |
rath n.
|
|
202 |
General |
savunmasız sosyal/toplumsal grup |
vulnerable social group n.
|
|
203 |
General |
grup arkadaşı |
group friend n.
|
|
204 |
General |
grup arkadaşı |
friend from the band n.
|
|
205 |
General |
grup arkadaşı |
friend from the group n.
|
|
206 |
General |
grup arkadaşı |
band friend n.
|
|
207 |
General |
grup arkadaşı |
groupmate n.
|
|
208 |
General |
(müzik) grup lideri |
bandleader n.
|
|
209 |
General |
sonraki grup |
next group n.
|
|
210 |
General |
birbiriyle ilişkili ya da benzer insanlar ya da şeylerin oluşturduğu grup |
constellation n.
|
|
211 |
General |
birbiriyle bağlantılı ya da birbirine benzeyen insanların ya da şeylerin oluşturduğu grup |
constellation n.
|
|
212 |
General |
grup çalışması |
teamwork n.
|
|
213 |
General |
dörtlü grup |
quadrumvirate n.
|
|
214 |
General |
görüşlerinden ötürü genel çoğunluktan ayrılan grup |
fringe element n.
|
|
215 |
General |
grup döğüşü |
mass brawl n.
|
|
216 |
General |
grup kavgası |
mass brawl n.
|
|
217 |
General |
grup evi (bakıma ihtiyaç duyan kişilere hizmet veren bakım evi) |
group home n.
|
|
218 |
General |
grup merkezcilik |
groupcentrism n.
|
|
219 |
General |
grup kişiliği |
syntality n.
|
|
220 |
General |
düşünce farklılığı nedeniyle ana gruptan ayrılan grup |
splinter group n.
|
|
221 |
General |
yedi ünlü kişi veya şeyden oluşan grup |
pleiad n.
|
|
222 |
General |
bir grup kaynak veya stratejiden takip edilecek veya seçilecek bir tanesi |
arrow in the quiver n.
|
|
223 |
General |
ellerini ve parmaklarını masaya koymuş bir grup insanın bulunduğu masanın sözde ruhlar tarafından hareket ettirilmesi |
table-turning n.
|
|
224 |
General |
grup |
racemation n.
|
|
225 |
General |
fransa pireneler' de yer alan bir azınlık grup |
cagot n.
|
|
226 |
General |
beraber seyahat eden grup |
cafilla [arabic] n.
|
|
227 |
General |
beraber seyahat eden grup |
cafila n.
|
|
228 |
General |
bu tür bir grup tarafından yapılan gürültü |
racquette n.
|
|
229 |
General |
popüler, gürültülü, karışık grup |
racquette n.
|
|
230 |
General |
1990'lardan beri lübnan'da faaliyet gösteren filistinli aşırı dinci sünni grup |
band of partisans n.
|
|
231 |
General |
kalvinizm doktrinine inanan bir grup vaftizci |
calvinistic baptist n.
|
|
232 |
General |
grup |
rafter n.
|
|
233 |
General |
(bir grup talicinin/izcinin kullandığı) geçici konaklama yeri |
camp n.
|
|
234 |
General |
bir doktrin veya teoriyi destekleyen grup |
camp n.
|
|
235 |
General |
çocukların grup olarak yaz tatillerinde gittikleri basit yapılı rekreasyon yeri |
camp n.
|
|
236 |
General |
gösteri yapan grup |
act n.
|
|
237 |
General |
özellikle dini veya siyasi inançları veya ırkları nedeniyle insanlara acımasızca davranan kişi veya grup |
persecutor n.
|
|
238 |
General |
isyancıların oluşturduğu grup/topluluk |
rebeldom n.
|
|
239 |
General |
mahkumların tutulduğu bir grup hücre |
cellblock n.
|
|
240 |
General |
yüz kişilik grup |
centumvirate [obsolete] n.
|
|
241 |
General |
yüz kişilik grup |
century n.
|
|
242 |
General |
belli bir sınıf veya tür oluşturan grup (köpekler, kuşlar, vb.) |
regiment [obsolete] n.
|
|
243 |
General |
özel/ayrıcalıklı grup |
charmed circle n.
|
|
244 |
General |
hiçbir grup |
no body n.
|
|
245 |
General |
yarışmacı olmayan grup |
noncompetitor n.
|
|
246 |
General |
çalışmaya hazır yedek grup |
relay n.
|
|
247 |
General |
birbirine yakın olacak veya birbiri içine sığacak şekilde yerleştirilmiş bir grup nesne |
nest n.
|
|
248 |
General |
bir grup insanın oluşturduğu çevre |
network n.
|
|
249 |
General |
bir grup çadır |
tentage n.
|
|
250 |
General |
üçlü grup |
ternary [obsolete] n.
|
|
251 |
General |
mücadele edilen (bir grup) rakip |
the competition n.
|
|
252 |
General |
ortak inanca veya ilgiye sahip bir grup insan |
the fold n.
|
|
253 |
General |
otuzlu grup |
thirty n.
|
|
254 |
General |
otuz sekizli grup |
thirty-eight n.
|
|
255 |
General |
otuz beşli grup |
thirty-five n.
|
|
256 |
General |
otuz birli grup |
thirty-one n.
|
|
257 |
General |
otuz yedili grup |
thirty-seven n.
|
|
258 |
General |
otuz altılı grup |
thirty-six n.
|
|
259 |
General |
otuz üç elemanlı grup |
thirty-three n.
|
|
260 |
General |
otuz iki elemanlı grup |
thirty-two n.
|
|
261 |
General |
postanede dağıtılması için gönderilmek üzere bağlanmış bir grup posta |
tie-out n.
|
|
262 |
General |
üçlü grup |
triangle n.
|
|
263 |
General |
grup içi yüksek sadakat |
tribalism n.
|
|
264 |
General |
küçük grup |
tribelet n.
|
|
265 |
General |
grup mensupları |
tribespeople n.
|
|
266 |
General |
üçlü grup |
triumvirate n.
|
|
267 |
General |
üçlü grup |
triune n.
|
|
268 |
General |
üç kişiden oluşan grup |
triunity n.
|
|
269 |
General |
üçlü grup |
troika n.
|
|
270 |
General |
üçlü grup seks |
troilism n.
|
|
271 |
General |
kız izci birliğine yardım ve danışmanlık etmek üzere kurulmuş bir grup ebeveyn ve diğer ilgili yetişkinlerden oluşan komite |
troop committee n.
|
|
272 |
General |
on ikili grup |
twelve n.
|
|
273 |
General |
yirmili grup |
twenty n.
|
|
274 |
General |
yirmi sekizli grup |
twenty-eight n.
|
|
275 |
General |
yirmi beşli grup |
twenty-five n.
|
|
276 |
General |
yirmi dokuzlu grup |
twenty-nine n.
|
|
277 |
General |
yirmi birli grup |
twenty-one n.
|
|
278 |
General |
yirmi yedili grup |
twenty-seven n.
|
|
279 |
General |
yirmi altılı grup |
twenty-six n.
|
|
280 |
General |
yirmi üçlü grup |
twenty-three n.
|
|
281 |
General |
yirmi ikili grup |
twenty-two n.
|
|
282 |
General |
ikili grup |
two n.
|
|
283 |
General |
herhangi bir grup |
any body n.
|
|
284 |
General |
bir etnik grup veya topluluğun geleneksel müziği |
ethnic music n.
|
|
285 |
General |
grup |
unit n.
|
|
286 |
General |
belirli bir grup mensubu kişilerin eşlerinin üye olduğu dernek |
auxiliary n.
|
|
287 |
General |
belirli bir grup mensubu kişilerin akrabalarının üye olduğu dernek |
auxiliary n.
|
|
288 |
General |
yenilikçi grup |
avant-guard n.
|
|
289 |
General |
ilerici grup |
avant-guard n.
|
|
290 |
General |
sekiz kişilik grup |
eightsome n.
|
|
291 |
General |
seçkin insanlardan oluşan grup |
elect n.
|
|
292 |
General |
bağımlı kısım veya grup |
underfaction n.
|
|
293 |
General |
bağlı kısım veya grup |
underfaction n.
|
|
294 |
General |
kabile ve sosyal sınıf gibi belirli bir grup içinde gerçekleşen evlilik |
endomy n.
|
|
295 |
General |
grup üyelerinin çıkarlarının, amaçlarının veya görüşlerinin aynı olması |
unity n.
|
|
296 |
General |
birbirini tamamlayan parçalardan oluşan bir birim veya grup |
ensemble n.
|
|
297 |
General |
karşıt grup, fikir veya faaliyetlerin dikkatle dengelenmesini gerektiren durum |
balancing act n.
|
|
298 |
General |
guangşi zhuang özerk bölgesi'nde yaşayan bir etnik grup |
zhuang n.
|
|
299 |
General |
guangşi zhuang özerk bölgesi'nde yaşayan bir etnik grup |
chuang n.
|
|
300 |
General |
çin'de bir etnik grup |
zhuang n.
|
|
301 |
General |
flamayı takip eden bir grup adam veya ordu |
banner n.
|
|
302 |
General |
bir grup şövalye |
banner n.
|
|
303 |
General |
benzer türden bir grup eşya |
barrel n.
|
|
304 |
General |
benzer türden bir grup nesne |
barrel n.
|
|
305 |
General |
belirli bir grup tarafından bilinen sırlar |
esoterica n.
|
|
306 |
General |
beraber seyahat eden grup |
kafila n.
|
|
307 |
General |
beraber seyahat eden grup |
kafilah n.
|
|
308 |
General |
bir ilkeyi savunan grup |
bastion n.
|
|
309 |
General |
bir kimse veya bir grup insanla akrabalığı bulunan kimse |
kinsperson n.
|
|
310 |
General |
yaşlı ve muhafazakar iktidara karşı kontrolü ele geçirmeye çalışan bir grup genç |
young turk n.
|
|
311 |
General |
grup |
league n.
|
|
312 |
General |
üç kişiden oluşan grup |
leash n.
|
|
313 |
General |
üçlü grup |
leash n.
|
|
314 |
General |
bin elemanlı grup |
chiliad n.
|
|
315 |
General |
etnik grup |
ethnicity n.
|
|
316 |
General |
komplo düzenleyen bir grup nüfuzlu kimse |
magic circle n.
|
|
317 |
General |
bir grup olarak görülen ortalama işletme ve haneler |
main street n.
|
|
318 |
General |
güneydoğu pennsylvania'da bir grup banliyö |
main-line n.
|
|
319 |
General |
birbirine yakın konumlanmış ve grup olarak kabul edilen bir dizi yer |
vicinage n.
|
|
320 |
General |
dörtlü grup |
quaternity n.
|
|
321 |
General |
dört unsurdan oluşan grup |
quaternity n.
|
|
322 |
General |
küçük ve güçlü grup |
big five n.
|
|
323 |
General |
küçük ve güçlü grup |
big four n.
|
|
324 |
General |
küçük ve güçlü grup |
big three n.
|
|
325 |
General |
bir grup utanç verici insan arasındaki normal ve iyi huylu kimse |
white sheep n.
|
|
326 |
General |
ellili grup |
half-century n.
|
|
327 |
General |
silahlı grup |
halt n.
|
|
328 |
General |
on beşli grup |
quindecaplet n.
|
|
329 |
General |
on beş kişilik grup |
quindecemvirate n.
|
|
330 |
General |
özel grup |
quorum n.
|
|
331 |
General |
keşif yapılmamış bir bölgedeki bir grup kasaba |
block (canada) n.
|
|
332 |
General |
sürüsüne otlak bulmak için dolaşan bir grup çoban |
boley n.
|
|
333 |
General |
sürüsüne otlak bulmak için dolaşan bir grup çoban |
booly n.
|
|
334 |
General |
kurumsal bakıma ihtiyaç duyan mültecilerin oluşturduğu grup |
hard core n.
|
|
335 |
General |
kurumsal bakıma ihtiyaç duyan mültecilerin oluşturduğu grup |
hardcore [uk] n.
|
|
336 |
General |
tuhaf, şaşırtıcı ve yabancı olan çeşitli kişi veya objelerden oluşan grup veya derleme |
menagerie n.
|
|
337 |
General |
bir grup garaj |
mews n.
|
|
338 |
General |
1000 birimden oluşan grup |
millenary n.
|
|
339 |
General |
bir milyonluk grup |
million n.
|
|
340 |
General |
bir grup ögesi |
word n.
|
|
341 |
General |
yabani veya yarı evcilleştirilmiş hayvanlardan oluşan grup |
herd n.
|
|
342 |
General |
ortak bağa sahip bir grup insan |
herd n.
|
|
343 |
General |
(insanları, hayvanları) grup halinde bir araya getirmek |
herd together n.
|
|
344 |
General |
belirli kişi veya grup için ayrılmış şey |
heritage n.
|
|
345 |
General |
min dillerini konuşan bir etnik grup |
min n.
|
|
346 |
General |
papua yeni gine'nin sandaun eyaletinde yaşayan bir etnik grup |
min n.
|
|
347 |
General |
grup |
bourock [scotland] n.
|
|
348 |
General |
başarılı ve genç sanatçılardan oluşan grup |
bratpack n.
|
|
349 |
General |
kötü davranışlı bir grup genç |
bratpack n.
|
|
350 |
General |
(konferans) küçük grup toplantısı |
breakout n.
|
|
351 |
General |
grup |
breed n.
|
|
352 |
General |
yavru sürüsüne benzer grup |
brood n.
|
|
353 |
General |
eskiden londra belediye başkanına eşlik eden uzun kıyafetli bir grup erkekten biri |
budge bachelor n.
|
|
354 |
General |
heterojen grup |
heterogeny n.
|
|
355 |
General |
derecelere ayrılmış kimselerin oluşturduğu grup |
hierarchy n.
|
|
356 |
General |
rastgele bir araya getirilmiş bir grup şey |
hill n.
|
|
357 |
General |
insanların vücutlarını sallayarak hareket ettikleri dairesel bir grup dansı |
hokey cokey [uk] n.
|
|
358 |
General |
at tutkunlarından oluşan grup |
horsy set n.
|
|
359 |
General |
at yarışı ilgililerinin oluşturduğu grup |
horsy set n.
|
|
360 |
General |
grup üyelerine samimi ve gayriresmi olarak tanışma fırsatı vermek için bir partide yapılan oyun, gösteri veya dans |
mixer n.
|
|
361 |
General |
rastgele bir grup şey |
mob n.
|
|
362 |
General |
pek ilişkili olmayan bir grup şey |
mob n.
|
|
363 |
General |
bir grup kalıp |
mold n.
|
|
364 |
General |
sosyete bireyin kendi sosyal çevresindeki şık veya modaya uygun bir grup insan |
monde n.
|
|
365 |
General |
yarışmada para ödülü kazanan grup |
money n.
|
|
366 |
General |
bir araya gelip iş yönetimi meselelerini görüşen grup |
mote [obsolete] n.
|
|
367 |
General |
hedefe ulaşma yolunda hareket eden grup |
movement n.
|
|
368 |
General |
bir grup eşya |
rendezvous [obsolete] n.
|
|
369 |
General |
aykırı grup |
revel-rout n.
|
|
370 |
General |
dağınık haldeki bir grup şey |
gaggle n.
|
|
371 |
General |
neşeli grup |
gala n.
|
|
372 |
General |
nüfuzlu kimselerden oluşan grup |
loop n.
|
|
373 |
General |
ortak çıkar veya hedef paylaşan küçük grup |
loop n.
|
|
374 |
General |
öğle yemeklerinde bir araya gelen grup |
luncheon club n.
|
|
375 |
General |
birbirine karışmış grup |
lurry n.
|
|
376 |
General |
bir grup tarafından üretilip propagandası yapılan mitler bütünü |
mythoi n.
|
|
377 |
General |
erkek soyundan ortak atalara sahip bir grup insan |
gens n.
|
|
378 |
General |
şüphe çekici, yanlış veya uygunsuz hareketler sergileyen grup |
gentry n.
|
|
379 |
General |
bir grup kedi |
glaring [rare] n.
|
|
380 |
General |
glasgow sanat okulu çevresinde toplanmış ve 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında etkili olmuş bir grup tasarımcı |
glasgow school n.
|
|
381 |
General |
üç kişilik grup |
gleek [obsolete] n.
|
|
382 |
General |
sıkışık duran grup |
globe [obsolete] n.
|
|
383 |
General |
bir grup müzisyen |
music n.
|
|
384 |
General |
toplu konuşma için bir araya gelen grup |
choir n.
|
|
385 |
General |
toplu konuşma için bir araya gelen grup |
quire n.
|
|
386 |
General |
grup lideri |
choragus n.
|
|
387 |
General |
grup lideri |
choregus n.
|
|
388 |
General |
popüler dans müziği çalan grup |
dance orchestra n.
|
|
389 |
General |
(amerika erkek izcileri'nde) iki veya daha fazla yavru kurt grubunu kapsayıp tek bir devriyeyi oluşturan alt grup |
den n.
|
|
390 |
General |
karşılıklı grup eylemi |
getting even n.
|
|
391 |
General |
izole edilmiş grup |
ghetto n.
|
|
392 |
General |
ayrımcılığa uğrayan grup |
ghetto n.
|
|
393 |
General |
taşrada bir grup erkeğe yemek pişiren aşçı |
greasy n.
|
|
394 |
General |
bir eylem hakkındaki görüş ve duyguları ısrarla ifade eden bir grup insan |
greek chorus n.
|
|
395 |
General |
grup takipçisi |
groupist n.
|
|
396 |
General |
küçük grup |
grouplet n.
|
|
397 |
General |
koruya benzeyen grup |
grove n.
|
|
398 |
General |
mağlup bir kimseye sadık olan grup |
guard n.
|
|
399 |
General |
zamanı geçmiş bir ilkeye sıkı sıkıya bağlı grup |
guard n.
|
|
400 |
General |
kendini farklı bir grup ile özdeşleştirme |
identification n.
|
|
401 |
General |
17. yüzyılın ortasında londra caddelerinde şamata yapan grup |
mun n.
|
|
402 |
General |
sekizli grup |
octave n.
|
|
403 |
General |
sekiz kişilik grup |
octet n.
|
|
404 |
General |
ortak özelliklere sahip sekiz üyeli grup |
octuplet n.
|
|
405 |
General |
ortak davranışlara sahip sekiz üyeli grup |
octuplet n.
|
|
406 |
General |
(yazı tura atarak) grup içinden birini seçme |
odd man out n.
|
|
407 |
General |
(yazı tura atarak) grup içinden birini eleme |
odd man out n.
|
|
408 |
General |
grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle seçildiği bir oyun |
odd man out n.
|
|
409 |
General |
grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle elendiği bir oyun |
odd man out n.
|
|
410 |
General |
sekizli bir grup |
ogdoad n.
|
|
411 |
General |
yönetici grup |
overground n.
|
|
412 |
General |
(grup üyelerine aynı anda ikram edilen) likör |
round n.
|
|
413 |
General |
grup |
round n.
|
|
414 |
General |
(grup üyelerine) tek tek yapılan içecek servisi |
round of drinks n.
|
|
415 |
General |
yuvarlak grup |
roundel n.
|
|
416 |
General |
ne olduğu belirsiz yığın veya grup |
rummage n.
|
|
417 |
General |
olağan grup |
run n.
|
|
418 |
General |
sorun çözme odak grup etkinliği |
hackathon n.
|
|
419 |
General |
köklü bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup |
old guard n.
|
|
420 |
General |
demode bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup |
old guard n.
|
|
421 |
General |
ayrıcalıklı bir azınlığın kontrol ettiği grup |
oligarchy n.
|
|
422 |
General |
bir grup insanın yaşadığı bölge |
community n.
|
|
423 |
General |
yazı tipini istenen hale getirerek basıma hazırlayan kişinin altında çalışan bir grup dizgici |
companionship [uk] n.
|
|
424 |
General |
kurum, grup gibi bir oluşumla ilişiğini kesme |
dismemberment n.
|
|
425 |
General |
1000 üyeden oluşan grup |
millenary n.
|
|
426 |
General |
belirli bir sektörde birbiriyle ilişkili unsurların yer aldığı grup |
basket n.
|
|
427 |
General |
beşli grup |
cinquain n.
|
|
428 |
General |
yuvarlak oluşturan grup |
circle n.
|
|
429 |
General |
bir grup kişinin sırayla ziyaret ettiği belirlenmiş güzergah |
circuit n.
|
|
430 |
General |
kompakt grup |
clot n.
|
|
431 |
General |
bir grup kedi |
cludder [obsolete] n.
|
|
432 |
General |
bir grup kedi |
clutter [obsolete] n.
|
|
433 |
General |
grup üyesi |
co-member n.
|
|
434 |
General |
bir grup takipçi |
comitiva n.
|
|
435 |
General |
birlikte yemek yiyen grup |
commensality n.
|
|
436 |
General |
aynı yuvada yaşayan bir grup çayır köpeği |
coterie n.
|
|
437 |
General |
benzer ilgi alanı veya faaliyete yönelmiş grup |
coville n.
|
|
438 |
General |
düzenli grup |
dovecot n.
|
|
439 |
General |
düzenli grup |
dovecote n.
|
|
440 |
General |
on ikili grup |
duodene [rare] n.
|
|
441 |
General |
benzer şeylerden oluşan grup |
family n.
|
|
442 |
General |
birbiri ile ilişkili şeylerden oluşan grup |
family n.
|
|
443 |
General |
düşünsel olarak birbirine bağlı kişilerden oluşan grup |
family n.
|
|
444 |
General |
ilgili nesnelerin oluşturduğu grup |
pack n.
|
|
445 |
General |
düşman grup |
pack n.
|
|
446 |
General |
tahrip edici grup |
pack n.
|
|
447 |
General |
küçük grup |
packet n.
|
|
448 |
General |
kompakt grup oluşturma |
packing n.
|
|
449 |
General |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
supporting act [uk] n.
|
|
450 |
General |
ön grup |
supporting act [uk] n.
|
|
451 |
General |
grup |
consort [obsolete] n.
|
|
452 |
General |
himaye eden grup |
constituency n.
|
|
453 |
General |
temsil eden grup |
constituency n.
|
|
454 |
General |
temsil eden grup |
contingent n.
|
|
455 |
General |
bir topluluk veya kuruluşun bünyesindeki diğerlerinden ayırt edilebilen grup |
contingent n.
|
|
456 |
General |
grup üyesi |
fellow member n.
|
|
457 |
General |
grup üyelerin birbirini ziyareti |
intervisitation n.
|
|
458 |
General |
izole grup |
island n.
|
|
459 |
General |
görevi gereği gezici çalışan bir grup insan |
itinerancy n.
|
|
460 |
General |
grup |
panorama n.
|
|
461 |
General |
üyelerinin birbirinin yerine geçtiği grup sistemiyle çalışan polis ekibi |
platoon n.
|
|
462 |
General |
birlikte var olan, aynı ya da benzer şeylerden oluşan grup |
platoon n.
|
|
463 |
General |
en önemli grup |
core n.
|
|
464 |
General |
temel grup |
core n.
|
|
465 |
General |
en önemli grup |
core group n.
|
|
466 |
General |
temel grup |
core group n.
|
|
467 |
General |
küçük grup |
corporal's guard n.
|
|
468 |
General |
iki grup arasındaki şiddetli anlaşmazlık |
divide n.
|
|
469 |
General |
asiller, din adamları, orta sınıf ve basın dışında kalan toplumsal grup |
fifth estate n.
|
|
470 |
General |
beş üyeli grup |
five n.
|
|
471 |
General |
beşli grup |
fivesome n.
|
|
472 |
General |
sorumlu olunan grup |
flock n.
|
|
473 |
General |
grup |
flotilla n.
|
|
474 |
General |
ortak inanç ve amaçlar etrafında birleşmiş bir grup kuruluş |
fold n.
|
|
475 |
General |
grup dışından olan kimse |
foreigner n.
|
|
476 |
General |
hükümdar veya devlet eliyle verilen itibara sahip bir grup insan |
order n.
|
|
477 |
General |
birlikte çalışan bir grup insan |
organisation n.
|
|
478 |
General |
(kültürel grup veya özelliklerde) karşılıklı nüfuz yoluyla gerçekleşen etkileşim |
osmosis n.
|
|
479 |
General |
siyasi grup |
outfit n.
|
|
480 |
General |
kendi grubuna ait olmayan grup |
outgroup n.
|
|
481 |
General |
içerisinden yeni bir grup çıkaran kuruluş |
parent n.
|
|
482 |
General |
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge |
pargana [india] n.
|
|
483 |
General |
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge |
pergunnah [india] n.
|
|
484 |
General |
grup faaliyetlerine katılım ve katkı sağlayarak sürdürülen sosyal etkileşim |
participation n.
|
|
485 |
General |
farklı alt grup |
phase n.
|
|
486 |
General |
grup veya sınıfın en iyisi |
pride n.
|
|
487 |
General |
grup lideri |
prime n.
|
|
488 |
General |
küçük protestan grup üyesi |
primitive n.
|
|
489 |
General |
grup |
plump n.
|
|
490 |
General |
grup toplantısı lideri |
presiding officer n.
|
|
491 |
General |
birlikte tüneyen bir grup kümes hayvanı |
roost n.
|
|
492 |
General |
(17. yüzyılda) yerel cemaat kontrolünü savunan muhalif ingiliz grup |
seeker n.
|
|
493 |
General |
altılı grup |
senary [obsolete] n.
|
|
494 |
General |
yedi kişilik grup |
septet n.
|
|
495 |
General |
yedi parçadan oluşan grup |
septet n.
|
|
496 |
General |
yedi kişilik grup |
septette n.
|
|
497 |
General |
yedi parçadan oluşan grup |
septette n.
|
|
498 |
General |
yetmiş kişilik grup |
septuagint n.
|
|
499 |
General |
sendika temsilcisinin o gün çalışacak ekipten seçtiği bir grup tersane işçisi |
shapeup n.
|
|
500 |
General |
sendika temsilcisinin o gün çalışacak ekipten seçtiği bir grup tersane işçisi |
shape-up n.
|
|