English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | grower n. | yetiştirici (bitki) | ||
The latter increases aid to American growers. İkincisi, Amerikalı yetiştiricilere yapılan yardımı artırmaktadır. More Sentences |
||||
General | grower n. | üretici | ||
We are going to ban tobacco advertising, but each year millions in European subsidies go to tobacco growers. Tütün reklamlarını yasaklayacağız, ancak Avrupa'da her yıl milyonlarca dolarlık sübvansiyon tütün üreticilerine gidiyor. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | grower n. | yetiştirici | ||
General | ||||
General | grower n. | yetişen bitki | ||
General | grower n. | (belirli bir şekilde) büyüyen kimse veya şey | ||
General | grower n. | zamanla daha sevimli hale gelen kimse | ||
Agriculture | ||||
Agriculture | grower n. | bitki yetiştiricisi | ||
Agriculture | grower n. | bitki üreticisi | ||
Music | ||||
Music | grower n. | başta dinleyiciyi etkilemeyip zamanla hoşa giden müzik parçası | ||
Slang | ||||
Slang | grower n. | ereksiyon halinde değilken küçük fakat ereksiyon haline geçtiğinde oldukça büyük olan penis | ||
Slang | grower n. | sertleştiğinde/kalktığında oldukça büyük olan penis | ||
Slang | grower n. | normalde küçük ama ereksiyon halinde oldukça büyüyebilen penis |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | rice grower n. | çeltikçi | ||
General | vine grower n. | bağcı | ||
General | mushroom grower n. | mantarcı | ||
General | rose grower n. | gül yetiştiren kimse | ||
Technical | ||||
Technical | grower washer n. | grover rondelası | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | grape grower n. | bağcı | ||
Agriculture | ||||
Agriculture | beet grower n. | pancar üreticisi | ||
Agriculture | wine grower n. | şarap yapmak için üzüm asması yetiştiren kimse | ||
Agriculture | wine grower n. | şarap yapmak için üzüm yetiştiriciliği yapan kimse | ||
Breeding | ||||
Breeding | grower feed n. | büyütme yemi | ||
Breeding | calf grower feed n. | buzağı büyütme yemi | ||
Breeding | turkey grower feed n. | hindi büyütme yemi | ||
Breeding | goose grower feed n. | kaza pilici yemi | ||
Breeding | lamb grower feed n. | kuzu büyütme yemi | ||
Breeding | pullet grower feed n. | (yumurta tipi) piliç büyütme yemi | ||
Breeding | pullet grower feed n. | (damızlık) piliç büyütme yemi | ||
Slang | ||||
Slang | a grower, not a shower expr. | sen bir de kalkmış halini gör |